Reklamda çocuğa çocuk pornosu muamelesi

Cengiz Semercioğlu sanki reklamda çocuğu sadece Turkcell kullanıyormuş gibi, son reklam kampanyasında Turkcell’in çocuğu kullanmasını eleştirdi ve RTÜK’ün bu konudaki kurallarına yer verdi.

Önce gelin neredeyse TRT döneminden bu yana yürürlükte olan ilgili maddeye bakalım:

19. madde; "İçinde çocukların kullanıldığı reklamlarda, onların yararlarına zarar verecek unsurlar bulunmayacak, çocukların özel duyguları göz önünde bulundurulacaktır."

İlgili yönetmelik ise şöyle diyor: "Çocukların doğrudan kullanmadıkları veya kullanamayacakları ürün veya hizmetlerin tanıtılmasında, çocukların yer aldığı ifade ve görüntülere yer verilmemelidir."

Yaklaşık 30 yıldır kim uyuyor bu kanunlara, yönetmeliklere... Türkiye’de bir yılda çekilen reklamların hemen hemen yarısında çocuk öğesi var. Bebek mi bezi alıyor da bebek bezi reklamlarında bebek var? Kaç çocuk kendi yıkanıyor da şampuan reklamlarında çocuk görüyoruz? Kaç çocuk kendi rızası ile süt içiyor?

Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu maddeler yıllardır işlemeyen, işletilmeyen maddeler. Niye işlemediğini de kökten düşünmek lazım.

Bir çocuğun ürünü kullansın ya da kullanmasın reklamda kullanılması niye sakıncalı? Çocuk kullanınca "çocuk pornosu" mu yapmış sayılıyor reklamcılar?

"Ha çocuk, reklamda kullanınca duygular sömürülüyor" demek. Yanlış mı oldu? Sömürülen çocuk mu? Allah Allah niye ki? Reklamlarda sömürülen her şey bitti bir çocuk mu kaldı?

Bırakın böyle Marksist eleştiri kalıplarını. Çocuğun reklamda sömürüldüğü falan yok.
Diğer insanlar, oldular, duygular ne kadar sömürülüyorsa çocuk da reklamlarda o kadar sömürülüyor.

Önemli olan çocuğu reklamda nasıl kullanıldığı. Herhangi bir reklama özel bir eleştiriniz varsa onu konuşalım. O reklamda çocuğun o haliyle kullanılmasının sakıncalı yönü varsa.

Örneğin çocuk reklamda annesinden babasından önce kalkıp mutfakta kahvaltı hazırlıyorsa, ocağa çay suyu koyuyorsa ve yangın çıkarma tehlikesi varsa... Diğer çocuklara kötü örnek oluyorsa...

RTÜK’teki kuralları harfi harfine uygularsanız televizyonda bırakın reklamı, program kalmaz. Hatta bizim köşeler bile.
Anlatabildim mi sevgili Cengiz Bey.

Ne Yazmıştım

Dün Fatih Çekirge’nin köşesinde "PKK’nın sinsi planını" okumuşsunuzdur. PKK, "Vatan sağolsun demiyorum" şeklindeki "trendi" güçlendirmek, askerliğe olan inancı zayıflatmak için ciddi bir plan uyguluyormuş. Böyle bir planı medyayı şöyle bir taradığınızda, çevrenizdeki birkaç kişiyle konuştuğunuzda kolayca sezebileceğinizi geçen salı yazmamış mıydım?. Aman dikkat tuzağa düşmeyelim!

Orta malı muhabbeti

Geçtiğimiz cumartesi, gece yarısından sonra elimde kumanda kanal kanal gezinirken, "Bunu Yayında Söyle"ye takıldım. Program güya programdan 45 dakika önceden kuliste başlıyor.

Cem Davran, Hande Ataizi, Pınar Altuğ, Arzu Yanardağ kuliste sohbet ediyorlar.

Cem Davran çok fazla sohbete girmiyor... Girmemesinde de fayda var. Çünkü sevgili Cem’in "aile" imajı, bu programın "konseptine" uygun değil.

"Nedir bu programın konsepti" derseniz, hafiften "Kız kıza orta malı muhabbeti" derim.

Hande Ataizi’nin sevgili sayısı, Pınar Altuğ’un sevgili sayısı, aldatmalar, boşanmalar, uyuşturucu kullanan kocayı boşamalar, Hande Ataizi’nin değişik şekillerde oturup verdiği frikikler.

Aslında bakarsanız kurmaca format gayet iyi, saati itibariyle de ’kırmızı noktalı’ program kuşağında yayınlandığı için isteyenin istediği muhabbeti yapmasında sakınca yok. Ama muhabbetin "orta"dan biraz daha "kenarlara" gelmesinde yarar olduğunu düşünüyorum.

"Orta"da kalacaksa Cem Davran’ın kendi imajı için bir kere daha düşünmesinde yarar var.

Kanal D’nin muhteşem filmi

Kanal D’nin açılış gecesi Dolmabahçe’de çok daha güzel oldu. Çok ferah bir ortamdı. Hiç kimse yiyecek içecek peşinde aç kalmadı. Kenan Doğulu’nın konseri muhteşemdi.

Muhteşem olan bir şey vardı ki o da Kanal D’nin tanıtım filmi. Biliyorum şimdi "Kendi grubunun kanalı" diye "mutfak konseptini" övdüğümü düşüneceksiniz.

Eğer sadece "basılı malzemeleri" gördüyseniz haklısınız. Basılı malzemelerden "mutfak konsepti"nin tadını almak çok mümkün değil. Ama tanıtım filmini izlerseniz konseptin televizyona ne kadar muhteşem uygulandığını göreceksiniz. Bu zamana kadar gördüğüm en iyi tanıtım filmi.

Başta İrfan Şahin olmak üzere, Rafineri Ajans’ta ve Kanal D Tanıtım bölümünde emeği geçen herkesi kutluyorum.

Not: 7 gün 24 saat Ah Polis Olsam için çalışıp beni unuttukları için de ayrıca bir kutlamayı da hak ediyorlar ama haydi kutlamayayım yanlış anlaşılır.

Tırtıl

Dersimizi her geçen geminin ışıklarından değil yıldızlardan almak zorundayız. (O. N. Bradley)
Yazarın Tüm Yazıları