Paylaş
Brezilya.. Şimdiye kadar dünya futbol tarihinin denklemini belirleyen ülkeydi.. Babalar çocuklarına anlatacakları en güzel hikayeleri Pele, Garrincha, Sokrates, Zico, Ronaldo gibi yıldızların yazdığı zaferlerden seçiyordu.
Zaferler geldikçe 200 milyonluk ülke sarhoş oluyordu. Ta ki ev sahipliği yaptığı 2014 Dünya Kupası’na kadar.. Kupa öncesi gelir adaletsizliğinden artık bıkan halk yığınları, isyan bayrağı çekti.. 60 milyonu bulan favelalardan (Gecekondu mahalleleri) homurdanma sesleri yükseldi;
Halkın, “Biz burada açız.. Siz orada hiç de ihtiyacımız olmayan stadyumlara milyon dolarları gömüyorsunuz” sesleri sokaklarda yankılanıyordu..
Neymar da gidince...
FİFA, artan göstericilerden tedirginlik duyuyordu.. Ancak organizasyon başlayınca bir futbol kahramanı ortaya çıktı ve o yanan gerginlik ateşini söndürdü.. Neymar, golleri arttıkça isyancılar silahlarını birer birer derinlere gömdü..
Her şey iyi gidiyordu. Brezilya engelleri zor da olsa birer birer aşmayı başarıyordu.. Ilk tatsızlık Neymar’ın sakatlanmasında geldi. O, artık yoktu.. Ve rakip Alman panzerleriydi..
Acı ve keder
Futbola yön veren, çılgın zaferleriyle halkını kendinden geçiren Sambacılar, öyle bir hezimet yaşadı ki, Samba yerini acı ve kedere bıraktı..
Bakın Almanya maçını öteki Brezilya, yani favelalar nasıl izledi ve tepkileri ne oldu?
Planlı mı bilemeyiz ama ilk olay 19.20’de başladı. Almanya’nın üçüncü golünden sonra bir otobüs garajı ateşe verildi. Hemen ardından silah sesleri yükseldi ve mağazalar yağmalandı.. Polis kayıtlarına göre, onlarca kişi ev ihtiyaçlarını karşıladı.. Mikro dalga fırınlar, çamaşır makineleri, ütüler ve daha nice ev gereçleri bir anda favelalara taşındı.
5. golden sonra ipler tamamen koptu. Rio’nun en büyük favelası Rocinha’dan bitmek bilmeyen silah sesleri yükselmeye başladı. Maç bitimine kadar silahlar susmadı.. Hayatları boyunca samba ile eğlenen, her tınıya dansla karşılık veren halk, gözyaşları içindeydi..
Koca şehir gece boyu ağladı
COPACABANA’DA kurulan ve onbinlerce Brezilyalı’yı ağırlayan Fan-fest’te öfkeli sesler yükseldi. Tartışmalar kavgaya kadar gitti.. Ve polisi alarma geçiren olaylar başladı..
Aynı dakikalarda Sao Paulo’da Arjantinlilerle Brezilyalılar arasında kanlı bir kavga patlak verdi.
Sokakta karşılaştığımız bir Brezilyalı maçı Botafogo’da izlemiş.. Daha biz sormadan dolan gözleriyle, “Bütün Botafogo ilk kez dün gece hep birlikte ağladı.. Hayatımızda böyle bir acı yaşamadık” diye yaşanan faciayı özetledi..
Ölüm sessizliği yaşanıyordu
Maçtan sonra başta David Luiz olmak üzere maçta oynayan bütün Brezilya takımı diz çökerek, günah çıkardı. Gözyaşlarıyla...
Ve bütün Brezilya kendisini alkole verdi. Maçtan bir gün sonra Rio sokakları o kadar sakindi ki, biz bile büyük bir şaşkınlık içindeydik. Dünyanın en hareketli coğrafyasında tam bir ölüm sessizliği yaşanıyordu.
Kendi silahıyla vuruldu!
EVİNDE olup uyumayan ve sokağa çıkacak yüzü olmayanlar ise sosyal medyada örgütleniyordu. Slogan şuydu.. “3.’lük maçına gitmeyelim”.. Hüsran o kadar büyük, travma o kadar çarpıcı ki, futbolcular bile o maçta oynamaktan kaçıyor..
Muhalefetten tepki
Yıllardır gelen futbol zaferlerini fırsata çeviren Brezilya hükümeti de bu hüsranda bedel ödeyecek gibi.. Devlet Başkanı maçı trübünlerde izlemedi. Muhalefet ilk tepkisini, “Dilma neden tribünlerde değildi” diye gösterdi. Sivil Havacılık Bakanı Moriera Franco ise eleştirilere “Futbol bir spordur, seçimse siyasi” diye karşılık verdi. Ancak sayın Moriera’nın sözleri gerçeği asla yansıtmıyor.. Dünya şampiyonu Brezilya olsaydı bunu en çok kullanacak kişinin Dilma olacağını kestirmek hiç de güç değil..
Bu yazıyı yazdığımız sırada daha Brezilya’da özellikle de ülkenin caydırıcı gücünü oluşturan favelalarda nasıl bir örgütlenme yapılıyordu bilemiyoruz..
Ancak şu çok net görülüyordu ki, Brezilya’da hiçbir şey eskisi olmayacak.. Ne yazık ki şimdiye kadar futbolun büyüsüyle ülkesindeki çarpık ve adaletsiz gelir seviyesini öteleyen Brezilya, kendi silahıyla vuruldu.. Onlar için “güzel oyun”, yüzyıllar sonra bile unutulmayacak bu faciayla ne yazık ki “istenmeyen oyuna” dönüştü.. En azından şimdilik...
Paylaş