MHK’lar ‘kuralına göre’ değil, sisteme zarar vermeden konuşmalı
Bilgilendirme adı altında MHK’ya program yaptırılması sakıncalı.
Yayıncı kuruluşta bilgilendirme ve şeffaflık adı altında MHK’ya program yaptırılmasına ilk günden bu yana karşıyım. Hatta MHK danışmanı Hugh Dallas da en başından itibaren tepkiliydi. Premier Lig ve Bundesliga örneklerindeki gibi elzem durumlarda internet sitesi üzerinden skandal pozisyonlara dair açıklamalar yapılabilir.
1- Futbol kültürü olmayan ülkenin hakemler üzerinden yargılanmasına bir de bu yolla çanak tutulması.
2- Sosyal medyadan, TV kanallarından ve gazete köşelerinden infaz mekanizmasının çok sert işlediği bir mesleğin kendi kurulu tarafından kamuoyu önünde eleştirilmesinin hakemlerde olumsuz etkileri.
3- Dört haftada biriken tartışmalı pozisyonların 1 saate sığdırılmasında hangi hakemlerin kurtların önüne atılacağının yarattığı gerilim ve standartsızlık,
4- MHK’nın ‘periyodik hesap verme’ algısıyla yıpratılması.
5- MHK’nın hakemini hem eğiten hem atayan hem eleştiren makam konumuna alenen evrilmesinin sakıncası.
YÖNETiCiDEN ZiYADE BiR MEDYA MENSUBU GiBi KONUŞUYOR
MHK Danışmanı Hugh Dallas ve Başkan Lale Orta’nın ‘Kuralına Göre’ programını izlediğimden bu yana içimi kemiren nokta tavır ve üslup.
Önceki MHK döneminde asbaşkan Murat Ilgaz’ın ekrana yansıyan imajı “Böyle bir programa ne gerek vardı, neden medya önünde hakemi eleştiriyoruz, bitse de gitsek” edasında bir mahcubiyet barındırıyor, formal bilgilendirme edasında geçiyordu.
Bu MHK döneminde ise başkan Lale Orta’nın ekrana yansıyan imajı, sorumlu bir hakem yöneticisi veya akademisyen dilinden ziyade bir medya mensubu edasındaki konuşmalardı.
DAHA HASSAS OLMALIYDI
Sayın Lale Orta’nın son 2 senedir ekranlarda yorumculuk yapmasının da bu üslupta etkisi olabilir, hatta doğal da buluyor olabilir lakin idari pozisyonuna daha hassas bir yaklaşım gösterebilirdi.
“Dünyanın hiçbir yerinde buna penaltı çalınmaz”:
EURO 2024’e gitmesi için duacı olduğumuz nadide temsilcimiz Halil Umut Meler penaltıyı bir sebeple çaldı Lale Orta hocam. Acaba bu sezon kendisine yüklenen abartılı stresin etkisi mi oldu?
Son dönemde başarısız performanslarına rağmen bu maça verilmesinden mi kaynaklandı? Kötü yönetecek olsa dahi ‘en iyi hakemimizi verdik, daha ne yapalım!’ kolaycılığıyla koltuğunu düşünen MHK’ların suçu mu? Hakemliğin genetiğiyle oynayan TFF uygulamalarının mı payı var? VAR’da 68. maçına çıkan Alper Ulusoy’un yıpranmışlığı mı kurtaramadı?
BÜYÜKEKŞi, ‘FORMSUZ BiR HAKEM BU MAÇA ATANMAMALIYDI’ DESE NE HiSSEDERDiNiZ?
Bu faktörler çerçevesinde ülkenin 1 numaralı hakemini hırpalayıcı açıklamalar yerine daha nahif davranılarak “Hakemin penaltı kararı hatalıdır, Arda’nın temas aldığını sanıp iyi açıdan göremediği için yanlış değerlendirmiştir. VAR şu gerekçelerle karışmadı ancak uyarıp davet etmeliydi” sadeliğinde ve akademik bilgilendirme edasında olamaz mıydı? Popülist söylemler zarar verir. Hele ki dünyada kendi ayağına takılıp düşen oyunculara çalınan penaltı komedileri dahi varken. Bir anne, evine döndüğünde çocuklarının yüzüne bakacağını unutmamalı.
TFF Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi, herhangi bir maç sonrasında kulüplerin tepkisinin etkisinde kalarak “Böyle bir maça dünyanın hiçbir yerinde formsuz bir hakem ve bu VAR atanmaz!” şeklinde açıklama yapsa MHK Başkanı ne hisseder?
AĞIZDAN ÇIKAN KELiMELER ATILAN OK GiBiDiR
“Art niyetli olduklarını düşünmüyorum”: Ağızdan çıkan kelimeler, atılan ok gibidir. Bir MHK Başkanı, hakemi için “Art niyetli olduklarını düşünmüyorum” diyemez.
“Halil Umut Meler bu ülkede derbilerin emanet edildiği elit hakem markasıdır. Art niyetli yaklaşımında bulunmak kabul edilemez” tepkisini göstermeliydi.
HAKEMLiKTE CAMiA iÇiNDEKi ADALET VE HUZUR ÖNEMLiDiR
2006 yılında 2. Lig’de hakemlik yaptığım dönemde sezon ortasında yine Merkez Hakem Kurulu değişmişti. 9 hafta geçmişti ki yeni MHK’dan hâlâ görev alamamıştım. Cezalı da değildim. Aynı dertten muzdarip hakem dostum ve Avrupa liglerinde de kariyer yapan Mustafa Aztopal ile MHK İstanbul sorumlusuna nedenini sorduğumuzda cevabı hazindi:
“Çocuklar unutmuşum sizi! Merak etmeyin, kalan 8 haftada farkı kapatırım.”
Siftah haftasında çok iyi not getirmemize rağmen 6 hafta daha unutulduk! Hakemliğin siyasetine hiç bulaşmayan futbol sevdalısı iki hakeme dair doğal bir örnektir koca 17 haftayı sadece 2 maçla tamamlamak!
CESUR VE GÜÇLÜ YÖNETiCiLER GEREK
Kıssadan hisse: MHK’lar önce içerideki adaleti sağlayacak objektif olgunluğa gelebilmeli. Haftalarca haksız şekilde bekletilen isimler, yapay zeka algoritmasıyla oynamalar, unutulanlar, başarısız olduğu halde görev alanlar, adamcılıkla yok edilmek istenenler, özensiz atamalar, yetişmeden yükselenler. Pek çoğu Türk hakemliğinin kronik sorunu. Futbolumuzda ve hakemlikte iç huzuru bozanlara, sisteme zarar verenlere neşteri vurabilecek cesaret ve güçte yönetici profili gerek.
