When I’m Sixty-Four

HEP düşünürüm, dedelerimizin, anneannelerimizin çocukluklarını gözümüzünü önüne getiremeyiz bir türlü.

Hep ak saçıyla, ağırlığıyla bildiğimiz kişiler çocukken nasıldı bilemeyiz.

Tıpkı liderlerin, siyasetçilerin o hallerini hayal edemediğimiz gibi.

O yüzden de siyasetçilerin, sanatçıların çocukluk hallerini gösteren, anlatan fotoğraflar hep ilgi çeker.

Bizler bile çocukluğumuzu hatırlamak için kimi zaman internette dolaşan o yazılara ihtiyaç duyuyoruz.

Acaba bugünkü belediye başkanlarının, kent yöneticilerinin çocuklukları nasıldı?

Acaba onlar mahallelerde oyun oynamazlar mıydı?

Onların buluştukları bir arsaları, üzerinde sohbet ettikleri, saatlerini geçirdikleri bir duvarları yok muydu?

Acaba onların mahalleleri yok muydu?

Peki onlar neden bizler gibi o zamanki insan ilişkilerini, komşulukları özlemiyorlar?

Ya da özlüyorlarsa neden bugün her yer devasa alışveriş merkezleriyle, rezidanslarla, beton yığınlarıyla dolu, bizleri bizlerden koparan?

Ankara Hürriyet’te dün bir haber yayınlandı. Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Baysülen’in açıkladığı İŞKUR verilerine göre 65 yaşın üstündeki insanların iş arama oranları çok yüksek.

Bu ülkedeki geçinme derdinin en somut göstergelerinden biri.

Ama o açıklamada çok daha yürek burkan bir başka rakam vardı.

Araştırmaya göre bugün emeklilerin yüzde 85’i ileri yaşlara gelmiş olmalarına rağmen henüz bir kez bile tatil yapabilmiş değil.

Yani neredeyse hayatları sonlanmak üzere olan insanların tamamına yakını hem hala çalışmak zorunda, hem de bir kez bile tatil yapmamışlar.

Bundan sonra da hiç bir zaman yapmayacaklarını tahmin etmek çok güç değil.

Gencine, öğrencisine, kadınına, memuruna, çalışanına yeterli sosyal koşulları sağlayamayan bu devletin yaşlısına da hayatında bir kez bile tatil imkanı sunamaması en az sonlanmak üzere olan bir yaşam kadar hazin.

Bugün yöneticiler, çocukluklarını hatırlamadıkları gibi, yaşlılıkları da önemsemiyorlar.

The Beatles’in 1967 yılında çıkarttığı ve dörtlünün kariyerinin, müzikalitelerinin zirvesindeki "Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band" albümünün en önemli balatlarından biridir "When I’m Sixty-Four."

Şarkı, yaşlanıp saçlarını kaybetmeye başladığında neler olacağını merak eden bir genci anlatır.

Acaba hala kendisine sevgililer günü, doğumgünü kartları gelecek midir?

Daha çok sevgiliye sorulan bu sorular Türkiye’deki yaşlıların ne kadarı için geçerli bilmiyorum.

Ama The Beatles’in "64’üme geldiğimde hala bana ihtiyaç duyacak mısın" sorusuna Türkiye’deki yanıt çok net.

Evet, tatil bile yaptıramadığımız yaşlılarımıza ihtiyacımız hiç bitmeyecek.

Onları mezara kadar çalıştıracağız.

Tornetli metrolar

ANKARA Valisi Kemal Önal, geçen hafta içinde Başkent’in bitirilemeyen metrolarını gezdi.

Anadolu Ajansı’nın haberine göre yetkililerden bilgi aldı, memnuniyetini ifade etti.

Önal’a bu gezisinde eşlik eden EGO Genel Müdürü Ömer Ulu, Kızılay ile Necatibey arasında tünel açma çalışmasının sürdüğünü söyledikten sonra şöyle demiş:

"Önümüzdeki 4-5 ay içinde bu da bitince, inşaatın ilerleme aşaması yüzde 95’ler seviyesine ulaşmış olacak. O zaman Kızılay’dan girdiğimizde Çayyolu’ndan çıkabileceğiz."

Sanırım vali bu sözleri de memnuniyetle karşıladı ve bu duygusunu göstermek için başını aşağı yukarı salladı.

Seçim döneminin en önemli vaatlerinden biri olan metro inşaatlarının yakın zamanda bitme ihtimalinin bulunmadığını sanırım farkında olmayan Önal şu soruyu sormadı:

"Sayın Genel Müdür neyle çıkacağız Çayyolu’ndan?"

Valinin sormadığı soruyu başka türlü de sormak mümkün:

"Sayın Ulu, o tünelden tornetle mi çıkacağız?"
Yazarın Tüm Yazıları