Aysun Kaba

Maskülen stil dengede olmama yardımcı oluyor

23 Ocak 2022
İkiz kardeşler Ece Bıçak ve Esin Bıçak kardeşler, uluslararası podyumlarda boy göstererek ülkemizi başarıyla teslim ediyor. Yves Saint Laurent podyumunda yürüyen ikiz kardeşler, dünya çapında başarılı işlere imza atarak bizleri gururlandırıyor. Bu haftaki konuğum başarılı ikiz kardeşlerden Ece Bıçak. Sevgili Ece’yle buluştuk ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İlk dikkatimi çeken; çok samimi ve ayakları yere basan bir karaktere sahip olması, egosunun bulunmaması... İşi haricinde çok görünür olmak istememesi de en hayran olunacak yanıydı. En önemli uyarısı gençlerin kendilerine güvenmeleri ve eğitimlerini tamamlamaları...

ECE BIÇAK İLE 5 SORU 5 CEVAP

 

 
1- Ece Bıçak neler yapıyor?

Okuduğum biyomühendislik bölümünden mezun olduktan sonra başladığım modellik kariyerimde işimi en güzel şekilde yapmaya çalışıyorum. Modellikte önceliğim işimi yaparken keyif almak bu yolda keşfedeceğim daha çok şey var. Sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak aynı zamanda kendimi ifade edebildiğim yeni güzel hobiler edinmeye çalışıyorum. Şu anda Paris’te kariyerime devam ediyorum, bu sezon Paris Moda Haftası’na kadar burada olacağım.

2- Yves Saint Laurent podyumunda yürüyen, daha önce de dünya çapında başarılı işlere imza atmış olan ikiz kardeşlerden biri olarak duygularını öğrenebilir miyiz?


Yazının Devamını Oku

Kendine güvenen kadın her zaman şıktır  

9 Ocak 2022
Didem Karslı, çalışkan, vizyoner, başarılı bir avukat, aynı zamanda Feel The Lotus markasının kurucusu. Moda sektörüne girme sebebi ise; çalışan, üreten kadınlar için güçlü, konforlu takımlar üretmek ve giydiklerinde yüzlerinde mutluluk ise kendileri için en büyük hediye... Kadının gücü ile bağdaştırdıkları lotus çiçeğinin güçlü hikâyesinden doğan marka; ceket, pantolon ve gömlek üçlüsüyle dikkatleri çekiyor. Amacının, ‘zamana bağlı olmayan parçalar tasarlayıp zarafeti zaman aşırı bir konsept haline getirmek’ olduğunu söyleyen Didem Karslı ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

DİDEM KARSLI İLE 5 SORU 5 CEVAP

1-Didem Karslı neler yapıyor? Markanızın hikâyesini öğrenebilir miyiz?

Feel The Lotus markasının kurucusuyum. Markanın kurulmasının öncesinde uzun süren bir ARGE aşaması olmuştur. Paris-Londra arası mekik dokuyarak gecen bir marka ön çalışma süresi mevcuttur. Markamız, kadının gücü ile bağdaştırdığımız lotus çiçeğinin güçlü hikâyesinden doğmuştur. Lotus çiçeği binlerce yıl öncesinden beri var olan, gücünü tohumundaki yaşam enerjisinden alan ilham veren bir çiçektir. Hayatın kendisinden, mimariden, sanattan, insanlardan kısacası hayata dair her güzel parçadan Feel The Lotus tasarımından bir parça bulunmaktadır. İlk koleksiyondaki lotus ceket tasarımı, ilhamını lotus çiçeğinin yapraklarından almış ve tasarlanmıştır.
2-Sürdürebilirlik markanız için ne ifade ediyor?

