Yukarıdaki satırlar Antalyalı okurum Sema Hanım’ın ilettiği e-postadan... “Bankadan çekilemeyen para için vergi ödenir mi?” başlığıyla çıkmıştı 20 Haziran’daki yazım... Belli ki; bankadaki parasını çekemediği halde erişemediği para üzerinden vergi ödemiş olan başkaca mağdur vatandaşlar da var.
‘AYNI ANDA BANKAYA GİDEMİYORUZ’
Sema Hanım e-postasında “Mirasçılar kesinlikle aynı anda banka şubesine gidemiyor, aramızda husumet var. Avukatla görüştüm, mahkeme açılması gerektiğini belirtti. Hem masraflı hem de zaman alan bir durum” ve “Dört yıldır bankada duruyor param, enflasyon karşısında zaten eridi ve düzenleme yapılmazsa muhtemelen de süresi gelince hazineye devrolacak” şeklinde mağduriyetini anlatmış.
HUKUKÇULAR DA ŞİKÂYETÇİ
Tanıdığım bazı bankacı ve hukukçular da “Bankadaki parasını çekemeyen mirasçı vakalarıyla biz de meşgulüz” şeklinde serzenişte bulundular... Hangi mirasçının ne kadar pay sahibi olduğu ‘Mirasçılık Belgesi’nde (Veraset İlamında) zaten yazılı. Bankaların bu belgeye istinaden mirasçıya payını ödemesi gerekirken, tüm mirasçıların aynı anda bankaya beklenmesi anlamsız mağduriyet yaratıyor. Kaldı ki; bankalar, mirasçıya vermedikleri kendi parasını, mirasçının borçlanmış olduğu kişiye (mirasçının alacaklısına) icra kanalıyla ödüyorlar.
Banka yazılı açıklama da yapmış Sema Hanım’a; “Uygulama gereği, veraset belgesinde belirtilen tüm mirasçıların hep birlikte hazır olması gerekmekte” diyor. Peki ama uygulama hangi amaca hizmet ediyor? Keyfi olarak bir mirasçı bankaya gelmiyorsa, diğer mirasçı kendi hakkını, payını neden alamasın?
Gayrimenkullerde durum farklı... Eğer mirasçılar aralarında rıza ile paylaşım yapamamışlarsa; taşınmazların bölünmesi-paylaşımı da fiziken mümkün olamaz. Ortaklığın giderilmesi (satışı) davasıyla ancak mahkeme kanalıyla paylaşım olabilir. Dolayısıyla mirasçılar gayrimenkullere ilişkin haklarını kullanırken hep birlikte hareket etmeli... Ama nakit varlıklar, paralar kolaylıkla mirasçılara payları oranında dağıtılabilir-bölünebilir olduğundan, diğer mirasçılar aranmaksızın her bir mirasçı kendi payını bankadan çekebilmeli...
İkinci yarıyıl için yapılan yüzde 34 oranındaki artış, 2 bin 895 lira daha yüksek net maaş almasını sağlayacak asgari ücretlilerin. İşveren maliyetindeki artışsa yaklaşık 4 bin liraya denk geliyor. Net maaş + sigorta primleri toplamı olarak işverenin üstleneceği maliyet 11 bin 759 liradan, 15 bin 762 liraya yükseldi. İşverene ayrıca 500 liralık devlet desteği sağlanacak. İlk yarıyıl ve ikinci yarıyıl için asgari ücret artışından kaynaklı bordro kalemlerindeki değişimler Tablo1’den görülebilir.
VERGİ İSTİSNASI DA YÜKSELDİ
2022 Ocak ayından itibaren asgari ücretlinin maaşından vergi kesilmiyor. Brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken gelir vergisi (GV) ve damga vergisi (DV) kadar çalışanlara istisna getirildi ve böylece asgari ücretlinin brüt maaşından yalnızca sigorta primleri kesiliyor artık. (GVK Md. 23/1-18 ve DVK’ya ekli 2 sayılı tablo) Asgari ücretlinin yararlandığı istisna tutarından; daha yüksek ücrete sahip çalışanlar da yararlanabiliyor. Şimdi; asgari ücret tutarı arttığına göre, daha yüksek ücretlilerin yararlanabileceği vergi istisna tutarları da kendiliğinden artmış oldu. Eski asgari ücrete göre temmuz ayında normalde bin 276 lira GV istisnası uygulanabilecekken, yeni belirlenen asgari ücrete göre tüm çalışanların yararlanabileceği temmuz ayı GV istisnası bin 710 liraya yükseldi. Dolayısıyla asgari ücretten daha yüksek ücret alan çalışanların da net maaşlarında otomatik olarak (vergi istisnasından kaynaklı) olarak artış yaşanacak. Tablo 2’de; asgari ücretteki artış sonrası tüm çalışanların yararlanabileceği vergi istisna tutarları (artış öncesi yararlanılan istisna tutarları ile mukayeseli olarak) aylar itibariyle yer almakta.
