Paylaş
Premier Lig’in uzak ara lideri olan, Ada’nın en güçü ekibi olarak gösterilen Liverpool FA Cup ve Şampiyonlar Ligi’nden elendikten sonra Lig Kupası’nı da kaybetti
Memlekette futbola daraldığım her dönemde bu güzel oyuna yeniden tutunmak için koşuyorum Ada’ya. Futboluyla, tribünleriyle, coşkusuyla, kalitesiyle, organizasyon bütünlüğüyle yaşama sevinci tadında! Bu kez sıradışı bir planla Londra’daydım. 13.30’da Emirates’te şampiyonluk hayaliyle sezona girip hayal kırıklığına uğrayanların maçındaydım önce: Arsenal-Chelsea. Öğle güneşinin güzelliğinde 60 bin taraftar Arsenal’li Merino’nun kafasından başka gol olmasa da zarif bir 90 dakika yaşadı.
Dakikalar 80’i gösterirken vedalaşıp Lig Kupası finaline, Wembley’e doğru 55 dakikada geçiş yaptım. 88.513 taraftar muazzam, atmosfer doyumsuzdu. Ligde açık ara önde giden Liverpool, önce FA Cup’tan, sonra Şampiyonlar Ligi’nden de elenmişti. Carabao Kupası da hüsran mı olacaktı derken 32’lik tecrübeli kule Dan Burn ilk 45 biterken kafayla Kırmızılar’ın ağlarını havalandırdı.
Siyah beyaz atkı cümbüşü muhteşem görüntülerle devre arasını süsledi. 52’de sezonun flaş golcülerinden Isak, Kelleher’ı 2.kez avladı ve yaklaşık 45 bin Newcastle taraftarı Wembley’i karnavala çevirdi. Chiesa’nın golü Arne Slot kanadına yetmedi. Seremonide kupa, keyifli şarkılar ve Alan Shearer’in coşkulu sevinciyle 2025’te Newcastle United hanesine gidiyordu. Tek kelimeyle rüya pazar, unutulmazlar arasına girdi. Hoşçakal Wembley, mutlu kal Emirates! Sevinin güzel futbol insanları.
Paylaş