Ramazan'da yardım

Ayşen GÜR

Ramazan dolayısıyla iftar ve eğlence amacıyla kurulan çadırlar neredeyse bir gelenek haline gelmek üzere.

Ama çadır artık başka bir mana kazandı. Aklımıza deprem bölgesinde bunların içinde yaşayan onbinlerce afetzede geliyor.

Çadır artık sevimli bir şey değil!

Ramazan, dayanışmanın arttığı, özellikle zenginlerin yoksullara yardım etmekte her zamankinden daha titiz davrandığı bir dönem.

Bu yıl Ramazan, iki büyük depremin hemen ardından geldi. Canla başla bölgesindeki komşuların yardımına koşan İstanbullular, Ramazan ayında yeni bir hamle yapabilirler, dikkatler yeniden afet bölgesine çevrilebilir.

İstanbul'un belediyeleri de depremlerde komşu illere ve ilçelere yardım elini uzattılar.

Ben bu yüzden, bu Ramazan'da belediyelerin geleneksel hale getirdikleri yardımları afet bölgelerine yönelteceklerini, İstanbul'da çadır kurulmayacağını sanıyordum.

Sadece Üsküdar Belediyesi, Ramazan çadırını Adapazarı'na yolladığı için bu yıl çadır kurmuyor. Buna karşılık Şişli Belediyesi çadır kuran belediyeler arasına katılıyor.

Peki bu çadırlar amaçlarına ulaşıyor mu? İftar yemeğinden yoksullar yararlanabiliyor mu?

Buna yüzde yüz evet diyemeyiz.

Bu yüzden en iyi yöntemin, çadırlar kurarak herkesin gözü önünde bedava yemek dağıtmaktan çok, gerçekten muhtaç ailelerin tespit edilerek onlara sessiz sedasız erzak yardımı yapılması olduğunu düşünüyorum. Büyükşehir Belediyesi'nin özel sektörü de katarak planladığı yardım kampanyası iyi bir örnek olabilir.

Ama, şurası açık ki Ramazan'da asıl yardım edilmesi gerekenler, hayatlarını deprem çadırında geçirenlerdir.