PATRONLAR DA YARARLANABİLİR Mİ?
Şirketin kurucuları, ortakları aynı zamanda yönetim kurullarında da yer alıyor birçok şirkette... Yönetim kurulu üyelerine, ‘huzur hakkı’ adıyla ödeme de yapabiliyor şirketler...Gelir Vergisi Kanunu; huzur hakkını da ‘ücret’ olarak görüp (Md. 61) vergilendirilmesi gerektiğini (Md. 94) belirtiyor. Peki; çalışanların yararlandığı ve ikinci yarıyıl için artırılmış olan gelir vergisi ve damga vergisi istisnalarından patronlar da yararlanabilir mi? Evet, yararlanabilir. Nasıl; patrona-çalışana yapılan ödemeler (huzur hakkı- ücret) yapılırken her ikisi de vergilendiriliyorsa, ücretin hesabında yararlanılan istisnalardan da her ikisi de yararlanabilir.
Nitekim; ortaklarına huzur hakkı ödemesinin vergi hesabını yaparken, istisnaların dikkate alınıp alınmayacağı konusunda tereddüt eden bir şirket Maliye’ye de başvurmuş. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nın açıklamasında da “huzur hakkı ödemesi sırasında -asgari ücretlinin yararlandığı tutar kadar- GV ve DV istisnasından yararlanılabileceği” belirtilmiş. (22 Mayıs 2023 tarih, 562790 sayılı özelge.)
Mahkemeden veya noterden ‘mirasçılık belgesi’ (Veraset İlamı) çıkarılır ve artık her mirasçı kendi payını bankadan çekebilir. Pek tabi mirasçılar, kendilerine intikal eden varlıklar üzerinden de vergi öder.
Ama süreç her zaman böyle işlemiyor... Vatandaş, miras kalan bankadaki parasını çekememiş ama Maliye vergisini istemiş. Maliye’nin ‘beyana çağrı’ yazısı üzerine vatandaş, cezalı duruma düşmek istememiş, gitmiş Maliye’ye beyanname vermiş. Yalnız nakitlerin değil, gayrimenkuller ve diğer varlıkların da beyanı zorunlu olduğundan; tüm varlıkların değeri üzerinden de vergi hesaplanmış...
Vatandaş burada bankadaki parasına erişemediği gibi gayrimenkuller üzerindeki hakları da kısıtlı; satış-kiralama yapamıyor, teminat olarak dahi gösteremiyor. Ama nihayetinde tasarrufta bulunamadığı tüm bu varlıklar üzerinden, ödeme gücü de gözetilmeksizin vergi borçlusu yaratılıyor.
Miras kalan varlıklar için; Maliye’nin mirasçıyı Veraset ve İntikal Vergisi beyanına çağırması da, vergi istemesi de mevzuata uygun evet. Ama bu örnekte vatandaş; erişemediği varlıklar üzerinden vergi ödemek durumunda kaldığından, yapılan işlemler ağır bir mağduriyet yaratmış oluyor.
‘İKİ YILDIR MİRASIMI ALAMADIM’
Hikâyenin devamını, bizzat mağdur mirasçı anlatıyor...
Bankalar mirasçının parasını neden ödemiyor?
“Ölüm hak, miras helal... Mahkemeden aldığım Mirasçılık Belgesi’ne göre payım (% 50) belli. Ancak miras kalan bankadaki payımı ölümün üzerinden iki yıl geçmesine rağmen alamadım. Çünkü bankalar (özellikle son yıllarda) tüm mirasçıların rızası/imzası olmadan, birlikte bankaya gitmeden, bankadaki paranın paylaşımını yapmıyorlar. Yanlış anlaşılmasın, mirasçılar kendi payını istiyor, diğer mirasçının payını zaten isteyemez.
Bu yıl da hemen herkes, artışın ne kadar olacağını konuşuyor. İkinci yarıyılın asgari ücreti, yalnızca asgari ücretlileri değil, onun üzerinde ücret alanları da etkileyecek. Asgari ücret artışıyla; yüksek ücretlilerin bordrolarında yer alan vergi istisna tutarı da kendiliğinden artmış olacak (Asgari ücretlilerin gelirleri üzerinden vergi kesilmediğinden, asgari ücretlinin yararlandığı kadar istisnadan yüksek ücretliler de yararlanıyor, daha az vergi ödüyorlar). Ayrıca asgari ücrete yapılacak zam, diğer ücretlilere yapılacak ikinci yarıyıl zam oranı için de gösterge olacak. İşsizlik ödeneği, kıdem ve ihbar tazminat hesaplamaları, isteğe bağlı sigorta primleri, SGK idari para ceza tutarları da yeni asgari ücretle birlikte güncellenecek.
