İZMİRLİ ünlü bir ailenin fertleri arasında uzun zamandan beri süren 'servet kavgası' geçen hafta ilginç bir boyuta ulaştı. İşin magazin yanını bir tarafa bırakıp, vergisel yanına bakmak istiyoruz.
Önce üç kız kardeş birlikte kavgayı başlatmıştı. Babalarının şirketi yabancı ortağına satmasına karşı çıkarak, satışın iptalini istediler. Buna gerekçe olarak da babalarının hukuki işlem yapmak açısından 'ehliyeti olmadığını' ileri sürüyorlardı. Çünkü kızların, anne ve babalarıyla araları açılmıştı. Şirket kalsa idi, miras yolu ile sahip olacaklardı. Şimdi şirket nakit hale gelince, çeşitli yöntemlerle miras dışında kalabilirlerdi. Babalarının yurt dışına para kaçırdığından tutun da aile içi etik dışı davranışların olduğuna kadar çeşitli iddialar ileri sürdüler.
Anne ve baba ise kızlarına bugüne kadar altmış trilyonluk bağış yaptıklarını ileri sürerek, bu bağışın iptali için 'bağıştan rücu' davası açtılar. Kızlarının gayrimenkul ve diğer kıymetleri üzerine 'tedbir' koyarak, onların bu kıymetler üzerinde tasarruf hakkını önlediler.
Tarafların iddialarını kısaca özetlediğimiz tabloda eğer anne ve babanın dedikleri doğru ise ve kızlarına gerçekten 60 trilyon liralık servet bağışladılar ise, bu bağış intikal vergisinin konusuna girer. Bir trilyonun üzerinde olduğu için intikal vergisinin oranı yüzde 30. Evlatlar için bu oranın yarısı uygulanır. O halde 10 trilyon liraya yakın bir verginin ödenmiş olması gerekir.
HEPSİ GİDEBİLİR
Kızlar diyorlar ki, 'gayrimenkulleri kendimiz aldık, tapular da bizim üzerimize!' Tapuların onların üzerlerine olması bir şey ifade etmez. Gayrimenkul değil, bedeli 'bağış' konusu olabilir. Ayrıca bu iddianın ispatı halinde ise, bunları diyenin karşısına Vergi Usul Kanunu'nun meşhur 30/7 maddesi çıkıverir. 'Yapılan incelemeler sırasında mükellefler, her türlü harcama ve tasarruflarını vergisi ödenmiş veya vergiye tabi olmayan kazançlardan sağladıklarını kanıtlayamazlarsa, o tutar, vergisi ödenmemiş kazanç olarak kabul edilir ve dönemin vergi matrahına eklenir' Bu durumda da o 60 trilyonun tamamı gelir vergisi ve fer'ileri olarak elden uçuverir.
O nedenle başta mankenler olmak üzere 'güzellik' veya 'para'larından başka bir şeylere sahip olmayanların kamu oyunda ekonomik olayları anlatırken mutlaka 'vergi uzmanları'na ihtiyaçları var. Yoksa 'şecaat arzederken', 'sirkat' ortaya çıkıveriyor.