Paylaş
1985 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Yayıncılar Birliği, Ülkemiz’ in faaliyetini sürdüren en eski yayıncı birliği. Türkiye’de yayıncılık sektöründe faaliyet gösteren yayıncıları ve yayın dağıtımcılarını temsil eden Birlik, 400’ ün üstünde üyeye sahip.
Türkiye Yayıncılar Birliği’ nin başlıca amaçları ise, şöyle sınırlanıyor:
Türkiye Yayıncılar Birliği, Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin (International Publishers Association – IPA) Türkiye’ yi temsil eden tek üyesi. Uluslararası etkinliklere Türkiye’ deki yayıncıları temsilen katılıyor ve Türkiye’ ye özgü sorun ve ihtiyaçları aktarıyor. Ayrıca, diğer ulusal ve uluslararası yayıncılık örgütleriyle dayanışma içinde sorunlara çözüm arıyor, IPA’ nın Yayınlama Özgürlüğü, Telif Hakları, Korsanla Mücadele, Okuryazarlık ve Kitap Politikaları Komiteleri ile Eğitim Yayıncılığı Forumu’ nda aktif görev üstleniyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından, 1994 yılından bu yana düzenli olarak Yayınlama Özgürlüğü Raporları hazırlanıyor ve her yıl bir yazar, bir yayıncı ve kitapçıya “Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü” veriliyor. Birlik, ayrıca, 2008 yılından beri her yıl “Türkiye Kitap Pazarı Raporu” yayınlıyor.
Geçtiğimiz günlerde, Çukurova 17. Kitap Fuarı açıldı. Fuar’ ın açılış konuşmacısı, Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı ve Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Kenan Kocatürk idi. Kocatürk, konuşmasında yayın sektörü ile ilgili çok önemli bilgiler paylaştı.
Sevindirici ve umut verici olduğunu düşündüğüm bu bilgileri ben de buradan Sizler’ le paylaşmak istiyorum:
Yayımcı Meslek Birlikleri Federasyonu (YAYFED) tarafından açıklanan bandrol verilerine göre; yayın sektörü 2024 yılını 413 milyon 860 bin 263 adet kitap üretimiyle tamamlamış bulunuyor. Bu rakamlar, 2023 yılına kıyasla 13 milyon 519 bin 686 adetlik (yani %3,38 oranında) bir artışı gösteriyor. Bu durum, sektörün son iki yılda üst üste büyüme kaydettiğine ve 2022 yılında yaşanan ekonomik kriz ve olumsuzluklar nedeniyle 380 milyon seviyesine kadar düşen kitap üretimindeki olumsuzlukların geride bırakıldığına işaret ediyor.
Bağımsız yayıncıların ürettiği bu miktarın dışında, Millî Eğitim Bakanlığı’ nın 2024 yılında üretip ücretsiz olarak öğrencilere dağıttığı kitap sayısı da 182 milyon 308 bin 230. Ayrıca, 48 sayfanın altında olan ve bandrol zorunluluğu bulunmayan kitap sayısının da yaklaşık 100 milyon olduğu tahmin ediliyor.
Böylelikle tüm kitap üretiminin 696 milyon 168 bin 493, yani yaklaşık 700 milyon olduğunu söylenebilir. TÜİK tarafından açıklanan en son verilere göre, ülke nüfusumuz 85 milyon 372 bin 377 kişi. Buna göre ülkemizde kişi başına 8 kitap düşüyor. Bu henüz çok küçük bir oran. Ama ben, bu oranın giderek artacağına yürekten inanıyorum.
Yine YAYFED verilerine bakıldığında, kategori dağılımında; 2024 yılında üretilen kitapların %11,9’unu yetişkin kültür yayınları, %13,6’sını yetişkin kurgu kitapları, %15’ini çocuk kitapları, %1’ini gençlik kitapları, %8,8’ini inanç kitapları, %2,5’ini akademik yayınlar, %1,3’ünü ithal kitaplar ve %46,5’ini eğitim yayınlarının oluşturduğu görülüyor.
Son üç yılın verileri incelendiğinde; yetişkin kültür yayınları ve yetişkin kurgu-edebiyat yayınlarında gerileme, çocuk kitapları ve eğitim yayınlarında ise üretim artışı dikkat çekiyor.
ISBN Türkiye Ajansı’ndan alınan bilgilere göre; 2024 yılı 1 Ocak – 31 Aralık tarihleri arasında atanan ISBN sayısı 92 bin 595. Bunun 73 bin 482 adedini basılı kitaplar, 17 bin 974 adedini çevrimiçi web tabanlı kitaplar oluşturmuş bulunuyor. Diğer formatlarda atanan ISBN sayısı ise 1.139 olarak gerçekleşmiş durumda.
Kocatürk, “Üretim ve ekonomik koşullarla ilgili gelişmelerin yanı sıra, her fırsatta dile getirdiğimiz, hem kamu hem özel sektör olarak çözmekle yükümlü olduğumuz önemli meselelerimiz devam ediyor: Örneğin PISA gibi uluslararası sınavlarda ülkemizin puanlarının düşük kalması; yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerin telif haklarına ve insan üretimine zarar vermemesi için gerekli mevzuat çalışmaları; düşünme-ifade etme-yazma-yayınlama ve okuma özgürlüklerinin korunması gibi konular, acil ilgilenmemiz gereken temel işlerimiz arasında yer alıyor.” diyor.
Sayın Kocatürk’ ün sözleri ile, “İnsanlığın ortaya çıkardığı en kıymetli ürünlerden biri kitap. Bu nedenle kitaba dair her şeyin iyileştirilmesi ve geliştirilmesi son derece önemli ve toplumsal gelişimin önünün açık olması anlamı taşıyor.”
Günümüz dünyasında hem yazılı hem başka türlü içeriklerin sürekli ve yoğun bir tüketimi var. Bundan hiçbirimiz kaçamıyoruz ve bu artık kalıcı bir şey. Fakat bu içeriklerin büyük çoğunluğu maalesef yüzeysel, hızlı tüketilen ve hatta yanlış bilgi yayımına yol açan içerikler olabiliyor. İşinde uzman ve güvenilir bağımsız yayıncılığın ürettiği kitaplar ise tam bu noktada, daha iyi bir dünya için hayati önem taşıyor. Çünkü nitelikli kitap demek, nitelikli okuma eylemi demek ve bu da zihinsel gelişimin en temel gerekliliklerinden biri. Bunu sağlayacak olan da okuma ve kitap sevgisinin çocukluktan itibaren öğrenilmeye başlanması.
Bu konudaki ilk görev ebeveynlere düşüyor. Artık her yaşta çocuğa, hatta bebeklere bile alınabilecek kitaplar bulunabiliyor. Okula kitap sevgisini yüreğinde taşıyarak başlayan bir çocuk, inanın ki derslerinde daha başarılı olacaktır. Çocuk okula başladıktan sonra ise en büyük görev öğretmenlerin… Bir öğretmenin çocuklara yaşattığı okuma zevkini hiçbir gücün onların gönlünden koparabilmesi mümkün değildir…
Her yıl Nisan Ayı’ nın üçüncü pazarı Kitap Hediye Günü. Haydi gelin bizler de bu özel günü sevdiklerimize, ya da hiç tanımadıklarımıza kitap hediye ederek kutlayalım… Merak etmeyin, Nisan Ayı ortalarında yine buna benzer bir yazıda Sizler’ le tekrar buluşuyor olacağım.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
Paylaş