İŞLETMELER İÇİN DE KRİTİK KONU
Temmuz ayından sonra geçerli olacak asgari ücret, mali yükü taşıyacak işverenler-işletmeler açısından da kritik konu... İşletme bütçelerinin önemli bir gider kalemi işçilik maliyetleri. Net ücrete ilaveten sigorta prim yükü de işveren maliyetinin içinde. (Asgari ücretli olmayan çalışanlar için gelir vergisi ve damga vergisi de işveren maliyetine ilave edilecek.)
KOMİSYON BUGÜN TOPLANIYOR
İşveren, işçi sendikası ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan görevlilerin katılacağı Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun görüşmeleri de bugün başlıyor. Toplantılar öncesinde; ikinci yarıyılın asgari ücreti tahminleri de telaffuz edilmeye başlandı. Telaffuz edilen bu net tutarlar (Net; 10 bin lira, 10 bin 500 lira, 11 bin lira ve 11 bin 500 lira) üzerinden beraberinde artacak sigorta prim yükünü, brüt ücreti ve işveren maliyetlerini kalem kalem (tabloda) inceledik.
Örneğin ikinci altı ayda asgari ücretin net 10 bin 500 lira olarak belirlendiğini varsaydığımızda yüzde 23 oranındaki bu artış, çalışanın aylık net ücretinde 1.993 liralık yükselme sağlayacaktır. Toplam sigorta prim maliyeti 3.753 lira iken 4.632 liraya çıkıyor. İşveren maliyeti ise 12.259 liradan, 15.132 liraya çıkmış olacak. Sigorta primlerini düzenli ödeyen işverenlere tanınan 5 puanlık prim avantajı dikkate alındığında ise işveren maliyeti 14.514 lira olarak oluşacaktır.
Dört yıl boyunca aylık kira bedellerini elden ödeyen kiracı, WhatsApp yazışmalarına güvenmiş ama mahkeme yazışmaları delil olarak kabul etmemiş. Kiracı; hem evi tahliye etmek zorunda kalmış hem de 88 bin lira borçlu çıkmış. Geçenlerde okumuştum bu haberi (ntv.com.tr) Haberde; hukukçuların görüşüne de yer verilerek, ödenen kira bedellerinin delillendirilmesinde ‘banka dekontunun’ önemi de vurgulanmış.
ZORUNLULUK VAR
Banka dekontu önemli olmanın ötesinde ‘zorunlu da aslında. Zorunluluk vergi mevzuatından geliyor. (268 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği) Aylık 500 lira üstü konut kira geliri elde eden mülk sahiplerinin, banka veya PTT kanalıyla tahsilat yapması 2008’den bugüne zorunlu. (500 lira altı konut kirası pek kalmadığından, ‘tüm konut kiralarının bankadan ödenmesi zorunludur da diyebiliriz.) İşyeri kiralarının ise alt limit olmaksızın tümünün banka/PTT kanalıyla ödenmesi zorunlu. 2017 Temmuz’dan itibaren ise; haftalık, günlük veya benzeri şekilde kısa süreli konut kiralamalarında da tutara bakılmaksızın kira geliri elde edenlerin kiraya ilişkin tahsilatlarını banka veya PTT tarafından düzenlenmiş belgelerle tevsik etmesi zorunlu hale getirildi. (298 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği) Bankadan yapılmayan kira tahsilatları için, zorunluluklara uymayanlara her bir işlem için bu işleme konu tutarın yüzde 5’i tutarında özel usulsüzlük cezası öngörülüyor.
NEDEN ELDEN ÖDER?
Kira gelirini beyan etmek istemeyen, kayıtdışı kalmak isteyen ev sahibi tabii ki elden kira tahsilatı yapmak ister. Ancak bu işten kiracının hiçbir kazancı yok hatta zararı bile oluyor, ihtilaf halinde ödediği kira bedelini belgelendiremiyor, ispatlayamıyor. Dolayısıyla elden kira bedeli ödemek istemeyen kiracılar, mülk sahiplerine bankadan ödenme zorunluluğunu hatırlatmalı. Böylece daha sonra çıkabilecek olası ihtilaflarda, banka dekontlarını kira bedellerinin ödendiğinin delili olarak sunabilir.
