Paylaş
Galatasaray-Adana Demir maçı sadece 30 dakika sürdüğü için teknik analizini yapmak zor. Üstelik de as kadrodan çok uzak bir 11’le sahaya çıktılar. Okan Buruk üçlü savunmayı Cuesta-Davinson-Jelert ile kurdu. Yeni transfer Carlos Cuesta sağ stoper oynadı. Tabii ki dünkü rakipleri zayıftı, üçlü çok fazla test edilmedi ama ilk izlenim, topun Cuesta’nın ayağına yakıştığı, çabuk bir oyuncu olduğu yönünde.
Fenerbahçe ise Alanya önünde sezonun en kompakt futbollarından birini oynadı. Savunma emniyeti ile hücumda pozisyon zenginliğinin dengede olduğu bir gündü Alanya’da. Dzeko takımının kalbi, beyni, her şeyi. Tüm hücum bağlantısı onun üzerindendi. 3-5-2 değil 3-6- 2 oynattı adeta takımını. Müsabakanın bir diğer iyisi de (yorulana kadar) 65 dakika boyunca ileri-geri çalışan Oğuz Aydın’dı.
Maalesef geçen sezon İstanbul-Trabzon, dün de Galatasaray-Adana maçları, iki takım elbiseli sporsevmezin tercihine kurban gitti. Dünya futbol tarihinde inanılmaz hatalar oldu geçmişte. 2013’te Hoffenheim-Leverkusen maçında auta giden topa gol kararı verdi hakem. Kafayı vuran Kiessling top auta gitti diye üzülürken hakemin gol kararı verdiğini gördü herkes şaşkınlıkla. Evet, belki yüz senede bir yaşanacak tarihi bir hataydı o. Auta giden topa gol kararı verdi hakem. Ancak iki takım da devam ettiler maça. Sporun onurunu korudular çünkü.
Türk futbolu maalesef birkaç zengin holigan iş adamının tekelinde. Bu durumu çözmenin tek yolu hür bir TFF seçimi. TFF delege yapısını değiştirmeden hür bir sistem oluşturamazsınız. Şu anda TFF başkanını sadece 300 küsür delege belirliyor. Delege sayısını 10 binler seviyesine çıkarmadan, futbolcuları, antrenörleri, hakemleri o kongreye katmadan, çok adaylı seçime imkan tanımadan bu sorunu çözemezsiniz. Ben TFF Başkan adayı olmak istiyorum ama olamıyorum. Çünkü o 300 delegenin 60’ı bana (ya da belli adaylar dışında hiç kimseye) imza vermiyor. Gerçek bir seçim yapılması mümkün değil bu yapıyla.
Paylaş