Paylaş
Giyilebilir teknoloji pazarı, 2020'de dünya çapında satılan yarım milyar giyilebilir cihazla çok hızlı bir büyüme yaşadı. Bu cihazlar ve cihazlarda kullanılan uygulamalar, genellikle hastalıkları tespit etmek için sağlığımızı ve fitness hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olmak için antrenmanlarımızı izlediğini, zinde kalmamıza yardımcı olduğunu iddia ediyor. Ayrıca giyilebilir cihazlar, kullanıcıların güvenliklerini artırmak için çocukların konum bilgilerini de takip ediyor. Birçok çalışma, fitness takip cihazlarının ve uygulamalarının birçoğunun tıp uzmanları tarafından kullanılamayacak kadar yanlış ve yanıltıcı olduğunu, her türden giyilebilir teknolojinin acil düzenleme gerektiren güvensiz bir teknoloji olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte bu kadar çok verinin toplanması ve izlenmesi, güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. The UK Code of Practice for Consumer IoT Security raporu, giyilebilir cihazlarla ilişkili güvenlik risklerinin yanı sıra çocukların kullandığı “akıllı oyuncaklar” da ele alıyor. Raporda, özellikle çocuklara yönelik cihazların, en temel siber güvenlik önlemlerinden bile yoksun olduğu ve onları kötüye kullanıma açık bırakan endişe verici güvenlik eksiklikleri bulundu.
Fitness takipçileri ve kişisel veriler
Birçok fitness takip sistemi, antrenmanları haritalamak için kullanıcının konumuna ilişkin verileri kullanıyor. Ancak antrenmanlar bir uygulamaya yüklendiği ve herkese açık olarak poaylaşıldığı için veri hırsızları, kullanıcıların belirli bir zamanda nerede olabileceğinizi tahmin edebilir; tarih bazlı olarak koşu, bisiklet veya yürüyüş rotalarını kullanabilir. Bu güvenlik sorunu yalnızca antrenmanlarla sınırlı değildir.
Çocuklar için güvenli mi?
2025 yılına kadar 875 milyon dolarlık satış hacmine ulaşması beklenen çocuklar tarafından giyilmek üzere tasarlanan cihazlar daha da endişe verici. Bu saatler çocukları güvende tutmak, konumlarını takip etmek ve olası olumsuz durumlarda ebeveynleri uyarmak için piyasada bulunuyor. Çocuki belirli bir alanın dışına çıkarsa ve üzerindeki SOS tuşuna basarsa uyarı veriyor.
Akıllı saatler, çocukları için endişelenen ebeveynler için bir yardımcı gibi görünebilir ancak çocukların akıllı saatleriyle ilgili 2017'de yapılan bir anket, “SOS” tuşunun çoğu durumda ya takıldığını ya da hiç çalışmadığını buldu.
Bağlı oyuncaklar
Nesnelerin interneti cihazlarının yetkisiz erişime neden olabileceğine dair korkular “akıllı oyuncak” pazarına da yayılıyor. Bu oyuncaklardan bazıları, hacklendiğinde çocuk odaları da dahil olmak üzere evin içini kaydetmek için kullanılabilecek gizli kameralara ve mikrofonlara sahip.
2017'de Alman düzenleyiciler, Cayla'nın "akıllı oyuncak bebeğinin" satışını yasaklayarak ve onu Almanya Telekomünikasyon Yasası'nın aleyhinde yasa koyduğu bir tür "fiili casusluk cihazı" olarak etiketleyerek bu tehlikeyi fark ettiler.
2019'da UNICEF liderliğindeki bir rapora göre; okullarda, evde ve kolda bulunan bu tür 24 saat gözetim, çocuklarda kaygı yaratabiliyor ve çocukların gelişimine zarar verebiliyor.
Daha güvenli hale getirmek mümkün
İzleyiciler ve oyuncaklar daha güvenli hale getirilebilir. Bu cihazların piyasaya girmesine izin vermeden önce, dünyanın neresinde üretilirse üretilsin, üreticilerin uyması gereken minimum güvenlik gereksinimlerinin standart hale getirmek çok çnemli.
Bu standartlar arasında; "admin" veya "1234" gibi, en acemi bilgisayar korsanları tarafından bile kolayca tahmin edilebilen veya keşfedilen cihazlarda fabrika varsayılan parolalarının kaldırılması olmalı. Üreticiler ayrıca, kullanıcıların riskleri anlamalarına yardımcı olmak için bir güvenlik açığı açıklaması yayınlamalı ve güvenlik araştırmacıları tarafından ortaya çıkarılan güvenlik açıklarına yanıt olarak düzenli yazılım güncellemeleri yapmalıdır.
Her ebeveyn çocuğunun güvende olmasını ister ve cep telefonları gibi akıllı cihazlar çocuklarını kontrol etmek için güvenilir bir araç olabilir. Ancak güvenlik standartları olmadan, bu cihazlar kullanıldığında daha fazla zarar verme potansiyeline sahip.
Paylaş