Paylaş
Suudi Arabistan zengin bir ülke ama ciddi bir sorunu var; insan hakları ihlalleri konusunda sabıkalı. Dışarıya verdikleri görüntü olumlu değil. Ayrıca tamamen petrole bağımlı bir ülke olmaktan kurtulmak istiyorlar. Yeni ticari alanlara ihtiyaçları var. Bu alanları açabilmenin ve ülkenin sarsılan imajını tazeleyebilmenin en kestirme yollarından biri de spor.
Suudi Arabistan, dünya futbolunu sarsıyor.
Önce Cristiano Ronaldo. Sonra Karim Benzema.
Suudiler bu iki futbolcuyu tam 1 milyar 200 milyon Euro ödeyerek transfer etti. 1 milyar 200 milyon Euro. Bırakın bu parayı ödemeyi, bu rakamı telaffuz etmek bile insanı şaşkına çeviriyor.
Hiçbir kulübün aklından bile geçiremeyeceği rakamlar bunlar. Üstelik devam ediyorlar. Sırada N’Golo Cante var. Roberto Firmino, Pierre-Emerick Aubameyang, Luka Modric, Wilfried Zaha, İlkay Gündoğan, Wilfried Zaha var.
Evet zengin bir ülke, petrol zengini.
“Paraları bol, verirler tabii ki” dediğinizi duyar gibiyim. Paraları var ama dünya sıralamasında 58. sırada bulunan bir lig için niye bu kadar para döküyorlar? Atletich’in yorumuyla; “Suudiler, dünya futbolunu bozmak mı istiyorlar?”
KOMPLE BiR YENiLENMEYE iHTiYAÇLARI VAR
35 milyon nüfusu var ülkenin. Ve futbola inanılmaz ölçüde bağlı genç bir nüfusu.
Nüfusun yüzde 70’i, 35 yaşın altında. Evet zengin bir ülke ama ciddi bir sorunu var.
İnsan hakları ihlalleri konusunda sabıkalı.
Buna bir de Cemal Kaşıkçı cinayeti ile sarsılan imajı ekleyin. Kadın hakları vs. derken, dışarıya verdikleri görüntü hiç de olumlu değil.
Sadece bu kadar mı?
Tüm zenginliğe rağmen, hoşnut olmayan muhalif genç bir nesil de var. Yani hem ülke içine hem de ülke dışına karşı bir yenilenmeye ihtiyacı var ülkenin.
2034’E KADAR SÜRECEK BiR PLAN HAYATA GEÇiRiLDi
Sadece bu da değil. Ekonomisi büyük ölçüde yer altı kaynaklarına, yani petrole bağımlı.
Yeni ticari alanlara da ihtiyacı var.
Bu alanları açabilmenin ve ülkenin sarsılan imajını tazeleyebilmenin en kestirme ve akılcı yollarından biri ise spor.
Ve sportif yatırımın en büyük lokomotifi futbol. Futbol mükemmel bir halkla ilişkiler aracı aynı zamanda.
Bunu fark eden Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman 2034’e kadar devam edecek bir planı hayata geçirdi.
Ve hikaye burada başladı. Suudi Servet Fonu, Turizm Bakanlığı ve Spor Bakanlığı’nı bir araya getirmekle işe başladı Prens. Ve düğmeye bastı.
GOLFE DE ÇOK BÜYÜK YATIRIM YAPTILAR
Önce profesyonel golfe sponsor oldular. 2030’a kadar düzenlenen çeşitli alanlardaki 25 Dünya Şampiyonası’nı da Suudi Arabistan’a taşıma kararı aldılar. Ve bir hedef belirlediler. 2030 ya da 2034 Dünya Kupası’nda ev sahibi olmak. Ardından da futbola el attılar. 16 takımlı Suudi Pro Ligi’nde tıpkı ülkemizde olduğu gibi 4 büyük takım var. Al İttihad, Al Hilal, Al Ahli ve El Nasr. Bu 4 takıma dünyanın en ünlü yıldızlarını transfer etmek için kolları sıvadılar.
iÇERiYE VE DIŞARIYA MESAJ
Dünya yıldızlarını transfer etmek hem ülke içine hem de ülke dışına bir mesajdı. Bakın, en büyük yıldızlar bizim ülkemizde, bizim ligimizde oynuyor. Ve burada mutlular. Ülke içindekiler, sızlanmayı bırakın bu ülkeye yıldızlar geliyor. Ve onları size biz getiriyoruz. Yeter ki daha fazla sorgulamayın bizi.
