Paylaş
Erdoğan konuşmasına, Fetih suresini okuyarak başladı. Önce Arapça aslını okudu sonra “Biz sana doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsan eyledik” diyerek Türkçe mealini verdi.
FETİHÇİ DEĞİL
Erdoğan, Fetih suresini okudu ama fetihçi bir havası yoktu. Fetihçi bir dille konuşmadı. Tam aksine, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılmasından, Esed rejiminin çökmesinden dolayı şükretti. Yani fetihçi değil, şükreden bir havada konuştu.
ZAFERİN MİMARI SURİYE HALKI
“Muhteşem bir zafere imza atan Suriyeli kardeşlerimizi kemali hürmetle selamlıyorum. Zaferleri hayırlı mübarek olsun. 13 yıllık kıyamın 12 günde zaferle taçlanması, tek başına muhteşem bir başarıdır. Bu başarının sahibi de önce Allah, sonra da Suriyeli kardeşlerimizdir” dedi.
Erdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda seçimi kaybetme riski olmasına rağmen bir milim geri adım atmadı. Dik durdu. “Zalimin karşısında mazlumun yanında duracağız dedik ve bunu gerçekleştirdik” dedi. Bugün övünmek onun hakkı. Ama o tam tersine bu başarının mimarının Suriye halkı olduğunu söyledi.
AYLAN BEBEĞİN CANSIZ BEDENİ
Esed yıkıldı. Esed’i ne yıktı biliyor musunuz? Ege denizinin sahillerine vuran Aylan bebeğin cansız bedeni yıktı. Cumhurbaşkanı konuşmasının bir bölümünde Suriye’de yaşanan iç savaşa ilişkin bir video izletti. Aylan bebeğin cansız bedeni sahilde duruyordu. Çok büyük acılar yaşandı. Videoda birilerinin Esed’cilik yaptığı, Suriyeli mültecileri göndermek için kampanyalar yaptıkları sırada Erdoğan’ın konuşmasından bölümler yer alıyordu. Hatırlatılması iyi olmuş. Bugün hamaset nutukları atmak kolay. Erdoğan ilk gün ne söylediyse bugün de aynı şeyi söylüyor. Tarih onu haklı çıkardı.
TÜRKİYE’NİN ROLÜ
27 Kasım’da başlayıp 8 Aralık’ta biten zaferde Türkiye’nin rolü ne oldu? Bunu bir gün tarih yazacak. Trump, “Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde” dedi. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, harekât boyunca daha fazla kan dökülmemesi, çatışmaların başka yerlere sıçramaması için gerekli müdahalelerde bulunmuştur” demekle yetindi.
ESED YOK
Tarihin hızlı aktığı bir dönemdeyiz. Bundan önceki grup toplantısında Erdoğan, Esed’e görüşme teklifini yinelemişti. Esed cevap verme gereği bile duymamıştı. Bugün Esed yok. Esed Moskova’ya kaçtığında, “Sen liderlik yapamadın. Muhalefetle görüşmedin. Erdoğan’ın uzattığı eli sıkmadın” diye azarlanmış. Erdoğan, “Esed korkağı, cibilliyetine yaraşır şekilde, en yakınındakileri bile satarak, Suriye’den kaçmıştır” dedi.
MÜJDELER DEVAM EDECEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ekim tarihli grup toplantısında, “İnşallah önümüzdeki dönemde milletimize hem boydan boya tüm güney sınırlarımızın güvenliğini, hem insanımızın can ve mal emniyetini garanti altına alacak yeni müjdelerimiz olacaktır” demişti. Bu müjdelere dikkat çeken bir yazı yazmıştım. Sosyal medya trolleri onu başka yerlere çekti ama bugün görüyoruz ki bu müjde adım adım gerçekleşiyor.
PKK-YPG’NİN GELECEĞİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının her satırını dikkatli bir şekilde analiz etmekte yarar var. Çünkü Erdoğan Suriye’nin geleceğine ilişkin önemli noktalara değindi.