GELİR BEYANINDA KRİTERLER
2023’te elde edilecek konut kira gelirlerinin yıllık toplam tutarı 21 bin lirayı aşmıyorsa, zaten yasal olarak bu gelirlerin Maliye’ye beyanı gerekmiyor. Elde edilen gelir üzerinden vergi ödemek gerekmiyor. Yıllık 21 bin lirayı aşan konut kira gelirlerinin ertesi yıl (2024) mart ayında beyan edilmesi gerekecek. (Geçtiğimiz Mart ayında istisna tutarı 9 bin 500 lira olarak uygulandı.) 21 bin liralık sınırı aşıp konut kira gelirini beyan edecek mülk sahipleri, 21 bin liralık istisna tutarını kira gelirlerinden yine düşebilecek, daha az vergi ödeyebilecek.
Emeklilik için SGK’ya başvuran EYT’li sayısı ise şu ana kadar yaklaşık 1 milyon 700 bin kişiye ulaştı. EYT yasasının yürürlüğe girmesinden sonra olağanüstü sayıda emeklilik-kıdem tazminatı başvurusuna muhatap olan işverenler de hummalı bir çalışma içerisinde...
Emekli olacak çalışan sayısı üzerinden, kıdem tazminatı hesaplamasını ve ödeme planını oluşturuyorlar. İşverenler için tazminatların hesaplanması ve ödenmesi aşamasından sonra vergisel boyutu da kritik önemde... Bugün; önce tazminatın nasıl hesaplanacağını ele alıp ardından da gider yazmak için kriterlerin neler olduğunu ve tazminat üzerinden vergi hesaplanıp hesaplanmayacağını inceliyoruz...
TAZMİNAT HESAPLAMASI
Kıdem tazminatı hak eden personele her bir çalışma yılı için bir aylık (30 günlük) brüt ücreti tutarında tazminat ödenir. Kıdem tazminatı hesabında; aylık brüt ücrete ilaveten, (varsa) çalışana daha önce verilmiş giyim ve yemek yardımı, devamlı ödenen primler, temettü gibi kalemler de dikkate alınır.
Çalışanın brüt maaşı, kıdem tazminatı tavanının (güncelde 19.982,83 TL) altında ise brüt maaşı üzerinden kıdem tazminatı ödenir. Tavanı aşıyorsa tavan tutarı kadar her bir çalışma yılı için tazminat ödenir. Bu şekilde tavanı aşmayan kıdem tazminatı ödemelerini işverenler, gider yazabilirler, vergiye tabi gelirlerinden düşebilirler.
Kıdem tazminatı üzerinden normalde gelir vergisi hesaplanmaz, gelir vergisinden istisnadır. Ancak eğer güncel tavan tutarının (19.982,83 TL) üzerinde tazminat ödemesi yapılmışsa aşan kısım üzerinden gelir vergisi hesaplanarak işveren tarafından Maliye’ye ödenir. Damga vergisi ise her durumda tazminatın üzerinden binde 7.59 oranında hesaplanarak işveren tarafından Maliye’ye ödenir.
HOLDİNGLERDE TAZMİNAT GİDERLERİ
Birincisi; 2022 sonuna kadar ödenmemiş vergi ve diğer (kurumlara olan) borçların gecikme zamlarının, faizlerinin silinmesi, ana parasının ise uygun ÜFE katsayı oranlarıyla yeniden (48 aya kadar) yapılandırılması-taksitlendirilmesi.
İkinci ana başlık; vergi barışına katılan mükelleflere geçmiş beş yıla ilişkin vergi incelemesi yapılmayacağının güvencesinin verilmesi. Barışla; Maliye bu güvence karşılığında ilaveten vergi geliri elde ediyor, mükellefler ise matrah artırımı yaparak incelenmeme güvencesi sağlıyor.
Son sekiz gününde vergi barışına başvurmak isteyenler için matrah artırımının koşullarını hatırlayalım...
MATRAH ARTIRIM DÖNEMLERİ
Gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri 2018, 2019, 2020, 2021 ve 2022 dönemleri için matrah artırımı yapabiliyor. Yalnızca bir dönem için de, birkaç dönem için de, beş yılın tümü için de matrah artırımı yapılıp incelenmeme güvencesi elde edilebiliyor. 2022 döneminin beyan süresi dolmadan vergi barışı (7440 sayılı yasa) yürürlüğe girdiğinden, 2022 yılı matrah artırımı için özel koşullar getirildi. Hangi yıl için hangi oranda matrah artırımı yapılıp ne kadar vergi ödeneceğine ilişkin tablolar şirketler için (28 Mart 2023) ve şahıslar için (11 Nisan ve 18 Nisan 2023) ayrı ayrı olarak önceki yazılarımızda yer almakta.
