Paylaş
İstanbul’un köklü semtlerinden Balat’ta dört sezondur süren ‘Monologlar Müzesi’ ziyaretçileriyle yeniden buluşuyor. Eski bir binanın yedi ayrı odasında, yedi hikâye, yedi oyuncu tarafından anlatılıyor. 15’er dakikalık monologlar serisinin cuma akşamı izleyebileceğiniz ilkinin konusu Balat’ın kendisi.
Maskenizi teslim aldıktan sonra (her odaya maksimum dört izleyici alınacak) görmek istediğiniz oyunun odasına geçeceksiniz. Aynı anda farklı odalarda sahnelenen yedi monolog arasında dolaşmak serbest. Ya da tamamladığınız oyundan çıkıp az sonra yeniden başlayacak oyunlardan bir diğerini izleyebilirsiniz. Her oyun arka arkaya dört kez sahneleniyor.
‘Balat’ oyunları, bu mahallenin tarihinden, dokusundan, kültüründen doğmuş hikâyeler. Odalarda Batur Belirdi, Haydar Köyel, Erol Babaoğlu, Burcu Halaçoğlu, Melis Öz, Ece Özdikici, Tuğçe Şahin bekliyor sizi. Her biri yetkin, oyun ve sahne hâkimiyeti tam olan oyuncular.
Hijyen kuralları uygulanıyor
Her bir monoloğun yazarı ve yönetmeni de yine son dönem yerli oyun üretiminde emek veren farklı isimler. Proje tasarımı A. Sami Özbudak’a ait olan ‘Monologlar Müzesi’ 26 ve 27 Eylül’de de ‘Kadın’ ve ardından ‘Yalnızlık’ başlıklı serilerle sürecek.
Balat Mürselpaşa Caddesi’ndeki mekânda hijyen kurallarının titizlikle uygulandığını söylememe gerek bile yok. Müze mantığıyla sizi monologlar arasında dolaştıracak projeye sadece ‘havanız’ değişsin diye değil, pandemi koşullarında tüm tedbirlerini özenle alan tiyatroculara destek olmak için de gidin.
25 Eylül Cuma saat 20.30’da Mürselpaşa Cad. No: 163’te. 60 lira.
TİYATROMUZ GÖZ GÖRE GÖRE ERİYOR
Tiyatrolar açık hava etkinlikleriyle, beş ay boyunca uzak kaldıkları seyirciyle buluşur, tiyatro emekçileri birer, ikişer oyunla da olsa gelir elde edebilirken geçen cuma gecesi gelen ‘açık hava etkinlikleri yasağıyla’ bu soluklanma imkânı kesildi. Tiyatro ve müzik etkinliklerinin düğün gibi eğlencelerle aynı kefeye konulması can acıtıcıydı. Üstelik tiyatrolar başta oturma yerleri arasındaki mesafe olmak üzere tedbirler açısından örnek düzene sahipken… Üç gün sonra gelen yeni açıklamaysa açık havada temsillerine izin verildiğini söylüyordu. Yanlıştan dönülmesi sevindirici. Lakin ilk yasakla, açık havadaki sahneler sökülmüştü bile. Son derece yüksek maliyetli bu kurulumların bir kısmı yeniden yerleştirilme şansına sahip değil. Bu şekilde gelen gece yarısı kararları (ve kararsızlıkları) tiyatro dünyasına ek darbeler indiriyor.
Hafta başındaysa merkezi sahnelerden Toy İstanbul’un veda mesajı geldi. Tiyatroları kapatan, emekçileri açlığa mahkûm eden sadece ‘pandemi’ değil; merkezi ve yerel yönetimlerin gerekli desteği sunmaması da etkili. Özel tiyatro çalışanlarının da yaşamak için çalışmaya, çalışamayacakları koşullarda devlet tarafından desteklenmeye mecbur oldukları unutulmamalı.
NE YAPABİLİRSİNİZ?
Moda Sahnesi’nin her biri sanatçılar tarafından imzalanmış özel afiş serisinden edinip İstanbul’un bu önemli tiyatro mekânıyla dayanışabilirsiniz...
Paylaş