Ama açık açık mesaj da verdiler. Suudi Arabistan Pro Ligi, Ronaldo’nun bir videosunu Twitter yayınlarının en üstüne sabitledi. O tweette Portekizli yıldız şöyle diyordu:
“Riyad, en kaliteli restoranları ile gördüğüm en iyi yerlerden biri. Ülke bir gelecek inşa ediyor. Ve ben, farklı şeyler görmeyi, farklı şeyler denemeyi seviyorum. Bu yüzden buradayım.”
AMAÇ; SUUDi LiGiNi iLK 10’A SOKMAK
Ronaldo, Benzema gibi yıldızların transfer görüşmelerini tamamen Suudi Servet Fonu’na bıraktılar. Kulüp yetkilileri devre dışı kaldı. Onlar, kulübün tesis vs. işleri ile ilgilendiler.
Benzema, kulüp başkanı ile ancak imza aşamasında bir araya geldi.
Ve imza sonrası hemen mesajı verdi:
“Burası olmayı hayal ettiğim bir ülke. Müslümanım ve Müslüman bir ülkede oynayacağım. Harika bir duygu.”
Devlet eliyle yürütülen öyle büyük bir projeden söz ediyorum. Diğer futbolcular için ise kulüpler pazarlık yapıyor, fon onaylarsa, parayı kulübe aktarıyor.
TRANSFERLER iŞE YARIYOR MU?
“Bu transferler işe yarıyor mu?” diye sorarsınız, yanıtım; “Evet, oldukça işe yarıyor.”
Ronaldo transfer olduğundan beri Al Nassr maçlarına katılım yüzde 143 arttı. Bu, lig boyunca katlanarak arttı. Salman’ın amacı, ticari gelir ve özel sektör yatırımının birleşimi yoluyla ligin piyasa değerini 3’e katlayarak 8 milyar Riyal’e (50.4 milyar TL) çıkarmak.
Cristiano Ronaldo katıldığından beri, daha önce 10 Riyal (63 TL) civarında olan bilet fiyatları 150 Riyal’e (945 TL) yükseldi. Amaç Suudi Ligi’ni en değerli 10 lig arasına sokmak.
SPORCU SAYISI 10 KAT ARTIRILACAK
Prens Salman, bu transferlerle ülke geneline hitap etme arzusunda. Sadece 4 kulüp öncelikli ama Suudi Servet Fonu, ülkenin doğusundaki Al Qadsia ve Al Diriyah’ı da fona dahil etti.
Bu tercihler ifade edilmese bile diğer takımlar arasında kıskançlık duygusunu da açığa çıkardı.
Son 3 sezonda ilk 4’e giren Al Shabab Kulübü bunlardan biri ve fondan faydalanmaya hakları olduğunu düşünüyorlar.
4 BÜYÜK TAKIMA 3’ER YILDIZ
2023-24 sezonu için planlar, 4 takımın her birinin kulüp başına dünyaca ünlü en az üç ismi transfer etmesi üzerine yapıldı. Daha az sayıda dünyaca ünlü oyuncunun ligde diğer taraflara dağıtılması bekleniyor.
Dedim ya, “Bastırıyorlar parayı, alıyorlar” diye yorumlanacak bir hamle değil bu.
Prens, sporla birlikte halk sağlığı faydalarını de göz ardı etmiyor. Suudi nüfusunun yüzde 60’ı obez ya da aşırı kilolu. Bu istatistiği değiştirmek istiyorlar.
Şu anda 21 bin civarında olan erkek sporcu sayısını 200 bin civarına çıkarmak istiyorlar. Kadın oyuncular için ise bir hedef yok.
PAHALI OYUNCULARI GÖNDERECEK BiR YER!
Görünen o ki, Suudi Pro Lig, Müslüman bir ülkedeki en yüksek profilli bir lig olacak.
Ama bu hikayenin sadece Suudi Arabistan yönü yok. Avrupa kıtasının en büyük kulüplerinden bazıları, Suudi ligini, en çok kazanan oyuncularından bazılarını boşaltmanın bir yolu olarak kullanmayı planlıyor
Örneğin Chelsea... Suudi Arabistan ve Chelsea isimleri yan yan yana geldiğinde, İngiliz kulübünün bu coğrafyaya potansiyel bir çöplük alanı olarak baktığı yorumları yapıldı. Elindeki yüksek maliyetli oyuncuları buraya göndermek onlar için en kısa çözümdü.
