Boğaz’daki iftarlar

Boğaz otellerinin brunch yarışı, ramazanda yerini iftara bıraktı. Otellerin iftar sofralarına olan ilgi ramazanın son haftalarında dahi hız kesmedi. İşte ikram çeşitleriyle tatlı bir rekabete girişen Boğaz otellerinin iftar menülerine dair detaylar...

Haberin Devamı

En pahalısı 6 bin TL

İlk durağımız Michelin Guide En İyi Servis Ödülü’ne layık görülen, Gault&Millau Chef’s Table kategorisinde de 3 şapkaya sahip olan Çırağan Palace Kempinski İstanbul’daki Tuğra Restoran.

Geleneksel Türk yemeklerinden oluşan menüde alışılagelmiş lezzetlerin yanında ekşili kuru dolma, çıtır oruk ve levrekle doldurulmuş kabak çiçeği, badem taratoru ve vişneli yoğurt gibi sıra dışı lezzetler de var.

Kişi başı içecekler dahil 6 bin TL’lik bir fiyatı olan set menü, şu an Boğaz hattındaki en pahalı iftar menüsü niteliğinde.

Bir diğer durağımız, Four Seasons Hotel Bosphorus. Oteldeki Aqua Restoran’da konumlanan iftar alanı açık büfe olarak tasarlanmış.

Türk mutfağından oluşan menüde özellikle mini toprak tavalarda sunulan iskender sunumunu çok beğendim.

Haberin Devamı

Keza dökme lokma istasyonu ve döner bir mekanizma üzerinde sunulan künefe teşhiri etkileyici.

Canlı ud ve kanun dinletisi, çiniler ve gümüşlerden oluşan lokum sunum alanı özenilmiş inceliklerden.

Kişi başı 4 bin 950 TL olan iftar yemeği için, sunulan açık büfe yemek çeşitliliğini düşünecek olursak gayet iyi bir fiyat-performans dengesi diyebilirim.

Rahlelere bakarak iftar

Bir diğer ziyaret noktamız Mandarin Oriental Bosphorus Otel.

Şef Ömür Akkor’un Anadolu yemeklerinden oluşturduğu bir menüyle misafirlerini karşılayan otel, à la carte bir menü hazırlamış.

İftariyelikler dışında dört tabak yemek sunan otel, içecekler dahil kişi başı 4 bin 500 TL’lik bir set menü fiyatı belirlemiş.

Ramazanda özellikle yaşlılar için açık büfe iftarlarda büfeye gidip gelmek zor olabiliyor. Her ne kadar oteller artık geriye kalan yemekleri sosyal sorumluluk projeleri kapsamında günlük olarak tüketseler de, açık büfenin yemek israfı yarattığını düşünerek ramazan ruhuna uygun olmadığı görüşünde olanlar da var. Bu kesim için ideal bir seçim olabilir.

Son durağımız The Peninsula İstanbul. Otel iftar yemeği için eski liman binasının yolcu salonundan izler taşıyan The Lobby isimli alanı tahsis etmiş. İftariyelikler ve soğuk meze çeşitleri büfede sunulurken çorbalar, sıcak başlangıçlar ve ana yemek seçenekleri à la carte olarak servis ediliyor.

Haberin Devamı

Otelin kanımca ramazan ruhu ile bütünleşen ve fark yaratan kısmı tarihi yarımada manzarası. Ayasofya ve Sultanahmet Camisi’nin rahlelerini görebilmek ayrı bir huzur.

İftardan önce Mısır Çarşısı’nda biraz vakit geçirip Galata köprüsünden yürüyerek varabileceğiniz otelin kişi başı iftar fiyatı ise 4 bin 100 TL.

Neden mavi eldiven?

Son zamanlarda mekânlardaki şeflerde veya garsonlarda sıkça mavi eldiven görür oldum. Beyaz veya siyah eldivenlere alışıkken mavinin sebebini merak ettim. Meğerse zaten restoranlarda asıl zorunlu olan mavi renkte eldivenmiş.

Mavi plastik eldivenin yanlışlıkla kesilmesi durumunda, yemeğe karışan en ufak bir parçanın bile fark edilme ihtimali oldukça yüksek. Çünkü doğada mavi renkte olabilecek başka bir gıda ürünü yok.

Haberin Devamı

Bu nedenle yemeğinize yanlışlıkla düşebilecek mavi bir plastiği yadırgayarak fark etmeniz mümkün.

Diğer renk eldivenlerde ise bunu fark etme olasılığı çok düşük. Bu durumda etçilerdeki siyah ve çiğköftecilerdeki beyaz eldivenlerin gıdaya yanlışlıkla karışması halinde fark edilmeme durumu sanırım yüksek bir ihtimal barındırıyor.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları