Paylaş
Tabii burada Aykut Kocaman’ın da tercihlerinin önemi ortaya çıkmış oldu. Oynamadığı zaman çok konuşulan Valbuena, şartlar ne olursa olsun bu takımın ilk 11 oyuncusudur. Kafasında her zaman direkt kaleyi düşünen bir futbolcu olarak bırakın da takım savunmasında biraz zafiyet yaratsın.
Sarı lacivertliler girilen pozisyonlar, kaçırılan goller ve özellikle istekli oluşlarıyla ilk yarıda bizlere temposu yüksek, futbol açısından da hoş bir oyun izlettiler. Gel gör ki, ilk yarının son dakikasında gelen gol bütün planları bozdu.
İLETİŞİM EKSİKLİĞİ
Dirar-Volkan ikilisinin iletişim eksikliği ve çevre kontrolü zaafı, Gençlerbirliği adına devrenin sonunda golü getirdi.
İlk devredeki bu rüzgarın ikinci yarıda da devam edeceğini düşünerek tekrar ekran karşısına geçtiğimde, daha oturmaya fırsat bulamadan gelen Alper’in golü tekrardan skoru eşitledi.
Bunun üzerine hâlâ coşku ve isteği devam eden Fenerbahçe’de hatasını telafi eden Dirar’ın golü, sarı lacivertlilere skor üstünlüğünü getirdi. Ama ne olduysa bu golden sonra oldu... Fenerbahçe’nin yüksek temposu düşmeye başladı. Belki biraz yorgunluk oluştu, belki de skoru koruyup maçı böyle bitirme düşüncesiydi yaşanan...
POZİSYON VERMEDEN
Sonrasında sarı lacivertlilerin yediği bir şanssız gol daha futbolun acımasızlığını tekrar ortaya çıkardı. Son yarım saatte, bu kadar düşüş yaşayan Fenerbahçe, kalesinde gol pozisyonu bile vermeden berabere kaldı. Ancak bu son 30 dakikalık bölümde pozisyon anlamında tamamen sınıfta kalan bir Fenerbahçe gördük.
Görmek isterdim ki, ne olursa olsun kazanmak için zorlayan bir takım sahada olsun... Ama onlara da hak veriyorum, ister iyi oynarken, ister kötü oynarken saçma sapan gol yemeleri ister istemez bütün morallerini bozuyor.
MAÇIN ADAMI: SESSEGNON
Tecrübeli oyuncu, Gençlerbirliği adına dün akşam sahanın en etkili isimiydi. Fenerbahçe defansının dengesini tek başına bozdu.
Paylaş