Paylaş
Mourinho Türkiye’deki ilk yılını 3 perdede değerlendiriyorum ben: 2024 takvim yılı onun için bir adaptasyon süreciydi. Ligde 2024’ü liderin sekiz puan gerisinde bitirdi. Avrupa Ligi’nden son saniyede terfi aldı. Büyük maçları kazanamadı. Avrupa’da gruplarda sekiz maçın üçünün son düdüğünde kenarda yoktu.
Ancak 1 Ocak 2025’le beraber reset attı adeta takımına. Yeni yıla Skriniar’ın liderlik ettiği üçlü savunmayla başladı. Yusuf’u sol stoper kullandı, Anderlecht’i genç yıldızıyla eledi. Kanat beklerde Oğuz-Kostic takımın ana arterleri oldular ve defansif-ofansif denge sağladılar. Belki bunlardan da önemlisi, çift santrfordaki Dzeko-Nesyri uyumu idi. Yaratıcı Dzeko ve bitirici Nesyri’yle yeni yılın ilk iki buçuk ayını yüksek viteste geçirdiler. Ligde zirveyle farkı üçe indirdiler, Avrupa’da son 16, kupada çeyrek final bileti aldılar.
MOURINHO YİNE SÜRPRİZ YAPARSA...
Ancak sonra üçüncü perde başladı Jose Mourinho’nun Türkiye serüveninde. Kendi eliyle bulduğu doğrulardan kendi eliyle uzaklaştı. Bir ara dörtlü savunmaya döndü. Zaman zaman Oğuz-Kostic’i kenarda oturttu. Bazı maçlarda uyumsuz Talisca-Nesyri ikilisinde ısrar etti. Ve üç cephenin iki buçuğu kapanmış oldu bu yanlış kararlarla. Kalan yarım cephenin devamı için bugün mutlak galibiyete ihtiyacı var ve bence reçetesi kendi elinde. Eğer Gaziantep maçında hafızasından geri çağırdığı doğrularla devam ederse ritim tutturma şansı artacaktır. Ama eğer yine birtakım sürprizlerle sahaya çıkarsa bence esas şaşıran rakibi değil, kendi takımı olabilir.
SOLSKJAER'İN GALATASARAY PROSPEKTÜSÜ
Manchester United’ın son dönemde yaşadığı sorunları şöyle özetlemişti Rangnick: “Bu takıma ilaç yetmez. Açık kalp ameliyatı lazım”. Solskjaer de Manchester’de yaşadığı kaosun bir benzerine İstanbul’da denk gelince aynı cümleyi Beşiktaş için kurdu: “Bu zehirli soyunma odasına ameliyat gerek. Ve ameliyat da tek bir transfer penceresinde bitecek bir iş değil.”
Norveçli teknik adamın özellikle Kasımpaşa ve Başakşehir maçlarından sonra en çok şikayet ettiği konu, takımda bazı oyuncuların eksik mücadele etmesiydi. Topsuz oyunda kaybolmaları idi. O yüzden takımdaki bu emekli generallerin sayısını azaltmaya, gözü parlayanların, koşanların sayısını artırmaya çalışıyor. Sık sık Mustafa Hekimoğlu’nu örnek gösterme nedeni bu. Mustafa’nın belki yapabilecekleri kısıtlı ama çalışkanlığı üst düzey.
Muhtemelen Fenerbahçe karşısına da Galatasaray önünde olduğu gibi çok koşan-dinamik, bütüncül durabilen bir formülle çıkacak. Geçtiğimiz hafta hat-trick yapmış Immobile’yi tabii ki kesmek çok zor. Ama aklının bir köşesinde Galatasaray maçında başarılı olmuş 4-6-0’ı tekrarlamak olduğuna da eminim Solskjaer’in.
Zira sarı kırmızılara karşı 5+5 iki blok halinde çok doğru duran, takım boyu son derece kısa, bütüncül hareket eden bir Beşiktaş görüntüsü vardı. Fenerbahçe’ye karşı da o Galatasaray prospektüsüyle sahaya çıkabilir Solskjaer.
Paylaş