Paylaş
Merkez Hakem Kurulu (MHK), sezonun bitimine 10 hafta kala aralarında Cüneyt Çakır ve Fırat Aydınus gibi önemli isimlerin bulunduğu 31 hakem ve gözlemci ile yollarını ayırdı. Ama ne MHK ne de TFF o günden bu yana bu operasyonun altını doldurdu. Ortaya sağlam bir gerekçe koyamadılar. “Yaş” dendi, olmadı. “Performans” dendi, o da tutmadı. Belki de “Tahkim Kurulu onar, bu iş böylelikle kapanır gider” hesapları yapıldı. Ama o da tutmadı. Riva’daki hesap çarşıya uymadı, Tahkim Kurulu kararı onamadı. Sonrası malum; TFF yönetiminden art arda gelen istifa kararları...
HESAPTA OLMAYAN iŞLER
Çünkü ortada böyle bir operasyonu gerektirecek sağlam bir gerekçe yoktu. Haliyle gönderilenler toplum nezdinde gerçek bir mağdur olmuşlardı. Koca medyada operasyonu destekleyen kişi sayısı 1.5-2 kişiyi buldu, bulmadı. MHK Başkanı ve yöneticileriyle ilgili, bu konuda onca şey yazıldı çizildi ama; hiçbir şey onlara, klasmanda tuttukları bazı hakemlerin “Arkadaşlarımıza bunu yapanların vereceği görevi istemiyoruz” dercesine yaptıkları o protesto kadar koymadı. Böyle bir şey onlar tarafından hiç hesaplanmamıştı.
BiR ANDA ESKi DEFTERLER AÇILDI
Tam bu sırada bir de Cüneyt Çakır için İsviçre’den, yine hiç hesapta olmayan bir talep çıkmaz mı? Gel çık şimdi işin içinden... Çıkamazsın. Göndersen bir dert, göndermesen bir dert çünkü...Yapılacak bir şey var; o da gündem değiştirmek. Eski defterleri açmak. Algı yapmak. Zaman kazanmak. “Haklarında disiplin soruşturması vs” var diyerek bu talebi savuşturmak gibi. Dikkat edin bir hafta öncesine kadar MHK kanadında gönderilenlerle ilgili yaprak dahi kıpırdamıyordu. Bir anda eski defterler açıldı. Düşünün 8-9 Mart’ta yaşanan bazı olaylar tam 32 gün sonra soruşturmaya dönüştürüldü. Mesela o güne kadar hiç ötmeyen kuş, bir anda gelip MHK’nin umutlarına kondu. Talih kuşu gibi... “Cik cik”ederek uyandırdı onları!
ÜÇ HAKEMiN iKiSi ‘HAYIR’ BiRi ‘EVET, YAŞANDI’ DEDi
Yine dikkatinizi çekerim... Bugün gündeme getirilen bu iş taa 6 ay öncesinin, Kasım 2021’in işi. Zaten bu konuda ortada bir bilgi, belge, zapıt vs. olsaydı ne o Tarık Ongun o günden bu yana 18 maçta (9’u AVAR) görev alır ne de 8 Mart’taki operasyonda bu MHK tarafından klasmanda tutulurdu. Yani kalanlardan olmazdı. Aksine o da diğer arkadaşları gibi dışarı atılırdı.
Her neyse... Sonrası bu ihbarı adeta havada kapan MHK, 4 Nisan’da Ongun’la birlikte o gün odada VAR ve AVAR görevinde bulunan diğer üç hakeme bir yazı göndererek böyle bir şeye şahit olup olmadıklarını sorar:
“26.11.2021 tarihinde sizlerin de orada bulunduğu sırada Tarık Ongun’un görev yaptığı Başakşehir-Altay maçı öncesi kendisinin görevli olmadığı bir önceki haftanın bir müsabakasının VAR kayıtlarını dinlediğine dair birtakım tespitlerimiz var. Bu konuda bilgilerinizi gördüklerinizi lütfen 24 saat içinde bizimle paylaşır mısınız.”
Sanırım bir kişinin dışında hepsi böyle bir şey olmadığını yazılı olarak MHK Hakem İşleri Müdürlüğü’ne beyan eder. Keza Ongun da. Sadece biri (sanırım ihbarı yapan da o) “Evet böyle bir şey oldu” der.