Ve halen pek çok kulüp açıkça ifade etmese de Suudi yetkilileri kapıda karşılamaya hazır.
TUTULMAYAN SÖZLER ÖDENMEYEN PARALAR
Suudilerin planı sadece oyuncularla sınırlı değil. Son yıllarda Slaven Bilic, Rudi Garcia ve Nuno Espirito Santo ligde başarılı oldular. Rafa Benitez ve Premier Lig’in “Altı Büyükleri”nden birini yöneten başka bir teknik direktör de teklif aldı.
Ronaldo ve Benzema gibi yüksek profilli isimleri lüks bir yaşam bekliyor. Konaklayacakları malikhaneler ve kazandıkları paralar herkesin ağzını sulandırıyor. Onlar için geçerli olmayabilir ama ülkede bir dönem futbol oynamış isimler ülke kulüplerini FiFA’ya şikayet ediyorlar.
Ama Suudi Arabistan’ın da tıpkı Türkiye ligi gibi yumuşak bir karnı burası. Tutulmayan sözler, ödenmeyen paralar, FiFA’nın uyuşmazlık çözüm merkezine gönderilen sözleşmeler gibi. Yaklaşık 50 dosya karar aşamasında.
Ama yine de bir dönem Çin’in izlediği yolu izleyen Suudiler, futbolda Avrupa’ya meydan okumaya kararlı.
· Bu yazı theatletich.com'dan alınmıştır
TFF 3. LiG’DE ŞAMPiYON OLARAK 2. LiG’E YÜKSELEN BEYOĞLU YENi ÇARŞI’NIN ÖRNEK ALINMASI GEREKEN SIRADIŞI ÖYKÜSÜ
Başkanlığını İskender Karadeniz’in yaptığı İstanbul kulübünün olmazsa olmaz kuralları var. Tüm takım, altyapı dahil kitap okuyacak. Okumayana ceza var. Kitapları başkan alır. Takım her hafta sinema veya tiyatroya gidecek. Rakip çiçek ile karşılanacak. Ve aynı şekilde uğurlanacak. Taraftar asla küfürlü tezahüratta bulunamayacak.
Bugün size bir başarı hikayesinden söz edeceğim.
Beyoğlu Yeni Çarşı Kulübü’nden. Ve başkanı Ahmet İskender Karadeniz’den. İskender benim üniversiteden arkadaşım.
Beyoğlu Yeni Çarşı ve Yedikulespor’da futbol oynadı.
Futbolu bıraktı, başarılı bir işadamı oldu. Ve yıllar sonra futbol oynadığı kulübe Beyoğlu Yeni Çarşı’ya 2015 yılında başkan oldu.
O yıl Süper Amatör Lig’e çıktı. Burada hiç yenilmeden şampiyon oldu ve Bölgesel Amatör Lig’e yükseldi.
Burada 2 yıl geçirdikten sonra 3. Lig’de mücadele etmeye başladı. Ve geçtiğimiz günlerde Kepez Belediyespor’u 1-0 yenerek şampiyon oldu. Şimdi TFF 2. Lig’de mücadele edecek.
200 GENCE SPOR iMKANI SAĞLIYOR
Hayır, arkadaşım olduğu için söz etmiyorum İskender Karadeniz’den.
Kulübün tek gelir kaynağı onun sağladığı imkanlar. Tam 200 genç spor yapıyor alt yapıda. Ve kulübün olmazsa olmaz kuralları var.
· Herkes İngilizce öğrenecek. (Bunun için özel hoca kulübe geliyor)
· Tüm takım, altyapı dahil kitap okuyacak. Okumayana ceza var. Kitapları başkan alır.
· Takım her hafta sinema veya tiyatroya gidecek
· Rakip çiçek ile karşılanacak. Ve aynı şekilde uğurlanacak.
· Taraftar asla küfürlü tezahüratta bulunamayacak.
SEYiT MEHMET ÖZKAN’IN iZiNDE
Sadece sportif başarısıyla değil, bu ilkeleriyle de alkışlanacak bir hikaye.
Futbolu, futboldan gelenler mi yönetmeli bilmiyorum. Ama futbola, futboldan gelenlerin (İskender Karadeniz gibi) çok şey kattıkları bir gerçek.
Mehmet Seyit Özkan’ın, Altınordu ile başarmaya çalıştığı değişimin tohumları galiba İstanbul’da boy vermeye başladı.
Yolun açık olsun Beyoğlu Yeni Çarşı.
Paylaş