Sürdürebilirlik; en önem verdiğimiz konulardan biridir. İçinde bulunduğumuz bu pandemi sürecinden de anladığımız üzere sürdürülebilir olma, “easy come easy go”nun dünyamızı ne kadar kirlettiğini farkına varmamıza sebep olmuştur. Markamızın tasarımından üretimine kadar olan her aşamasında sürdürülebilirlik hedeflenmiştir. Yıllar geçse de dolabınızdan çıkarıp aynı kalitesini koruyan bir ceketi giymenizi istiyoruz. Buna göre iplik seçerek buna göre kumaş seçerek ve tasarım sürecimizde de buna göre ilerliyoruz. Biz, bilgisine saygı duyduğumuz ve yararlandığımız doğaya olabildiğince yakın yaşamaya çalışırız. Üretim ve tüketim alanlarındaki etik kurallarına saygılı kalıp, moda dünyasında da bu bilinci arttırmak için sürdürülebilir moda trendini benimseriz. Amacımız, zamana bağlı olmayan parçalar tasarlayıp, zarafeti zaman aşırı bir konsept haline getirmektir.
3- Siz şıklığı nasıl yorumlarsınız?

Şıklık sadeliktir, şıklık güzel bir kumaştır, güzel bir tasarım ve bir dinginlik halidir. Şıklık güzel ve güçlü bir enerjidir. Kendine güvenen ve kendini seven bir kadın her zaman şıktır. Şıklık güzel bir tasarımın taşıyanın enerjisi ile buluşmasıdır.

Yazının Devamını Oku

Kendime yakışanı bulmayı sevdim

2 Ocak 2022
Mutlu Erturan, vizyoner, çalışkan ve başarılı bir iş kadını. Türkiye’nin en önemli e-ticaret platformlarından ‘hepsiburada’nın İş Geliştirme Grup Başkanı. Güçlü kadınlara hayranlığım ayrı, bir de anne olduklarında işlerinin daha zor olduğunu bilen ve yaşayan biri olarak hep ayakta alkışlarım... Birçok başarılı projeye ve yeniliklere imzasını atan özel birisi. Aynı zamanda stilini, duruşunu beğenerek takip ettiğim isimlerden. Kısa hayat hikâyesini, alışveriş alışkanlıkları ve modayı konuştuğumuz sevgili Mutlu Erturan, girişimcilik ve iş hayatıyla ilgili gençlere de altın önerilerde bulundu.

 

MUTLU ERTURAN İLE 5 SORU 5 CEVAP

 

1-Mutlu Erturan’ı yakından tanıyabilir miyiz?

İzmir doğumluyum. İzmir Amerikan Lisesi’ni bitirdikten sonra ODTÜ’de ekonomi eğitimi aldım. Sonrasında İstanbul’da finans sektöründe çalışırken İngiltere’de yüksek lisans yaptım. İş hayatıma IBM’de danışmanlık yaptığım dönemde tanıştığım e-ticaret sitesi ‘hepsiburada’da devam ediyorum. 7 yıldır grupta farklı üst düzey görevler aldım. 15 ve 17 yaşında iki erkek çocuk annesiyim. Seyahat etmek, yemek yapmak ama özellikle sağlıklı tarifler geliştirmeyi çok seviyorum. Farklı deneyimler yaşamayı, çocuklarımı da bunun bir parçası yapmayı çok seviyorum.

2-Alışveriş alışkanlıklarımız değişti mi? Siz alışverişe çıktığınız da nelere dikkat ediyorsunuz?

Ben Türkiye’nin en büyük platformlarından birinde üst düzey yönetici olarak çalıştığım için değil ama Mutlu Erturan olarak zaten e-ticareti her noktada alışverişlerimde kullanıyorum. Ancak halen Türkiye’de ve yurt dışında küçük yerel markaları keşfederek sokaklarda alışveriş yapmaktan çok büyük keyif alıyorum. İhtiyaç alışverişini online, deneyim ve keyif alışverişini halen geleneksel yapıyorum diyebilirim.

3- Sizin modayla aranız nasıl? Modayı nasıl yorumlarsınız?

