Paylaş
Yalnızca ekonomi dünyasının pamuk ipliğinde süren ilişkilere yeni bir ivme kazandırmak her iki tarafın da isteğiydi. Hollande, enerji ve demiryolları ihaleleri başta olmak üzere ekonomik ilişkilerin gelişmesine büyük önem veriyor, politik ilişkilerde ise yeni bir sayfa açmak istiyordu. Türkiye tarafı ise AB ve inkar yasasını önemsiyor, bu konularda Fransa’dan somut adımlar bekliyordu.
İki günlük ziyaretin ardından en önemli beklentilerin gerçekleşmesi yolunda ilerleme sağlandı diyebiliriz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Hollande’ın katılımıyla 11 ekonomik işbirliği anlaşması ve protokol imzalandı. Türk-Fransız İş Forumu’nda verilen mesajlar da açıktı. İki taraf da , Türkiye ile ticaret hacmini 20 milyon Euro’ya çıkarma üzerinde anlaştı. Bu rakam her iki tarafta da ciddi bir hareketlilik anlamına geliyor. Elysee’de 17 Şubat’ta, “Fransa’da yatırım” toplantısı yapılacak. Bu toplantıya Türkiye’den Koç ve Doğan Grubu davetli. Sonbaharda da Fransız işadamları iade-i ziyaret yaparak İstanbul’da toplanacaklar.
Türkiye’nin AB üyeliği: Ziyaretin en önemli konusuydu. Hollande, Türkiye’de yaşanan hukuk ve güçler ayrılığı krizine AB desteğiyle değindi: “22’nci faslı açtık, 23 ve 24’üncü başlıkları da açmaya hazırız” dedi. Abdullah Gül de, Başbakan Erdoğan da Hollande’a, “Yolumuza engel koymayın. Bizi Avrupa perspektifinde rahat bırakın. Türk toplumunun Avrupa umudu yoruluyor. Müzakereleri tamamlayalım. Siz de imzanıza sahip çıkın” dedi. Hollande ise, Türkiye’deki iç çalkantıların düzelmesinde de yardımcı olacak, yargı bağımsızlığını Avrupa standartlarına çekecek 23 ve 24’üncü fasılları açmaya hazır olduklarını belirterek buna olumlu yanıt verdi. Bu adım iki ülke arasında gerginlik yaratan iki önemli sorundan birisini ciddi anlamda rahatlatır. Atılacak somut adımlar izlenecek elbette. Ama Hollande, “Fasılların ilerlemesi önemli” görüşünü dile getiriyor. Karar müzakereler tamamlandıktan sonra, Türk, Fransız ve Avusturya halkı tarafından referandumla belirlenecek. Diğer üye ülkeler in ise parlamentoları ya da hükümetleri onaylayacak.
Suriye: Hollande ziyareti boyunca, aynı çizgide politika yürüttüğü Türkiye’ye Suriye dosyasından dolayı defalarca teşekkür etti. Öncelikle 700 bin sığınmacıyı ağırladığı, ardından da Avrupa’dan Suriye’deki cihatçı örgütlere katılmak üzere giden gençleri engellediği için. Hollande, Türkiye’den bu konuda daha çok yardım istedi. Abdullah Gül, “Evet ama bunun için bizim de bilgilendirilmemiz, uyarılmamız gerek. Türkiye turistik bir ülke. Gelen gencin Bodrum’a mı, yoksa Suriye’ye savaşmaya mı gideceğini biz bilemeyiz. Her gelene Suriye’ye mi gidiyorsun da diyemeyiz. Bize bu konuda bilgi vermelisiniz” dedi. “Gül haklı” diyen Hollande, İçişleri Bakanlıkları arasında ortak çalışma önerdi. Fransa İçişleri 10’u genç kız olmak üzere 700 Fransız gencinin Suriye’de El Kaide saflarında savaştığını açıkladı.
Paris cinayeti: Hollande’ın Türkiye ziyaretinde Paris’te 9 Ocak 2013’te uğradıkları suikast sonucu yaşamını yitiren 3 PKK’lı kadın cinayeti de gündeme geldi. Hollande, cinayetle ilgili bilgileri paylaşarak, Türkiye’den de daha fazla bilgi ve belge akışı olmasını talep etti. Türk tarafı da Hollande’a, bir paylaşım sitesine düşen ses kayıtları konusunda “cinayetle Türk makamlarının bir ilgisi olmadığını” iletti.
İnkar Yasası: Türkiye ile Fransa arasında halen sorun yaratma potansiyeline sahip olan en önemli konu İnkar Yasası. ‘Ermeni soykırımını inkar edenlerin cezalandırılmasını öngören’ yasa Anayasa Konseyi’nde reddedildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İsviçre’de alınan Doğu Prinçek kararını bozdu. Hollande, aynı formda bir yasa yapılmasının olanaksız olduğunu biliyor. Ancak AB’nin “soykırımların inkarının cezalandırılmasına ilişkin bir çerçeve kararı” var ve Fransa bunu iç hukukuna uygulayarak yasayı getirmeyi planlıyor. Türkiye Hollande’dan bunu ‘suistimal ve polemiklere açık olmayacak’ şekilde yapmasını istedi. Ankara, şimdilik sessiz bekleyişte, yasa ile ilgili tüm adımları dikkatle izliyor. Hollande, 2015 yılının yaklaştığını hatırlattı ve Türkiye’yi hafıza çalışması yapmaya da çağırdı. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ile görüşerek, bir yandan insan hakları ve adalet, bir yandan da bu sorunun Türkiye ile birlikte çözülebileceği mesajını vermeye çalıştı. Zira, Hrant Dink, soykırım tartışmalarının ‘ancak Türk ve Ermeni halklarının birlikte çözebileceği bir sorun olduğu” anlayışının sembolüydü.
Sonuçta Hollande, sorunların çözümü ve daha fazla işbirliği için ‘güven ilişkisi’ kurmak istediğini söyledi. “Almanya, AB konusunda Fransa gibi düşünüyor ama onların Türkiye ile hiçbir sorunları yok. Biz de bu güven ilişkisini temin etmeliyiz. Elbette Türkiye Avrupa’dadır. Ama ‘Avrupa Birliği’ne üye olmalı mı, olmamalı mı?’ gibi sorular da anlamlı değil. Süreç tamamlanır. Sonuçta gelinen noktada buna karar verilir. Henüz o noktada değiliz” söylemini kullanıyor. Avusturya, Türkiye ve Fransa buna referandum ile karar verecek. Ama Fransa’nın o zamana kadar engel çıkarılmaması eğilimi olumlu bir adım. Türkiye, 23 ve 24’üncü fasılların açılması için harekete geçebilir. Bu hem kendi içindeki hukuk tartışmalarını çözmek hem de AB yolunda ilerleme sağlamak için son derece önemli.
Paylaş