F.Bahçe’deki büyük değişim

Sözü uzatmadan...
Fenerbahçe değişiyor.
Bu değişim sadece transferlerle sınırlı değil.
Açık konuşalım, 14 yabancı kararı ile oyunun kurallarının değiştiğini ilk fark eden ve buna göre yapılanan tek kulüp Fenerbahçe oldu.
Uluslararası bir isim Sportif Direktörlük yapıyor kulüpte.
Oyuncu portföyü ve futbol piyasasında ilişkide olduğu ve çok kolay ulaştığı isimler var.
Yönünü yerelden, dünyaya çeviren yeni bir yapılanma bu.
Sadece sözde de kalmıyor.
Bakın imza törenlerine, tek bir yönetici bile görünmüyor.
Profesyonellere teslim edilmiş her şey.
Aziz Yıldırım, kendisinden sonrasının temelini atıyor sanki Fenerbahçe’de..

* * *

Kaleci Volkan sakallarını kesmiş.
Ve zayıflamış. Çok fit bir görünümü var. Sanki gençleşmiş.
“Zayıflamışsın” dediğimde “Hayır” diyor, “Sakalımı kestim, bu yüzden öyle görünüyorum. Aslında aynı kilodayım.”
Zihnimde hemen bir paralellik kuruyorum.
Volkan’daki değişimle Fenerbahçe’deki değişim aslında...
Hem davranış, hem yapı, hem de görünüm olarak değişen bir Fenerbahçe..
Artık o eski agresif yapı kayboluyor.
Hem saha içinde, hem de saha dışında.
İletişime daha açık, daha paylaşımcı ve daha çağdaş bir yüz.

* * *

Fenerbahçe Kulübü, bir grup gazeteciyi ağırlıyor Topuk Yaylası’nda...
Tesisler uluslararası kalitede.
Başkan Aziz Yıldırım konuklarını akşam yemeğinde ağırlıyor.
Futbolcular yemekten hemen sonra konukların ellerini sıkarak tek tek “Hoşgeldiniz” diyor.
Nani gecenin yıldızı en çok ilgi ona..
İlerleyen saatlerde “Robin Van Persie” bombası patlıyor sosyal medyada.
“Beşiktaş’a gidiyormuş” dedikodusu hızla büyüyor.
Gazeteciler Başkan Aziz Yıldırım’a koşuyor.
Başkan kendinden emin yanıtlıyor:
“Yazabilirsiniz, hatta şimdi sosyal medyaya da duyurun. Persie ve kulübü ile anlaştık imzayı attık. Pazar akşamı özel uçakla İstanbul’a geliyor.”
Sosyal medyada bu kez Yıldırım’ın ifadeleri konuşuluyor.
Ama tartışma da son buluyor.
Ve gecenin sonunda “Ağır misafir” geliyor.
Vitor Pereira.. Fenerbahçe Teknik Direktörü...
Ve işte onun söyleşisi...

Beni omuzlara almaya hazır olun

NASIL bir Fenerbahçe vadediyorsunuz?
- Kişilikli, güçlü, karakterli, agresif ve yarışmacı bir takım. Takımıma vermek istediğim duygu bu.
- Şampiyonlar Ligi bir baskı yaratıyor mu üzerinizde?
- Ben baskısız yaşayamam, baskıya ihtiyacım var. Elimde büyük oyuncular var, bana iyi bir takım sunuldu. Hiç kimse orada olmayı benden fazla isteyemez. Her işte olduğu gibi bizim de zamana ihtiyacımız var. En iyisini yapmaya çalışacağım. Ruhumuzu kalbimizi vereceğiz. Bunun için söz veriyorum.

YUNANiSTAN DA iKi KUPA BIRAKTIM

- Yunanistan’daki ekonomik kriz size nasıl yansıdı. Ne kadar parayı bırakıp Fenerbahçe’ye geldiniz?
- Olympiakos ile Yunanistan’da şampiyon oldum. Yunanistan Kupası’nı aldım. Orada iki kupa bıraktım para değil. Para bir şekilde gelir. Kazandığım kupayı torunlarıma anlatacağım.
- Türkiye’ye Aragones, Del Bosque ve Lucescu gibi hocalar geldi.. Ve ağır eleştirilerle gönderildiler. Kaderinizin onlara benzeyeceğini düşünüyor musunuz?
- Benim çalıştırdığım takımlar berabere bile kalsa ülke ayağa kalkardı. Hepsi de benim hayat tarzıma uygun takımlardı. Yarın için değil, bugün ve dün için yaşıyorlardı. Ben adrenalinle yaşıyorum. Türkler beni omuzlara alacaklarsa, hazır olmalılar.