Yazının Devamını Oku

Her kadın başlı başına bir moda yaratabilir

26 Aralık 2021
Nevin Elgendy, Mısır’lı ama Kahire ve İstanbul arası mekik dokuyan bir İstanbul aşığı... Kendisini ilk gördüğümde ışığı, etrafa verdiği o pozitif enerjisi görülmeye değerdi. Dedim ki; ‘kesinlikle insanların yaşamlarına çok iyi gelen birisi.’ Ve kendisini tanıyıp konuşunca hayalleri dizayn eden özel bir kişilik olduğu öğrendim. Hayal etmeyi seviyor, insanların kendi potansiyellerini keşfetmelerini, hayallerini yaratmalarına ve bunu yaşamalarına da yardımcı oluyor. Güzel ve keyifli bir sohbet gerçekleştirdiğim Nevin Elgendy ile İstanbul aşkını, işini ve modayı konuştuk.

Nevin Elgendy ile 5 Soru 5 Cevap

1-Sizi tanıyabilir miyiz?


Arap dünyasının lideri bir ülkeden gelip Türk dünyasının lideri bir ülkede yaşıyorum. Hem de dünyanın gözbebeği, muhteşem kentlerden birisinde, İstanbul’da. Kendimi çok şanslı hissediyorum İstanbul ile firavunların, piramitlerin, Memluklerin, Kıptilerin başkenti, Nil Nehri kıyısındaki Kahire arasında mekik dokuduğum için. Her birisi dünyanın başka bir köşesinde yaşamakta olan dört çocuğum var; Layla, Nadia, Jena ve Nur. İnsanlar bana hep neden İstanbul’da yaşadığımı soruyorlar. Ben aslında Mısırlıyım ama Kanada pasaportum da var. İlk İstanbul’a geldiğimde benim dikkatimi çeken, aşka düşüren şey İstanbul’un hem doğu hem de batı özellikleri taşımasıydı. Bu, beni çok iyi yansıtıyor. Kendimi tam olarak doğuya ya da batıya ait hissetmiyorum. Bu bakımdan İstanbul tam bana göre.
2-Rüya tasarımcısı diyorlar sizin için, bize açılımını yapar mısınız?



Yazının Devamını Oku

Stil bir ifade biçimi

19 Aralık 2021
Işık Şimşek, o bir Ankaralı, müzik onun için çok şey ifade ediyor, sanatın her dalı küçüklüğünden itibaren hep ilgi odağı olmuş. TRT Ankara Çocuk Kulübü’yle başlayan seslendirme sanatçılığı ve radyo programcılığını üniversite yıllarının sonuna kadar sürdürdü. Özel radyolarda yapımcılık ve sunuculuk yaptı. İstanbul’un birçok ünlü mekânında ve özel gecelerde sahne aldı, çok izlenen televizyon dizilerinin şarkılarını seslendirdi. Adını medya dünyasında da duyuran Işık Şimşek, çok okunan dergiler de yayın yönetmenliği yaptı. 10 parmağında 10 marifet diyebiliriz. Sevgili Işık Şimşek’le hayatını, moda ve stili konuştuk...

IŞIK ŞİMŞEK İLE 5 SORU 5 CEVAP

1- Işık Şimşek neler yapıyor?

Dergicilik, şarkıcılık ve annelik yapıyorum. 25 yıla yakın zamandır dergicilik yapıyorum, J InStyle Türkiye’nin yayın yönetmeniyim. 20 yıldan fazladır profesyonel olarak sahneye çıkıyorum, 2016’dan bu yana da kendi şarkılarımı yayınlıyorum. 8 yaşında bir oğlum var, eşimle 22 yıldır birlikteyiz. Şarkılarımı çoğunlukla eşim yapıyor, birçok ünlü ismin şarkılarını söylediği bir müzisyen kendisi, Can Algeç.

2-Müzik nasıl başladı?

