Paylaş
Kadına şiddet dünya genelinde en önemli toplum sağlığı ve insan hakları sorunlarından biri. Her yaş grubunda, etnik kökende, ırkta ve sosyo ekonomik düzeyde kadın, şiddet olgusuyla karşılaşabiliyor.
Fiziksel, sözel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak sınıflandırılabilen şiddet, kadınları hem bedensel hem de ruhsal olarak etkilemeye devam ediyor. Şiddetin görünür en belirgin sonucu yaralanma ve hatta ölüm olabiliyor. Ayrıca depresyon, anksiyete bozuklukları, travma ile ilişkili bozukluklar ve sonuçta intihar riskindeki artış da ruhsal açıdan yine birçok kadının yaşamını tehdit ediyor.
Gazetelerde her gün en az bir kadın cinayeti vakası ile karşılaşıyoruz. Cinayet nedenleri ise çoğu zaman önem arz etmeyen ve çözülmesi mümkün olan sorunlar. Örneğin, uyurken eşi Sevgül Ulaşkın’ a bıçakla saldıran ve onu göğsünden ve kolundan bıçaklayarak yaralayan Ramazan Ulaşkın ifadesinde; “ilaçlarını düzenli kullanmadığı için eşinin kendisini uyardığını, bu nedenle olaydan bir gün önce akşam tartıştıklarını, sabah da uyurken onu bıçakladığını” söylüyor. Yıllardır psikolojik ve fiziksel şiddet gördüğünü söylediği eşinden boşanma aşamasında olan H.Ç. de, çocukları görme bahanesiyle geldiğinde eşinin kendisini yine darp ettiğini; can güvenliğinin olmadığını ifade ediyor. Eşi ise onun “çok sevdiğini bilmesine rağmen, ‘patlıcan oturtma’ yemeğini evlilikleri boyunca sadece 1 kez yaptığını, ekmek almaya, çöp atmaya çıkmadığını” ileri sürerek savunuyor kendisini. Bunlar yalnızca 24 ve 25 Kasım tarihli gazetelerden aldığım iki örnek; şükür ki, ikisi de ölümle sonuçlanmamış. Ölümle sonuçlanan vakalarda ise, ne yazık ki, şiddet mağdurunu dinleme şansımız yok.
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet toplumsal ve küresel bir sorun. BM Kadın Birimi Ülke Direktörü Asya Varbanova dünyada her üç kadından birinin fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakıldığını söylüyor. Covid-19 pandemisi ile kadınlara yönelik şiddet dünya genelinde artarken, şiddete maruz bırakılan kadınların çoğunun utanç, korku ve önyargılar yüzünden şiddeti raporlayamadıklarını ifade eden Varbanova; durumu ilgili mercilere bildiren kadınların oranının dünya genelinde %40’tan az olduğunu belirtiyor.
Kadınlara yönelik şiddetin özel ve ailevi bir mesele olduğu algısı ve şiddetin nereye ve nasıl raporlanması gerektiği hakkında bilgi eksikliği, şiddete tanık olanların sessiz kalmalarına neden oluyor. Kadınlara yönelik şiddete engel olmak için hepimizin haklarımızı ve mevcut şiddet ihbar mekanizmalarını bilmemiz gerekiyor. Ülkemizde İçişleri Bakanlığı’nca kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla hayata geçirilen “Kadın Acil Destek Uygulaması KADES”, bugüne kadar 3 milyona yakın kadın tarafından cep telefonlarına yüklenmiş bulunuyor. Şimdiye değin, uygulama üzerinden gerçekleşen ihbarların tamamına anında müdahale edilmiş durumda.
25 Kasım tarihi, 1999 yılında, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan edilmiş bulunuyor. Bu özel günde, her yıl, ilgili sivil toplum kuruluşları konu ile ilgili farkındalık yaratmak amacıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyorlar.
Yanıp sönen ışıkları sayesinde birbirleriyle iletişim kuran ve karanlığı aydınlatan ateş böcekleri, BM Kadın Birimi’nin (UN Women) 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirdiği Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı Mücadele için 16 Günlük Aktivizm kampanyalarının ilham kaynağı olmuştu. BM Kadın Birimi 2019 yılında, kadın ve kız çocuklarının kamusal alanda maruz bırakıldığı şiddete dikkat çekme amacı ile “Karanlığı Aydınlat” ismini verdiği bir kampanya başlatmış; www.atesbocekleri.info sitesinde interaktif bir Türkiye haritası oluşturarak herkesi, yaşadığı kentte güvende hissetmediği noktalara birer ateş böceği bırakarak karanlığı aydınlatmaya davet etmişti. Birden fazla belediyenin, sonuçlarını kullanarak ateş böceklerinin yoğun olduğu noktalarda iyileştirme yaptığı “Karanlığı Aydınlat” kampanyası, 2020 Effie* Ödülleri’ nde Gümüş Effie Ödülü’ ne layık görülmüştü.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin 2018’den bu yana Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı Mücadele için 16 Günlük Aktivizm Programı ile bütünleştirdiği ateşböcekleri, bu yıl kadınlara yönelik şiddete tanık olanları aydınlatıyor.
BM Kadın Birimi; 25 Kasım-10 Aralık 2021 tarihlerini kapsayan “16 Günlük Aktivizm- Kadınlara Yönelik Şiddete Son Kampanyası” kapsamında, kamuoyunu şiddete tanık olduklarında kayıtsız kalmamaya ve harekete geçmeye çağırıyor. #KayıtsızKalmayın Kampanyası, www.atesbocekleri.info sitesinde yer alan şiddet vakaları ve yönlendirmelerle şiddete tanık olanları nasıl kayıtsız kalmayacakları hakkında bilgilendiriyor. Ziyaretçiler, 16 gün boyunca, seslerini kaydedip sosyal medya kanallarında paylaşarak kadınlara yönelik şiddete karşı çevrimiçi dayanışma hareketine dahil olabilecekler. Kampanya ile kadınlara yönelik şiddete dikkat çekilirken, herkes; şiddete tanık olduklarında neler yapabilecekleri konusunda bilgilenmeye, şiddete kayıtsız kalmayarak şiddete maruz bırakılan kadınların sesi ve gücü olmaya davet ediliyor.
Bu yıl “Kadına Yönelik Şiddete Dur Diyenler” arasına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı da katılmış bulunuyor. İletişim Başkanlığı tarafından, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ kapsamında, “1 Dakika!” adlı kısa film yarışması düzenleniyor. Yarışma, şiddet görme korkusu yaşayan kadınlara ayrılacak olan 1 dakikanın ne denli önemli olduğunu vurgulamayı amaçlıyor. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, yarışmaya başvurular 25 Kasım 2021 - 25 Ocak 2022 tarihleri arasında yapılabiliyor. Yarışma ile ilk beşe girecek film sahiplerine, para ödülünün yanı sıra, seslerini milyonlara ulaştırma olanağı da sunuluyor.
Umarım bu anlamlı yarışmaya katılım yoğun ölür.
Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile…
* Dünya çapında 55 ülkede, EACA’e (European Association of Communication
Agencies) üye Reklam Ajansları Dernekleri ve Reklamveren Dernekleri tarafından ortak olarak düzenlenen dünyanın en prestijli pazarlama ve reklam etkinliği yarışması
Paylaş