“Geleceği bilsem büyücülük yapardım”

- KARİYER planlanmanızda Fenerbahçe’nin yeri nedir? Kaç tonluk baskıya dayanırsınız? Kaç kupa sözü veriyorsunuz?
- Çok iyi kaliteli oyuncularımız var. Ama henüz takımımız yok. İyi bir takım olmaya çalışıyoruz. Büyük, çok büyük bir kulübe ve futbolun ruhunun yaşandığı benim ruhuma benzeyen bir ülkeye geldim. Futbolu benim gibi yaşayan insanların arasına geldim. Ligi ve taraftarı tanıyorum. Porto ile İstanbul’a gelmiş ve Beşiktaş’ı 3-0 yenmiştik. O gün o kadar güzel bir ambians yaşadım ki.. Kesinlikle bir gün Türkiye’ye geleceğimden emindim. Kaç kupa kazanacağımıza gelince… Geleceği bilsem büyücü olurdum. Lider inanır ve oyuncularını da inandırır. Lig bitince ligin en iyisinin bu takım olacağına inanıyorum.
- F.Bahçe size transfer teklif ettiğinde, böyle bir takım oluşturma sözü verdi mi? Başka transfer ister misiniz?
- ŞU anda bir takım oluşturuyoruz. Oyunu domine eden, topu kaybedince topa yeniden sahip olmak için baskı kuran bir takım. Bu fikirlerle geldim. Ve bu fikre uyan isimler de geldi takıma. Sınırsız bir paranız yok harcayacağınız. Hala bir iki oyuncu isteyebilirim. Her hoca fazlasını ister.

“Yumurtasız omlet olmaz”

- Özgüveniniz çok yüksek. Bu kadar görkemli transferler olmasa aynı özgüveni hisseder miydiniz?
- Bir Portekiz sözüyle yanıt vereyim size, “Yumurtasız omlet olmaz.” Elinizdeki malzemenin kalitesi yükselirse, oyunun kalitesi de artar. Tıpkı omlet gibi..
- Şampiyonlar Ligi’ne kalırsanız, hangi mevkilere oyuncu istersiniz?
- Geleceği bir tahmin edebilsem.. Önce bir kazanalım sonra…
- Güçlü, samimi, karakterli ve kararlı bir teknik adamsınız. Güçlü ve karakterli bir oyun istiyorsunuz. Oyuncularınız buna ne kadar istekli?
- (Gülerek) Ama çok kusurum da var benim. Başkanımız, yarışmacı güçlü bir karakter. Onun bu yapısı bana çok uygun. Ben de mücadeleci, kazanmayı isteyen biriyim. Duygularımı insanların yüzüne net bir şekilde söyleyen bir insanım. Hiç tatmin olmayan, daha iyisini isteyen, ve hep mücadele eden biriyim.
Dürüst ve kendi ilkesine sadık bir insan olarak ölmek istiyorum. Benim doğama aykırı bir imajla ölmek istemiyorum. Yolun başındayız daha. Takım yorgun ve çok çalıştı. Fikirlerimi takıma aktarıyorum ve oyun modelimizi algılasınlar istiyorum. Belki şu anda takım benim istediğim baskılı oyunu tam olarak uygulayamıyor. Ciddi maçlar başladıktan sonra takım daha iyiye gidecektir.

Hocam, 1-0’ın üzerine yatma gollere sevin!

- FenerBAHÇE’nin eski milli oyuncusu olan ve şimdi yorumculuk yapan Abdülkerim Durmaz, Topuk Yaylası’nda Teknik Direktör Vitor Pereira’ya iki ciddi uyarıda bulundu...

FUTBOLCU DA TARAFTAR DA SENİ GÖRSÜN

Abdülkerim Durmaz, Portekizli hocaya, “Sakın, özellikle de Kadıköy’de oynadığın maçta 1-0’ın üzerine yatma. Fenerbahçe taraftarı bu işe çok kızar. Takım gol atınca da kenarda ruhsuz durma. Bir futbolcu gibi sevin, bunu oyuncu da taraftar da görsün. Ürkek ve korkak görünme” dedi.
Bu sözlerine ardından Başkan Aziz Yıldırım’ın sesi duyuldu. Başkan, Pereira’ya dönerek şunu söyledi:
- Her hocaya bunları söylüyor zaten.

TÜRK MUTFAĞI ÇOK ETKiLEYiCi

- Türk yemekleri ile aranız nasıl?
- Acılı ve baharatlı. Afrodizyak etkisi yapan bir mutfak. Çok etkilendim. Ayrıca hem burada hem de İstanbul’daki tesislerimizde yemek kalitesi çok yüksek. Çok etkilendim.