Müzik hep vardı, eve gelen misafirlere konser veren çocuklardandım. Okul orkestraları, yarışmalar derken konservatuvar okumak istedim ama derslerim de iyiydi, ailem klasik ‘müziği hobi gibi yap’ kartını kullandı. 20’lerimden itibaren sahneye çıkmaya başladım, bir yandan da dergicilik yapıyordum. 2000’lerin başında albüm yapmak için neredeyse sağlığımı kaybediyordum, albüm yapmayı beceremeyince müzik işlerine kendi çapımda küstüm. 10 yıl ofis hayatıyla, stüdyo şarkıcılığı yaparak, dizi şarkıları söyleyerek geçti. Oğlum doğduktan sonra bir sabah karar vermiş olarak uyandım ve kendi şarkılarımı yayınlamaya, yeniden sahneye çıkmaya başladım. Tamamen kendi zevkim için şarkı söylediğim yeni bir dönem başladı benim için. Son 5 yılda 6 tekli ve bir EP yayınladım.

3-Siz stili nasıl yorumlarsınız? Kendi tarzınız nasıl? Nelere öncelik veriyorsunuz?

Stil bir ifade biçimi bana göre. Dünyayı, renkleri, şekilleri, dokuları nasıl gördüğünüzü stilinizle ifade edersiniz. O yüzden de elbette zamanın ruhuna göre değişir ama temelde sizi anlatır. Benim tarzım da beni anlatıyor: Rahat, çabasız, arada pırıltılı, genelde ise tamamen fonksiyonel. Rahatsızlık veren hiçbir şeyi giymemeyi, fazla giyinmemeyi, kendimi nelerin içinde iyi hissettiğimi öğrendim, ufak değişikliklerle tekrar ediyorum. Bir bakıma aynı tişörtten 50 tane alan Mark Zuckerberg gibiyim diyebiliriz. J Akışkan dokuları, zamana karşı yenilmeyen parçaları seviyorum. Hızlı tüketilen hiçbir şeyi almıyorum, modanın iklim krizine katkısı büyük, kendi payıma sürdürülebilir parçaları giymeyi, sevdiğim parçaları tekrar tekrar kullanmayı, uzun yıllar kullanabileceğim parçalara yatırım yapmayı seçiyorum. Zaman içinde ölçüsü çok değişen bir bedenim olduğu için bir süre 10 ayrı bedende kadına uyabilecek parçalarla dolu bir gardırobum oldu. Kullanmadıklarımı paylaştım ve sadeleştim.

Yazının Devamını Oku

Evin içinde şık olmak yeni alışkanlığımız

12 Aralık 2021
Senem Aydın, genç bir gazeteci, hayallerinin peşinden giden, çok çalışan ve aynı zaman da stiliyle de dikkatimi çeken birisi... Milliyet Cadde’de kültür sanat dünyasının sevilen isimleriyle dikkat çeken keyifli röportajlar yapıyor. Mesleğine hakim, hayallerinin peşinden giden, bilinçli ve stil sahibi bir genç. “Hayallerin temiz kalple, çok çalışarak ve özveriyle gerçekleştiğini biliyorum” diyen sevgili Senem Aydın’la gazetecilik mesleğini, hedeflerini ve modayı konuştum.

SENEM AYDIN’LA 5 SORU 5 CEVAP

1-Sizi tanıyabilir miyiz?
İstanbul’da doğup büyüdüm. Gazeteciyim. Gazetecilik eğitimimin ardından Bahçeşehir Üniversitesi’nde Reklamcılık ve Marka İletişimi Yönetimi üzerine yüksek lisans yaptım. Kariyerime Doğan Dergi Grubu’nda staj yaparak başladım. Öğrencilik yıllarımda Radikal, Kanal D, CNN Türk’te çalıştım. Yine öğrenciyken başladığım Milliyet Cadde’de 10 yılı geride bıraktım. Sanat dünyasının yıldızlarıyla röportajlar ve editörlük yapıyorum. Aynı zamanda köşe yazılarıma devam ediyorum. Radio Slow Time’da hazırlayıp sunduğum ‘Akşamüstü Kahvesi’ programımla keyifli bir radyoculuk serüvenim oldu. Gazetecilik çocukluk hayalimdi, şansını da kendi yaratanlardanım. Hayallerin temiz kalple, çok çalışarak ve özveriyle gerçekleştiğini biliyorum. Hep en iyisi için çalışıyorum. İşimde büyük özen ve titizlik gösteriyorum. En büyük tutkum kariyerlerinde zirveye ulaşmış kişilerle söyleşi yapmak, hatta bu alanda bir kitap projem de var.

