MALİYEe Bakanlığı, vergi borcu bulunan kişi ve kuruluşların isimlerini açıkladı.
Her yıl ağustos ayında vergi borcu bulunanlar listesi açıklanınca görüyoruz ki, en büyük vergi borcu bulunan kuruluşlar, Devlete ait kurumlar!
Tekel, Devlet Demir Yolları gibi kamu kurumları ile belediyeler ve belediyelere ait İETT gibi kurumlar, devlete vergi borçlarını ödeyemiyorlar. Bu kurumlar, sosyal güvenlik primlerini de ödemiyorlar.
Zaten devlet de bu tür kurumlardan aldığı ve kendi kurumlarından aldığı mal ve hizmetler nedeniyle, bu kurumlara olan borçlarını ödemiyor. Tekel'e aldırdığı ve yaktırdığı tütünlerin parasını, DDY'ye yaptırdığı hizmetin parasını, belediyelerden aldığı suyun elektriğin, Telekom'dan aldığı telefon görüşmelerinin parasını ödemiyor. Devlette bunları ödeyecek para yok. Bu kurumlarda da kendi borçlarını ödeyecek para. Ve bir kör dövüşüdür, gidiyor.
SÜRÜNMENİN NEDENİ
Bu durum yeni değil, yıllardır böyle. Şimdilerde iyice kronik hale geldi. Borçlar katlanarak büyüyor. Devletin kurumlara, kurumların devlete olan borçları ödenmezse, üretim nasıl sürdürülür, yatırımlar nasıl yapılır, hizmet nasıl görülür?
Kamu kurumları sosyal güvenlik primlerini de ödemiyorlar ama, emeklilik sırası gelenler emekli edilip maaşlarını alıyorlar. Prim tahsil edilmeden sadece beyan vermekle emekli maaşı ödenemez ki! Bu nedenle de emekli maaşları insanları süründüren miktarlarda kalıyor.
Devlet; okulların elektrik, su, ısınma, temizlik giderlerini de ödemiyor. Başınızın çaresine bakın diyor. Eğitim güya parasız. Fakat kayıt sırasında velilerden zorla alınan, zorla alındığı inkar edenler tarafından da bilinen paralarla okulların giderleri karşılanıyor. Toplanan paralardan Milli Eğitim organizasyonunun giderleri de karşılanıyor. Bu durumlar hem yasal değil. Yasal olmaması nedeniyle de denetimi doğru düzgün değil ve adil değil.
Uyum yasaları çıkartarak Avrupa Birliği'ne (AB) girmek mümkün mü? Böyle bir ekonomik ve sosyal yapı ile AB'ye girmek mümkün değil. Keşke yasa çıkartarak bir şeyleri düzeltmek mümkün olsaydı!