Katma Değer Vergileri ve muhtasar beyanname ile beyan edilen ücret gelir vergisi stopajı, kar dağıtımı stopajı gibi kalemler için de barıştan yararlanmak mümkün.
12 TAKSİTLE ÖDEME İMKÂNI
Aslında stopaja tabi borsadaki hisse kazançları ama stopaj oranı ‘sıfır’ olarak belirlendiğinden vergi ödenmiyor. (Menkul Kıymet Yatırım Ortaklığı -MKYO- hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar yüzde 10 oranında stopaja tabi. Bir yıldan daha fazla elde tutulduktan sonra MKYO paylarının satılmasından elde edilen kazançlar stopaja da tabi olmuyor.)
BORSA DIŞI HİSSELER
Borsa dışı anonim şirket (AŞ) hisse senetlerinin vergisiz satışı için en az iki yıl ortak olarak kalma koşulu var. İki yıl ortak olarak kaldıktan sonra hisse senedini devredenler ‘değer artış kazançları’ için vergi ödemiyorlar. Vergisiz olarak şirket ortaklığından çıkmak için iki yıl ortak kalmak yeterli gibi görünüyor ama aslında tek başına bu da yeterli değil. Ortak kalınan iki yıl boyunca, hisse senedinin de ortağa fiziken teslim edilmiş olması gerekiyor. Örneğin; dört yıl boyunca ortak kalınmasına rağmen eğer ilk üç yıllık ortaklık süresi boyunca şirket hisse senetleri edinilmemişse (hisse senetleri bastırılıp ortaklara üçüncü yıldan sonra teslim edilmişse) ortaklar yalnızca bir yıl boyunca hisse senetlerini elde tutmuş olurlar. Bu yüzden de; dört yıl ortak kaldıktan sonra satış yapılmış olunsa bile, (iki yıldan daha az süre hisse senetleri elde tutulduğu için) elde edilen kazanç üzerinden (yüzde 15 ila yüzde 40 oranında) gelir vergisi ödenmesi gerekiyor.
Anonim şirkete ortak olarak giren hissedarlar, şirketin ortaklar pay defterine kaydolur. Yevmiye ve kebir defterlerine de kaydolur. Ve iki yıl boyunca ortak olarak kalındığı bu defterlerden de doğrulanabilir. Ancak vergi avantajı için her durumda şirket ortağının hisse senetlerini de iki yıl boyunca elinde tutması gerekiyor.
MALİYE NASIL AÇIKLIYOR?
Malatya Vergi Dairesi Başkanlığı kısa süre önce bu konuyu açıklamış... Tek ortaklı anonim şirketini 28 Ekim 2019 tarihinde kuran girişimci, 1 Kasım 2019 iktisap tarihli geçici ilmühaber iktisap etmiş. Maliye iki yıllık sürenin hesabının, şirketin kurulduğu (ortak olunduğu) tarihten (28 Ekim) değil, geçici ilmühaberin edinildiği tarihten (1 Kasım) itibaren başlayacağını belirtmiş. (Şirket hissedarının ortak olduğu tarih ile ilmühaberi edindiği tarih arasındaki tarih birkaç gün geçmiş olsa bile...) “Söz konusu ilmühaberin iktisap tarihinden itibaren iki yıl geçmeden satılması durumunda elde edilen kazancın değer artışı kazancı olarak vergilendirileceği tabiidir” şeklinde de ayrıca vurgulanmış. (Malatya Vergi Dairesi Başkanlığı, 28 Mart 2023 tarih ve 7794 sayılı özelge) Dolayısıyla vergisiz olarak hisse senedi satmak isteyen ortaklar, şirket hisse senetlerini fiilen edinmelerinin kritik önemde olduğunu bilerek hareket etmelerinde yarar var. Anonim şirket yönetimlerinin de bu kriteri dikkate alarak ortaklığa giriş ile hisse senedi teslimi arasındaki süreyi çok kısa tutmak için ayrı bir özen göstermeleri gerekir. Malatya Vergi Dairesi Başkanlığı’na başvuran vatandaşa hisse senedi satışında KDV hesaplanmayacağı da şu şekilde belirtilmiş: “Ortaklık payını temsilen elinizde bulundurduğunuz geçici ilmuhaberlerin tarafınızca satışı işlemi ticari kazanç olarak değerlendirilemeyeceğinden KDV’nin konusuna girmemektedir.”
LİMİTED ŞİRKET ORTAKLARI