2-İletişim fakültesinde okuyan, bu işi yapmak isteyen gazeteci adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Öncelikle bu işi çok sevmeleri gerekiyor. Motivasyonu yüksek tutmak ve istikrarlı olmak şart. Teknoloji baş döndürücü bir hızla değişiyor, bunun bir avantajı bireysel başarıların daha kolay fark edilmesi. Bu hedefi taşıyan kişiler, yaratıcılıklarını kullanıp sosyal medya ortamında da fark yaratabilir.

3-Siz modayı nasıl yorumlarsınız?

Yazının Devamını Oku

Uzun süre kullanılabilecek kıyafetleri seçiyorum

28 Kasım 2021
Aynur Tattersall, Türkiye’de uzun yıllar sürdürdüğü meslek hayatını Londra’da devam ettiren başarılı bir serbest gazeteci. Dünyanın dört bir tarafında liderlik üzerine eğitimler, yaşam koçluğu, iletişim danışmanlığı yapıyor. Yeni yerleri keşfetmeyi isteyen, bu sebeple dünyayı gezen, izlenimlerini güçlü kalemiyle, okuyucularına hissederek, yaşayarak, hissettirerek ve yaşatarak ulaştırıyor. İnsanların hayatına dokunmayı seven, hakikate inanan ve Sait Faik Abasıyanık’ın “Dünyayı güzellik kurtaracak, bir insanı sevmekle başlayacak her şey” sözünü hayat düsturu edinmiş bir yazar. Özellikleri saymakla bitmeyen Aynur Tattersall için ‘on parmağında on marifet’ dersek tam yeridir. Aynı zaman da stiliyle de dikkat çeken sevgili Aynur ile yaşamını, modayı ve insanlar arasındaki iletişimi konuştuk.

AYNUR TATTERSALL İLE 5 SORU 5 CEVAP

 1-Sizi tanıyabilir miyiz?
Londra’dan hem dünya hem de Türkiye basını için serbest gazeteci olarak çalışıyorum. Hem Türkiye’de sürekli basın kartı sahibiyim hem de İngiltere’de Ulusal Gazeteciler Birliği üyesiyim. Yerel ile küresel bağdaştırmaya çalışmak, ikisi arasında gidip gelmek, mesajlar yaratmak, renkler, kokular, tatlar keşfetmek, daha fazlasını yapmak en büyük tutkum. Liderlik üzerine özel eğitimler veriyor, UNESCO’nun dünya mirası projelerine stratejik danışmanlık sağlıyorum. Bugüne kadar Boris Johnson’dan Nicolas Sarkozy’ye, Tayyip Erdoğan’dan Angela Merkel’e, Roger Federer’den İlham Aliyev, Melinda Gates’den Jens Stoltenberg’e uzanan menzilde liderlerle özel mülakatlar gerçekleştirdim. Şimdi bu konularda bir kitap üzerinde çalışıyorum, son revizyonları yapıyorum. Seyahat ettiğim ülkeleri, gördüklerimi, tecrübelerimi kaleme alıyorum. İzlenimlerimi okuyuculara içimden yaşayarak, hissederek kendi penceremden anlatmayı seviyorum. İnsanların hayatına dokunmayı seviyorum. Sevgi her şeyde ve onu her zaman her şeyde görebilirsek büyük yol almış olacağız diye düşünüyorum. Londra ve Urla’da kendi yarattığım doğal, dingin ve yaratıcı ortamda yaşamımı seyahatler yaparak sürdürüyorum.