TECRÜBELi BiR HOCAYIM

- Rekabet edeceğiniz meslektaşlarınız, ve rakip oyuncular kaliteli.
- Bir ülkeye geldiyseniz o ülkenin geçmişine ve hocalarına saygı duymak zorundasınız. Ben de birden fazla ülkede çalışmış tecrübeli bir hocayım. Ligi iyi tanıyan hocalar var. Sezon sonu kim iyi göreceğiz.

Her kararım takım için

- Volkan ve Krasiç’in durumuna ne diyeceksiniz?
- Krasiç bu takımın bir parçası. Ben bir takım yönetiyorum. Bir oyuncu ile ilgili olarak konuşmam. Bir karar alacağım ve bu kararı alırken de asıl önemli olanın bireyler değil, takım olduğunu biliyorum. Bu her futbolcu ve tabii ki Volkan için de geçerli.

Derbiler ölüm kalım maçları değil!

“Dev kapışmalar, dev mücadeleler. Bu tip derbi maçlar iyi olanın kazandığı bir oyundur. Tribünler ve saha içi ise birbirimize bir şey atma yeri asla ve asla olmamalıdır.”

Yunanistan’da Panathinaikos taraftarının meşalelerine karşı bir duruş sergilediniz. Türkiye’de Galatasaray maçlarında benzer bir şey olursa ne yaparsınız?
- ÖNCELİKLE şunu söyleyeyim. Ben Panathinaikos taraftarına karşı bir şey yapmadım. Stada gittiğimde bir profesyonel gibi sahaya çıkıp, zemini, çimi, ceza sahasını kontrol etmek istedim. Bunlar önemli çünkü, geri pasında topun sekip sekmeyeceğini bilmeniz gerekir. Bu inceleme sonunda takımımı uyarırım. Orada da bunu yaptım. Bunu provakosyon olarak algıladılar. Ben oraya niye gittiğimi biliyorum. Başkaları bilmiyorsa bu onların sorunu.
Ellerinde yabancı maddeler vardı. O maddelerle sizi öldürebilirlerdi. Öncelikle bunların cezalandırılması gerekirdi. Porto-Benfica, Olympiakos-Panathinaikos ya da Fenerbahçe-Galatasaray maçları. Bunlar ölüm kalım mücadelesi değil daha iyi olanın kazandığı bir oyun. Saha içi birbirimize bir şey atma yeri değil.

“SAHADAKi TAKIMA BAKARIM”

- F.BAHÇE yaptığı transferlerle şampiyon ilan edildi bile. Kaç puan farkla ligi bitireceği konuşuluyor.

- OYNAMADAN mı. Şampiyon mu olmuşuz. (Gülüyor) Ben oynamadan şampiyon olan takım görmedim. Şampiyon olacağız demek yetmez. Bunu hissetmek ve sahada göstermek gerekir. Biz finansal olarak kapasitesi yüksek bir takımız. Ama bana, “Siz şampiyon olacaksınız” deseniz ben inanmam. Çünkü bunu sahada görmem lazım. Kafa kafaya bir lig olacak. Takım halinde mücadele etmeliyiz. Taraftar, takım, yönetici birlik olmalı ve kalitesine güvenmeli. Hedef tabii ki şampiyonluk.

PARMAĞIMI ŞAKLATIP KAZANAMAM

- Şampiyonlar Ligi elemelerinde hangi takımı istersiniz?
- DEVLER Ligi elemesine kadar hazır olmaya çalışıyoruz. Biliyorum ki zor bir takım çıkacak. Ve biz hazır olmalıyız. Bir haftadır çalışıyoruz, söz vermeye değil, çalışmaya inanırım. Sihirbaz değilim. Parmağımı şıklatarak değil, çalışarak, çalışarak ve çalışarak kazanmaya inanırım. 28 Temmuz’a kadar herşeyimi vereceğimin sözünü verebilirim ancak.

Çay yüzünden sık tuvalete gidiyorum!

- Önünüzde ince belli bardakta çay var? Çayla aranız nasıl?
- ÇAYLA ilgili çok sorun yaşıyorum. Sabah kahvaltıda, akşam. Öğle üzeri, gece yarısı.. Sürekli çay içer halde buldum burada kendimi. İşin kötüsü burada yatak odası üst katta, tuvalet alt katta. Gece 1-2 kez tuvalete gitmek zorunda kalıyorum. Çayın böyle bir problemi var benim için.