Paylaş
Türkiye’de “Artık ben oldum” diyen markaların yurtdışı rüştünü ispatladıkları yer hiç şüphesiz Londra. Birçok Türk markasının şubeleşmeye başladığı şehre ciddi bir akın var.
İlk durağımız Knightsbridge semti. Türk lokum ve baklava markalarının merkezi haline gelen bölge, şimdi tarihi İskender markasının ilk ve tek yurtdışı şubesine ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
Beauchamp Place caddesinde beş katlı bir binada servis sunmaya hazırlanan markanın mayıs ayında kapılarını açması bekleniyor. Kanımca Arap ağırlıklı bir turist nüfusu olan semtte iskender kebap iyi iş yapabilir.
Knightsbridge’te şube açan bir diğer Türk markası ise Elvis. Artvin’den gelen bal markası, semtin meşhur alışveriş merkezi Harrods’ta yerini almış. AVM’nin yemek katında dolaştım ve baktım. Kendi markasıyla yer alan tek Türk ürünü olarak bu balı gördüm.
Dünyanın en pahalı balı olarak lanse edilen marka, kilosu 6 bin pound (yaklaşık 300 bin TL) bedelle ufak şişelerde Türk balı satmaya geçtiğimiz hafta başladı.
Türk balının bulduğu kıymeti görmek adına sevindirici.
Keza aynı ünlü alışveriş merkezinde bir Türk lokantasının uzun zamandır süren açılma girişimleri var. Şef Kemal Demirasal’ın başında olacağı Ege isimli restoranın açılış tarihi belli olmasa da duyduğum kadarıyla güzel haber eli kulağında.
Görünen o ki; Harrods’ta Adam erkek kuaförüyle başlayan Türk markası açılımı, giderek hız kazanacak.
İngilizlere Türk kolonyası
Türk markalarının Londra açılımına dair bir diğer haber ise şehrin gözbebeği Mayfair’deki mağazasını geçtiğimiz cuma günü açan Kısmet by Milka’ya dair.
Türk mücevherat dünyasının temsilcilerinden olan marka, Mayfair’deki devlerle bakalım yarışabilecek mi...
Türk markalarının Londra çıkarmasını önümüzdeki temmuz ayında Atelier Rebul takip edecek.
Şimdiden Londra’nın Cihangir’i diyebileceğim Marylebone’da yerlerini tutan markanın Londra’daki restoranlara ve otellere de girme hedefi varmış.
Adım başı parfüm dükkânlarının olduğu şehirde Türk kolonya kültürünü tanıtacak olmaları sevindirici.
Peki neden Londra?
Her ne kadar Londra birçok milyonerini vergi avantajlarından dolayı Dubai’ye kaptırsa da “eski para” olarak tabir edilen zenginler halen Londra’da.
Keza Londra’da markalaşmanın algısal değeri, Dubai gibi yükselişte olan ama halen yeni diyebileceğimiz bir destinasyona göre daha büyük.
Sonuçta Londra birçok global markanın doğduğu veya ilk yurtdışı şubelerini açtığı şehir.
Keza tüm şehir için Arap zenginlerin alışveriş merkezi de diyebiliriz.
Dünyanın en zenginleri alışveriş için halen Londra-Paris-Milano üçgenini tercih ediyor.
Şehri ziyaret eden 20 milyon turistin orta ve üst düzey gelir grubunda olduğunu düşündüğünüzde, markaların algısal ve ticari olarak yurtdışında büyümesi için Londra doğru tercih.
Paylaş