2-Alışveriş alışkanlıklarınızda neler değişti? Artık “yavaş moda” diyoruz, siz bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Hep kendim gibi olmayı ve kendime yakışanı giymeyi tercih ettim. Modayı takip etmiyorum ve hiçbir zaman bir kıyafeti moda olduğu için aldığımı hatırlamıyorum. Sadece ihtiyacım olduğunda alışveriş yapıyorum ve çok az sayıda giysim, ayakkabım, çantam var. Sanırım alışveriş alışkanlığım bundan 15 yıl önce değişti. Kendim hakkımda farkındalığım arttığında ve bilinç düzeyim değiştiğinde başka bir yaşam tarzım oldu. Giydiklerim ve yaşadığım yer de yaşam tarzıma göre şekillendi. Çok seyahat ettiğim için kıyafetlerimi ona göre seçiyorum. 15 yıldır bulunduğum bir yerde 10 günden fazla kalmadığımı fark ettim. Bunu bilinçli olarak yapmıyorum ama yaptığım iş ve kendi iç dinamiklerim böyle çalışıyor. Bu sebeple fonksiyonel, basit, uzun süre kullanılabilecek kalitede ve bana yakışan kıyafetleri seçiyorum. Alışveriş yaparken de buna dikkat ediyorum. Ayrıca evdeki gardıroplarımın da kapakları yok. Tüm eşyalarımı askıda görmek istiyorum. Bir çorabım koyduğum yerde olmasa farkına varırım. Tüm eşyalarımın tek tek yerini biliyorum ve seyahat için hazırlanırken en fazla 15 dakika içinde bavulumu hazırlayıp evden çıkabilirim.

3-Londra ve Urla iki farklı yaşam ortamı, sizin için ne ifade ediyorlar?

Londra’yı “sevgilim” gibi seviyorum. Beni heyecanlandıran, gelişmem yenilenmem için fırsatlar sunan hiç vazgeçemeyeceğim bir tutkum. Urla’yı ise “annem” gibi seviyorum. Beni her halimle kabul edeceğini bildiğim, huzur bulduğum, köklerim. Londra; kalabalıklar içinde yalnız kalabileceğiniz, gerçekten ne istediğinizi biliyor ve hedef koymuşsanız iyi para kazanabileceğiniz hem madden hem de manen doyum içinde yaşayabileceğiniz bir yer. Londra’dan değişik şekillerde besleniyorum. Kendimi entelektüel ve spritüal anlamda geliştirebildiğim bir şehir Londra. Urla’da önce hayalini kurduğum, sonra yavaş yavaş gerçekleştirdiğim bir yaşam tarzım var. Bundan yıllar önce annem için aldığım zeytinliğim ve pandemi döneminde içinde tamamlayarak yaşama fırsatı bulduğum bir taş evim var. Burada organik zeytinyağı üretiyorum. Dünyanın geri kalanını bir kenara bırakıp bir çiftçi hayatı yaşayabiliyorum. Kendi tereyağımı, yoğurdumu yapıyorum. Domatesimi, biberimi, patlıcanımı mümkün olan mevsimindeki her türlü sebzeyi yetiştiriyorum. Ben yokken benim için bakan yardımcım var.

4-İletişim konusunda nerede hata yapıyoruz?

Yazının Devamını Oku

Hayal kurmak önemli ama adımlar sağlam atılmalı

21 Kasım 2021
Burcu Tandoğan, genç ve başarılı bir girişimci. Ankara’da doğdu, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi viyola bölümünden mezun olduktan sonra kariyerine modayla devam etme kararı verdi, New York Moda Enstitüsü’ndeki Moda Tasarım ve Moda Etkinlik Planlama bölümünde eğitim aldı. Türkiye’ye birçok markayı getirerek adından söz ettirdi, şimdilerde ise kendi hazır giyim markasının hazırlığında. İstanbul-Londra arasında mekik dokuyor çünkü çok yakın zamanda ‘İyi kumaşlarla az al, iyisini al’ sloganıyla hazır giyim markasını dünyaya ihraç etmeyi planlıyor. Son derece enerjik, samimi ve doğal biri. Bu özelliklerini tarzına da yansıtan fazlasıyla yansıtan sevgili Burcu Tandoğan ile kariyer yolculuğu, hedefleri, moda ve stili konuştuk.

