Paylaş
Dostluk kavramının tarihine baktığımızda, Yunan filozof Aristotales gerçek dostluğu karşılıklı iyi niyet, hayranlık ve paylaşılan değerler üzerine kurulu görüyor. Aristoteles'in kriterlerini karşılayabilecek bir robot inşa etmek, önemli bir teknik zorluk olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzdeki örneklere baktığımızda bu konuda aslında gelişme aşamasında olduğumuzu görüyoruz. Örneğin; ilk çıktığında tüm dünyanın ilgisini toplayan robot Sophia, davranışları önceden hazırlanan ve bunu temel alarak insanlarla etkileşime geçen bir robottu. Benzer bir şekilde Alexa veya Siri ile bazı ileri testler yaptığınızda da yapay zekanın bu konuda halen gelişmesi gerektiğini kolaylıkla görebilirsiniz.
Bununla birlikte, "robot etiği" alanında, robotlarla herhangi bir dostluk biçimi geliştirip geliştiremeyeceğimiz veya geliştirmemiz gerekip gerekmediği konusunda düşünce birliğine halen varabilmiş değil. Ancak araştırmalar insanların gün içinde kullandığı sıradan makinelerle bile bağlar geliştirdiğini gösteriyor. Bulaşık makinesi fiyatından daha ucuza satın alınabilen elektrikli süpürge, çim biçme makineleri gibi makinelere evcil hayvan isimleri veriliyor. ABD’de Boomer isimli bir bomba imha robotuna operasyondaki başarısı için madalya verilmesi de bu bağ geliştirme sürecinin bir kanıtı niteliğinde.
Ancak akrabalarımızla, arkadaşlarımızla veya sevgilimizle ilişkimizi düşündüğümüzde, Aristotales’in tanımlamasına göre robotlar bu ilişkinin çok gerisinde kalacak. Robotlarla ilişki tamamen eşit bir şekilde ilerlerken, sevdiklerimizle ilişkilerimiz çok azı eşit bir şekilde ilerleyiş gösterir. Ayrıca sosyal bağlılık biçimleri de Aristotalesçi idealden çok uzak konumda.
Sosyal etkileşimin, kendi başına ödüllendirici olduğunu ve bizlerin güçlü bir şekilde ihtiyaç duyduğu bir şey olduğunu biliyoruz. Robotlarla kurulan ilişkilerin, şu anda diğer insanlar tarafından sağlanan fiziksel rahatlık, duygusal destek ve keyifli sosyal alışverişler gibi hepimizin sosyal bağlantı için derin bir şekilde hissettiği dürtüyü gidermeye yardımcı olması muhtemel görünüyor.
Tony J. Prescott.’ın yazarlığını yaptığı ve iSicience’da yayınlanan ‘İnsan-robot ilişkilerinin yararları ve riskleri’ isimli makale bu konuda detaylı bir araştırma içeriyor. Araştırmaya göre fiziksel ve duygusal rahatlık, doğrudan sosyal etkileşim ve başkalarıyla sosyal etkileşim, davranış modellemesi sosyal robotların olumlu etkileri arasında yer alıyor. Örneğin; bakım amaçlı geliştirilen sosyal robotlar, uzun vadeli ilişkilerde insanların en önemli yardımcısı haline gelebiliyor.
Özetle; yapay zeka ne kadar ilerlerlerse ilerlesin, büyük ihtimalle Aristotales’in tanımladığı dostluğu robotlarla kuramayacağız. Ancak bu durumu sosyal robotların hayatımıza küçük bir anlam katacağı yönünde yorumlamak da yanlış olur. Evde bakım süreçleri, alışverişte müşteri karşılama ve eğitim süreçleri sosyal robotlarla çok daha etkileşimli ve etkili hale getirilebiliyor.
Paylaş