Ama ilginçtir MHK’nin hakemlere yönelttiği sorunun hiçbir yerinde G.Saray-F.Bahçe maçının adı geçmez. Böyle bir şeyin olmadığı yüzde yüz.
TARIK ONGUN HANGi SUÇU iŞLEDi?
Hadi diyelim hepsi farklı mecralarda tüm bu insanlar bizim yanılttı. Olur mu, olur. Gerçekten böyle bir şey oldu. Tarık Ongun bir önceki hafta oynanan Galatasaray-Fenerbahçe maçının VAR kayıtlarını dinledi. Peki söyler misiniz bana, dinledi de ne oldu? Bunu ne yaptı, nerede kullandı? Acaba dinleyerek talimatın hangi maddesini ihlal etti? Bunun suç olduğunu söyleyen bir talimat maddesi var mı? Varsa cezası ne? Yok ki bir cezası yaptırımı olsun. Konuyu anlatanlar mutlaka bunun talimattaki yaptırımını biliyordur, onu da söyler.
KOŞU BAHANE, ALGI ŞAHANE
Peki başka?.. Aynı günlerde bu defa MHK’nin yine hakemlere bir yazı gönderip, “Riva’da yapılan Yo-Yo testlerinde protesto amacıyla koşuyu anlaşarak yarıda bıraktığınız tespit edilmiştir” diyerek savunmalarını istemesi. Belli ki bunu yazanlar, isteyenler hayatlarında hiç Yo-Yo koşusu görmemişler! Yo-Yo’da 18.2 dereceye gelindiğinde testin tamamlandığından bihaberler. Bıraktıkları nokta da 18.6 dikkatinizi çekerim.
Her neyse... Bazı hakemler koşmuş, dereceye ulaşınca kenara çekilmiş, bunlar da bunu protesto sanmışlar. Veya ona yormuşlar! Bu yüzden “Bu konuda savunmanızı verin” demişler. Komediye bak!
Koşu bahane, algı şahane!
Bu kadar mı? Bitmedi. Aynı sistemden yola devam. Bu defa Hakem İşleri Müdürü’nden yine alınan ihbar ve duyumlarla ilgili hakemlere bir mail daha (gazetemizde yayımlanan).
“Aşağıda sıralanan iddialarla ilgili bilgilerinizi ve duyumlarınızı lütfen 13 Nisan’a kadar bize bildirin.”
“Bazı hakemleri liste dışı bırakmamızdan sonra sizi kimler aradı, ne dedi, ne istedi?” tarzı sorular.
KLASMANI BELiRLEYECEK SORULAR
Sanırım tüm bunlar MHK’nin klasman için hazırladığı sınav soruları! Cevaplara göre bunun bir ödül veya ceza sistemi olacak sanırım!
Türk hakemliğinin getirildiği noktaya bakın, Allah aşkına.
Zaman, mekan, talimat vs. fark etmiyor bunlar için. Baktılar bunlardan kayda değer bir şey çıkmadı; korkarım bu gönderdikleri hakemlerin çocukluklarına kadar inecek bunlar. Görünen o.
Dikkatinizi çekerim, olaylar hep 8 Mart operasyonu sonrası yaşananlarla ilgi. Ama hâlâ ortada 8 Mart’a gerekçe olacak bir şey yok. Veya bu tür işlerle uğraşan MHK Başkanı ve arkadaşlarına, “Bunları bırakın da 8 mart operasyonunu niye yaptınız, onu bir anlatın” diye soran da yok.
MHK’DEN HAKEMLERE BiR MEKTUP DAHA
MHK dün bazı hakemlere yeni bir yazı göndererek (1 ay önce söyledikleri iddia edilen sözlerle ilgili) “Bunlara yarın (bugün) 17.00’ye kadar cevap verin” demiş. Madem MHK bu yolu benimsedi... Bu iddia işini sevdi... Peki o zaman birileri de çıkıp, “Madem öyle önce siz göreve gelirken hakkınızda söylenen o malum iddialara cevap verseniz” diye sorar...
Paylaş