Paylaş
Doğaya, toprağa dokunun
Tatil dört duvar olmasın, dört başı mamur olsun. Birlikte bir çiçek dikin mesela. O çiçeğe hayat, emek, isim verin. Her gün ‘merhaba’ deyin, selam verin. İletişimin sadece insanlar arasında değil çiçekle, doğayla da olduğunu gösterin. Ayrıca doğanın kalbine yürüyüşler yapın, kuşları dinleyin, gündoğumunu yakalayın, günü birlikte uğurlayın.
Köklerinize gidin
Çocukluğunuzu çocuklarınızla paylaşın. Sizi büyüten, sizi siz yapan büyükleri, değerleri, kulağınıza küpe ettiğiniz nasihatleri... Büyüdüğünüz yeri, evi, köyü, şehri... Hatta bu yaz büyük otelleri, yapay ve yavan beach’leri boş verin; çocukları alıp köklerinize gidin, paylaştıkça çoğalın.
Başka hayatlara can olun
Kullanılmayan eşyalar, kıyafetler, oyuncaklar elbirliğiyle toplansın. İhtiyaç sahiplerine şifa olsun. Kapınızın önünden bir kap su, bir kap mama eksik olmasın. Huzurevine, çocuk esirgeme yurtlarına, barınaklara ziyaretler yapılsın.
Balık tutmayı öğretin
Onların tüm ihtiyacı ayırmadan, ayrıştırmadan, ‘kız işi-erkek işi’ muhabbeti yapmadan hayatı öğrenmek. Bazen bir düğme ya da sökük dikebilmek, bazen çamaşır katlamak, ütü yapabilmek, bozuk bir eşyayı tamir edebilmek... Hep kendi ihtiyaçlarını değil evin, ailenin, sevdiklerinin de ihtiyaçlarını anlayabilmek...
Mutfağa girin
Mutfağın, lezzetin, sofranın iyileştiren, birleştiren gücüne tüm kalbimle inanırım. Siz de inanın! Çocuklarla birlikte soluğu mutfakta alın. Hamur yoğurun, kek çırpın, yoğurt mayalayın, en sevdiği yemeği bu defa birlikte yapın. Olmadı yeni bir lezzet uydurun, ismini de siz koyun. Hatta bir tabak da komşunuzla paylaşın. Ve her akşam aynı saatte birlikte kurduğunuz sofralarda, sohbetlerde buluşun.
Oyun kurun
Uçurtma yapıp gökyüzüne salın, ucuna da bir hayal bağlayın. Bisiklete binin, ip atlayın... Sessiz sinema, seksek, yakartop, mendil kapmaca, beştaş oynayın. Ama hep siz bulmayın, onun da oyunlarına ortak olun. Hayat boyu onun en iyi oyun arkadaşı olun.
Bir yazıda buluşun
Bir kitabı paylaşın, birlikte bir hikâyeye oturun, bir yaz kitaplığı kurun. Yazın, okuyun. Duygularınızı hep dile değil biraz da kaleme, kâğıda getirin. Uzaktaki bir arkadaşına, bir büyüğüne eski usul mektup yazın. Sevgi, emek, zaman verin.
Dans edin, şarkı söyleyin
Kim ne der diye düşünmeden, takmadan, olduğunuz gibi, içinizden aktığı gibi... Siz iyi bir ekipsiniz; en güzel dans, en güzel şarkı sizsiniz!
Paylaş