Bunun başında PKK-YPG’nin geleceği geliyor. Erdoğan, “Bölücü caniler ya kendileri silahlara veda edecekler ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler. Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız. Terör örgütü ve destekçilerinin nasıl bir hesabı varsa, elbette bizim de bir hesabımız var” dedi.
BÜYÜK PLAN
PKK-YPG için artık geriye sayım başladı. Büyük bir plan yürütülüyor. PKK sadece Suriye’de değil, Türkiye’de de tasfiye olacak. Ya silah bırakacaklar ya kendilerini tasfiye edecekler ya da silah bıraktırılıp, tasfiye edilecekler.
Dar kafalılar anlamadı ama Bahçeli’nin çağrısının altında da Suriye’deki gelişmelerin merkezinde de bu yer alıyor.
SURİYE’NİN İNŞASI
Suriye’de karanlık bir dönem kapandı yeni bir dönem başladı. Baas rejiminin yıkılması kadar önemli olan bir şey var, yeni Suriye’nin inşası. Suriye’nin inşası için uluslararası bir yardım fonunun oluşturulması gerekiyor. Türkiye bu konuda öncülük edecek. Erdoğan, başta Arap ülkeleri olmak üzere bu konuda dünyaya çağrı yaptı. “Birleşmiş Milletler raporlarına göre Suriye’de Esed zulmünün ve savaşın bıraktığı yıkımın toplam maliyeti 500 milyar dolara yaklaşıyor. Uluslararası toplumun desteği olmadan, savaş yorgunu Suriye’nin böyle bir yükün altından tek başına kalkması mümkün değildir. Arap ve İslam aleminin Suriye’nin yeniden inşasına liderlik etmesi, diğer ülkelere de örnek olması gerekiyor. Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak, bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız” diye konuştu.
SURİYE LİDERİNE DESTEK
Yeni Suriye’nin lideri Ahmet eş Şera devrimcilikten devlet adamlığına geçişte şaşırtıcı bir performans gösteriyor. Devlet adamlığı kumaşı olduğu ortaya çıktı. Erdoğan da Ahmet eş Şera’nın bu yönünü takdir etti. “Yeni yönetimin lideri Sayın Ahmet eş Şera’nın süreci çok iyi idare ettiğini, verdiği ılımlı ve yapıcı mesajlarla takdir topladığını görüyoruz. Enerjiden ulaştırmaya, şehircilikten eğitim ve sağlığa, güvenlikten ticarete kadar ihtiyaç duydukları her alanda Suriye’ye destek vereceğiz. Suriye’nin kendini toparlaması, kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, devletin yeniden temel görevlerini yapabilir hale gelmesi için yeni yönetime katkı sunacağız. Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz” diye konuştu.
DEAŞ’LA MÜCADELE
Trump’ın belirttiği gibi DEAŞ’ı Obama ve Hillary Clinton kurdu. ABD derin devleti PKK’ya uydu bir devlet kurdurmak için DEAŞ diye bir gerekçe üretti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEAŞ konusunda önemli bir noktaya parmak bastı. “DEAŞ, sadece batılı ülkeler için değil, Suriye için de Irak için de bizim için de yok edilmesi gereken bir tehdit kaynağıdır. Bu vahşi yapıyla göğüs göğse çarpışan tek NATO müttefiki, Türkiye’dir. Dolayısıyla bu konuda hiç kimse bize ders veremez, bunun üzerinden bize sınır çizemez” dedi.
SURİYELİ MÜLTECİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
Suriye’de huzur ve güven inşa edildikçe Suriyeli mültecilerin geri dönüşü hızlanacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu süreçte politikamız şu olacaktır. Dönmek isteyene yardımcı olacağız; ama kimseyi zorla göndermeyeceğiz. Türkiye’nin ekonomik, akademik, bilimsel ve ticari hayatına katkı yapan kardeşlerimizden kalmak isteyenlere de kapımızı kapatmayacağız” diye konuştu.
Paylaş