Paylaş
Öyle ki Süper Lig gözlemcilerini bile ilk defa merkezi seminere tabi tuttu. Hakem ve gözlemcilere her geçen gün giderek kaybolan güveni yeniden tesis etme ve işi toparlama çabasına girdi.
Eğitim işi tamam. Ya uygulamalar!
Şu unutulmamalı ki hakem ve gözlemcilerde verilen eğitimden daha fazla MHK’nın yaptığı atama ve uygulamalar etki yaratır.
Tıpkı seminerde MHK’nın etkili isminin hakemlere “Korkmayın” dediğinde, Süper Lig hakemlerini geçtim bir alttan, yani PTT 1. Lig’den bir hakemin çıkıp, “Biz korkmuyoruz, yeter ki siz korkmayın” dediği gibi...
Eğer siz sezon başındaki atletik testlerde herkes koşarken üst düzey bir hakeme daha kafadan tolerans tanıyıp iki gün sonra nerede ve nasıl koştuğu bilinmeyen bir uygulama yaparsanız...
Hakem performanslarını direkt etkileyen gözlemcileri sezon başında bunca değişen oyun kurallarına rağmen merkezi seminere almak yerine bölgesel seminerlere tabi tutup sıradanlaştırır ve itibarsızlaştırırsanız...
Skandal hatalarına rağmen aynı hakemlere arka arkaya maç verip 10 hafta gibi kısa bir sürede onları bu derece yıpratıp ve tartışılır konuma getirirseniz... Hakem ve gözlemcilerin güven duymadığı hatta bazı hakemlerin oyuncağı konumuna düşen bir MHK olur, başlamadan bitersiniz. Geldiğimiz noktada hakemlerimizdeki temel sorun eğitim değil, MHK’nın güven duyulmayan uygulamalarıdır.
BU KAFAYLA OLMAZ!
Eğer hakemler kendilerini yönetenlere güven duymuyorlarsa ve bir de, “Böyle giderseniz profesyonel hakemlikten vazgeçilebilir. Elinizdekileri kaybedersiniz’’ tehdidi ile karşılaşıyorlarsa o hakemlerden sahada adaletli, korkusuz düdük çalmalarını ve başarılı olmalarını beklemek hayalden öteye gidemez!Gözlemcilere bir takım eşofman vermeyi iş bitirme başarısı gibi gösterip, “Bakın biz olmasaydık bunu bile bulamayacaktınız” diyen kafaların artık günümüz futbolunda yeri yok. Naklen yayın ihalesinden futbolumuza akacak 600-650 milyon dolarlardan bahsedilirken hakem ve gözlemcilerimizi günümüz futbol ekonomisine bu kafalar bu anlayışlar hazırlayamaz!
iNGiLTERE’Yi ROL MODEL ALDIK
Seminer sonrası yayıncı kuruluşa çıkıp kamuoyunu bilgilendirmek tabii ki güzel. Lakin pozisyonları ve hakemliği ifade etmek, dersini iyi çalışmakla mümkündür. Fransız Bastien’e, Alman Felix derseniz olmaz. İzlanda-Finlandiya maçında oyuncunun davranışına kırmızı yerine sarı çıkaran Norveçli hakem Oddver Moen için, “UEFA kategori düşürecektir” söylemini ancak, Galatasaray-Başakşehir maçında benzer fiziki ve sözlü tepkiye maruz kalan Ali Palabıyık’a da uygulayabilecekseniz eğer, örnek vermelisiniz. Yoksa yarınlarda kargaşa kaçınılmaz olur!İngiliz hakemliğini rol model aldık. Süper Lig hakem kadrosunu 22 hakeme düşürdük. “Hakemlikte devrim yaptık” diye algı oluşturup caf caflı süslü laflar eden ancak çaresizlik, tıkanış ve tükeniş içinde olanlar bu hafta sonu oynanacak Fenerbahçe-Galatasaray derbisini yönetecek Cüneyt Çakır’dan başka hakem çıkaramıyorsa, batsın o günü kurtarma siyasetleri ve devrimleri...
Paylaş