BURCU TANDOĞAN İLE 5 SORU 5 CEVAP

 1-Burcu Tandoğan’ı sizden dinlemek isteriz, neler yapıyorsunuz?

Londra’ya yeni yerleştim. 8 yıllık ithalat deneyimimin ardından yeni bir şirket daha kurdum. Artık sadece ithalat yapmak istemiyorum. Türkiye’de üretip Londra’ya ihracat yapmayı planlıyorum. Nomadic State of Mind hasır ip sandaletleri ile başka birçok markayı Türkiye’ye getirdim. Ve bunların ithalatında öğrendiğim tüm deneyimimi kullanarak kendi hazır giyim markamı yaratıp dünyaya ihraç etmek istiyorum. Sadece ithalat değil aynı zamanda e-ticaret ve sosyal medya konularında da ciddi bir bilgi birikimim olduğu için yeni kuracağım markanın dijital anlamda hızlı yayılmasını hedefliyorum. Bunun için ilk önce Londra’da bir şirket kurdum ardından Ankara Anlaşması’na başvurdum ve kabul edildim. Şu an her iki şirketim için de Londra-İstanbul arası mekik dokuyorum.

2- Sizin gibi genç ve başarılı birisi, genç girişimciler için neler önerir?

Hayal kurmak çok önemli fakat benim önerim ideallerin daha gerçekçi ilerlemesi adına atılan adımların da sağlam olması yönünde olacaktır. Örneğin yapılacak iş özelinde detaylı araştırma çok önemlidir; deneyimli ekip hayat kurtaracaktır ve dışarıdan, güvenilir danışman firmalarından alınan danışmanlıklar eğer yolun başındaysanız size çok fazla şey öğretecektir. Benim ekibimdeki herkes kendi alanında çok başarılı ve gayretli isimler. Bu yüzden bir girişimci olarak eğer ortaya bir başarı koymak istiyorlarsa bu iş asla tek bir kişiye ait olmuyor, bunu bilsinler. Bazen birileri bazı alanlardaki bir işi sizden daha iyi bile yapabiliyor, size de bir girişimci olarak üretmek ve kendi vizyonunuzu ortaya koymak için daha fazla zaman kalıyor. Bu konuda örnek vermek istiyorum. Bahsettiğim sadece muhasebe, finans veya gümrük gibi spesifik konular değil. Elbette bu konularda alanında uzman kişilerle çalışmak gerekir ancak sizin neye vakit ayırmak istediğiniz de çok önemli. Mesela eğitimim veya deneyimim gereği ben de hesaplamalar, tasarımlar yapabilirim ama enerjimi hangi alanda kullanırsam daha faydalı olacak, bunu bilmek ve uygulamak çok önemli. Böylece ben sevdiğim ve iyi olduğum alanda çalışırken diğer konuları güvendiğim ekibime bırakıyorum. Kendinize inanın, size inanmayan herkes aslında kendisine inanmıyordur.

3-Burcu Tandoğan’nın stil kodları neler?

Benim giyim tarzım çok sade gibi gözükse de cesur kıyafetleri tarzıma çok yakıştırırım. İş yerinde güçlü, maskülen, tek renk takımları tercih ederim. Ancak günlük hayatımda çok uğraşılmış parçalar seçmem. Sade, rahat ve net olmayı severim. Desenli hiçbir kıyafetin içinde mutlu olmam. Fırfırlı eteklerim hiç olmadı mesela. Dolabım çok renkli değildir. Bu durum hızlı seyahat planlarıma bavul hazırlarken de kolaylık sağlıyor. Geceleri iddialı giyinmeyi severim ama yine tek renk tercih ederim. Dolabımda olmazsa olmaz dediğim parçalar ise kesinlikle kendi markamın mini elbiseleridir.

4-Türk kadınlarını şık buluyor musunuz? Neler eksik, neler fazla?

Yazının Devamını Oku