Paylaş
İki seçenek sunuyor.
Birincisi; “Kılıçdaroğlu 2019’da aday olacaksa söylesin, arkasında duralım” şeklinde.
İkincisi de; “Yok aday değilse çekilsin. Kurultayı toplayalım, cumhurbaşkanı adayımızı genel başkan seçelim” diyor.
Yani cumhurbaşkanlığı seçimlerinin startını, parti kurultayında vermeyi öneriyor.
PARLAK BİR FİKİR Mİ BAKALIM
İlk ve en büyük handikapı şu:
Referandumda hayır kampanyasının bayraktarlığını CHP yaptı.
Fakat CHP’ye verilmiş değil, oylanan modele verilmeyen oylar onlar.
Baykal, açmazın tabii ki farkında.
Onun için...Yüzde 49’u dağıtmadan, kaçırtmadan bir arada tutacak bir siyaset izlemeyi şart koşuyor.
FAKAT MÜMKÜN MÜ GERÇEKÇİ Mİ?
CHP genel başkanı, eli normal şartlar altında CHP’ye oy vermeye gitmeyecek bir yüzde 20’lik kesimi kucaklayabilir mi?
Dilini ve siyasetini yenilese... Kazandığı takdirde sistemdeki çarpıklıkları düzeltmeyi, eksiklikleri gidermeyi, daha iyi bir kuvvetler ayrılığı rejimi getirmeyi vaat etse bile...Toparlayıcı olmaya yeter mi?
Daha açık konuşalım.
AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın karşısına CHP genel başkanı bir isimle çıkacaksanız...
Bu yarışta şansınız var mı, yok mu?
SENARYOYU KÂĞIT ÜSTÜNDE OYNATALIM
Filmi ileri sardığımızda nasıl mı gelişecektir?
Çekişme, AK Parti ile CHP siyasi kimlikleri arasında geçecek.
Partizan kamplaşma hat safhaya çıkacak.
Sosyo-kültürel, dini ve ideolojik kimlikleri çatıştırmaya zemin hazırlanacak.
Safları sıklaştırmaya dayanan kimlik siyasetine gün doğacak.
‘CHP zihniyeti’yle kavga siyasetine fırsat oluşacak.
Seçmen, kızışan karşıtlık atmosferinde tepki oyu vermeye motive edilecek.
Zıtlaşma, inatlaşma tam gaz tırmanacak.
Gerilim mühendislikleriyle kalabalıkların sinir uçlarına basılacak, hassasiyetler kaşınacak.
Taraftarı militanlaştırma, fanatikleştirme yoluyla oy toplama ortamı sağlanmış olacak.
Karşı tarafı cezalandırma, sevilmeyen partiye ders verme, öbür kampa had bildirme duyguları köpürecek.
Baldan tatlı öfkeyi tatmin etme, hınç ve rövanş alma hisleri, sakin ve makul düşünmeyi bastıracak.
Soğukkanlı, sorumlu ve bilinçli değerlendirmelerden uzaklaştırılacak seçmen.
Velev ki CHP daha bir gerilim ustası olsun, kim galip çıkar bu tablodan?
BAŞA DÖNER SİYASET
Referandumda gözlediğimiz kamplar arası geçişkenlik yaşanmayacak, her oy kendi siyasi gettosuna çekilecek.
Hür irade, cepheleşmelerin blokajına takılacak. Bilinç, hesaplaşma dürtülerinin ipoteği altına girecek.
Bir gol atma yanılsamasına hapsolacak tarafgirlik psikolojisi. Her şeyin önüne geçen bir kazanma hırsına mağlup olacak sandık.
Eski siyasetin kısırdöngüsüne yenik düşecek, kalıpları kıramayacak kampanyalar.
Seçim atmosferi provoke olacak, ayrıştırıcı ve tokuşturucu dilin kapanına kısılacak.
Sonuçta rasyonel davranmak, akılcı ve gerçekçi bir seçim yapmak yerine duygusal tercihlerde bulunmaya yönlendirilecek seçmen.
GÜVENDİĞİNİZ O 49’A 51 DENGESİ BOZULUR
Kısacası; taraf olmayanın bertaraf olacağı tezleri dibine kadar işlenecek.
Duygu anaforlarına, fanatizm cereyanlarına kapılmadan ortada durmak deli cesareti isteyecek.
Sert esen rüzgârlardan bağımsız oy kullanmak imkânsızlaşacak.
Kamplaştırma tazyikleri çalışacak, ayrıştırma tahrikleri işleyecek.
Ve son referandumda kampından ayrılarak bireysel takılanlar, ürkütülerek bağlı oldukları kampa geri kaçmaya zorlanacak.
HİZİPLER SAVAŞININ YIKIMI DA CABASI
Bütün bunlardan önce de CHP kurultayında hizipler kapışacak. Parti tabanı yorulacak, kırılacak ve küstürülecek. Umutları baştan ezilmiş olacak.
Baykal’ın önerisinin başarı şansı nedir bu durumda, kazandırabilir mi hâlâ?
Paylaş