Paylaş
Tüm maçlar çarşamba günüydü. Ve genelde sadece ilk turda üç Türk takımını bir arada mücadele ederken izleyebilirdik. Zira o yıllarda asla 3 temsilcimiz birden geçemezdi ilk turu. Yine de o ilk turda, 3 temsilcimizin peş peşe sahaya çıkışı, her birinin turu geçme umudu, milletçe televizyon başına kilitlerdi hepimizi. Bütün bir çarşamba günü nefesimizi tutmuş şekilde seyrederdik maçları. Günün sonunda genelde ulusça üzülürdük ama olsun, bir sonraki yıl yine umutlanmazdan vazgeçmezdik. Şerefli mağlubiyetler dönemiydi zira o yıllar Türk futbolunda.
FiKSTÜR TALiHSiZLiKLERi ÜST ÜSTE
DÜN 90’lar çarşambasına benzer bir gece yaşadık Avrupa’da. Nasıl bir fikstür şanssızlığı ise, üç temsilcimiz birden deplasmanda bitirdiler grupları. Aynen Hollanda takımlarıyla Türklerin grupta toplam 6 maç yapıp bu 6 müsabakanın tamamını deplasmanda oynamamız gibi. Akıl mantık dışı bir fikstür talihsizliği... Dün ligi Hollanda’da bitiren iki temsilcimizden Galatasaray, Amsterdam Arena’dan çıkamadı. Aslında durum 1-0’ken Galatasaray maçı çevirecek pozisyonları yaratmıştı ama yine bir Berkan klasiğiyle müsabakanın fişi çekildi. Nasıl oluyorsa oluyor, transfer tıkanıyor, birileri sakatlanıyor, Galatasaray bir şekilde her sezon Avrupa’da kritik maçlara sol bekte Berkan’la çıkıyor! Geçen sene Sparta Prag maçları, bu sezon Ajax müsabakası. Enteresan gerçekten.
Ligi Hollanda’da bitiren diğer temsilcimiz Beşiktaş da Enschede’den çıkamadı ve dışında kaldı turnuvanın. Maç öncesi terfi için 1 puanın yetme ihtimali konuşulan diğer eşleşmedeyse Fenerbahçe, Danimarka’dan ihtiyacı olanı almayı başardı. Mourinho’nun Dzeko-Nesyri çift santrfor kararı terfiyi getiren faktör oldu son düzlükte. Maalesef Avrupa’da Şubat’ı iki takımla karşılıyoruz. Dileğimiz her ikisinin de playoff turunu geçip son 16’ya kalmaları.
Paylaş