Güncelleme Tarihi:
1981 yılında henüz 26 yaşındayken, ortağı Paul Allen ile birlikte kurduğu küçük yazılım şirketi Microsoft’un kaderini değiştirecek adımı atmak üzereydi. O dönem bilgisayar dünyasının devi IBM ile yapılacak bir anlaşma, şirketin geleceğini belirleyebilirdi. Ancak bu dev şirketi etkilemek kolay olmayacaktı.
Bill Gates, Microsoft yazılımlarının sadece güçlü değil, aynı zamanda esnek ve yaratıcı çözümler sunabildiğini göstermek istiyordu. Bu fikirle, IBM yöneticilerine yapılacak sunuma sıradışı bir katkı yapmak için çılgın bir fikir ortaya attı: bir video oyunu geliştirmek. Oyun, sadece teknik bir gösterim aracı olacaktı, ama zamanlama kritikti. Gates, yazılımcı Neil Konzen ile birlikte sadece bir gecede bu projeyi tamamlamaya koyuldu. Sonuç ise “Donkey” adlı basit bir yarış oyunu oldu.
Donkey, oyuncunun iki şerit arasında araba sürerek yolda çıkan eşeklere çarpmamaya çalıştığı 8-bitlik bir oyun olarak tasarlanmıştı. Grafikler ilkel, oynanış ise son derece basitti. Ancak asıl amaç bir eğlence ürünü yaratmak değil, IBM bilgisayarlarında çalışan Microsoft yazılımının gücünü ve BASIC programlama dilinin yeteneklerini gözler önüne sermekti. Sunum günü geldiğinde, Gates ve Konzen oyunu IBM yöneticilerine büyük bir gururla sundular. Beklenen etkiyi yaratmayı başardılar ve kısa süre sonra Microsoft ile IBM arasında tarihi bir anlaşma imzalandı.
Bu anlaşma, Microsoft’un IBM donanımı için işletim sistemleri ve yazılımlar üretmesine olanak sağladı. Böylece Microsoft yalnızca görünürlük kazanmakla kalmadı, aynı zamanda milyonlarca dolar gelir elde etti. Daha da önemlisi, bu iş birliği kişisel bilgisayarların geniş kitlelere ulaşmasının önünü açtı. Microsoft’un yükselişi bu noktadan itibaren hız kazandı.
Aradan geçen 40 yılın ardından Donkey, oyun dünyasında “tarihin en kötü oyunlarından biri” olarak anılsa da, bu durum oyunun tarihsel önemini gölgeleyemiyor. Apple'ın efsanevi mühendislerinden Andy Hertzfeld, Donkey için “en utanç verici oyun” yorumunu yapsa da, oyunun ardındaki amaç göz önüne alındığında bu eleştirilerin görece yüzeysel olduğu söylenebilir. Donkey’in asıl işlevi, teknik bir demoyu etkili ve anlaşılır bir biçimde sunmaktı. O dönem için bu bile başlı başına bir yenilikti.
Donkey hiçbir zaman bir ticari başarıya ulaşmadı. Satış geliri elde edilmedi, büyük ödüller kazanılmadı. Ancak bu küçük ve sıradan görünen oyun, belki de Microsoft’un kaderini değiştiren en önemli taşlardan biri oldu. Bugün teknoloji tarihine bakıldığında, Donkey’in arkasındaki fikir, zamanlaması ve etkisi, girişimcilik derslerinde örnek gösterilebilecek kadar değerli bir hamle olarak öne çıkıyor.