Paylaş
PFDK, Emre Belözoğlu’na, Eskişehir maçında gördüğü kırmızı karttan sonra 1 maç ceza verdi. Ve gerekçesini de açıkladı:
Sportmenliğe aykırı davranış…
Bu kararla birlikte, “Cezanın azlığı ya da çokluğu üzerine” tartışmalar da başladı.
Emre’nin davranışı hakaret mi?
Yoksa sportmenliğe aykırı bir davranış mı?
Gelin, bu sorunun yanıtını ismi bende saklı bir PFDK üyesi ile yaptığım görüşmede arayalım.
Ama hazır olun, çok ilginç bilgilere ulaşacağız.
Ne hakaret, ne değil?
İngilizce, “F... You” söylemi hakaret kapsamında ve cezası en az 3 maç men.
Türkçe, “S..... Git” söylemi ise sportmenliğe aykırı söz ve cezası 1 maç men.
İngilizce, “F... Off” sözleri sportmenliğe aykırı davranış, cezası ise 1 maç men.
"Allah cezanı versin", "Ulan", "Kör müsün", "Allah seni bildiği gibi yapsın", ifadeleri sportmenliğe aykırı söz, cezası 1 maç men.
SORU: Emre kararı nasıl alındı?
YANIT: Fenerbahçe-Eskişehir maçından sonra hakem ve gözlemci raporları PFDK’ya ulaştı. Türkiye Futbol Federasyonu Hukuk Müşavirliği Emre’yi “hakaretten” PFDK’ya sevketti.
SORU: PFDK, karar için sadece bu raporlara mı baktı?
YANIT: Elbette hayır. Emre’nin savunmasını da aldı.
SORU: Görüntülerden faydalandılar mı?
YANIT: Hayır. PFDK karar alırken görüntülere bakmaz. Raporlara ve savunmaya bakarak karar alır. Bunun tek istisnası, savunmanın görüntülerle yapılmasıdır. O zaman PFDK bu görüntülere bakarak da karar alabilir.
***
Buraya kadar anlattıklarımız biraz da işleyişle ilgili bölümdü.
Ama bundan sonra anlattıklarımız daha da ilginizi çekecek eminim.
SORU: Hakem raporunda Emre için ne yazıyordu?
YANIT: Allah belanı versin, Allah sizi bildiği gibi yapsın..
SORU: Bunlar hakaret değil mi?
YANIT: Hayır. Bunlar bir beddua ve kurul bunları sportmenliğe aykırı hareket olarak değerlendirdi.
SORU: Bunlar sportmenliğe aykırı davranışlar ya da sözlerse, hakaret oluşturan sözler nelerdir?
YANIT: Bakın, bu sadece Emre için alınmış bir karar değil. PFDK’nın karar alırken genel temayülü budur. Bizden önceki kurullar da böyle karar alıyordu. Bu tür ifadeleri hakaretten çok sportmenliğe aykırı olarak değerlendirmiş geçmiş kurullar. Biz de de bu yönde bir kanaat var. Tüm kurul bu kanaati paylaşıyoruz.
***
Bu açıklamalar bana da çok enteresan geldi. Ama henüz daha bitmedi. Muhatabımın tek bir kaygısı vardı anlatırken.
“Kamuoyu doğru bilgilensin. Kararın hangi kriterlerle alındığını öğrensin.”
Ben de bu açıklığı olabildiğince değerlendirmek amacıyla sorularıma devam ettim:
SORU: Sportmenliğe aykırı söylemler nelerdir? Birkaç örnek verseniz?
YANIT: Ulan, Allah belanı versin, Allah cezanı versin, hoca kör müsün, s..... git.
SORU: Nasıl olur? S..... git nasıl hakaret olmaz.
YANIT: Kurul bunu, “Hadi git işine, işine bak” gibi değerlendirmiş uzun yıllardır. Biz de bunu devam ettiriyoruz.
SORU: S..... git sözcüğü sadece takım arkadaşlarına söylenirse suç değil herhalde..
YANIT: Hayır, kime derse desin bu sportmenliğe aykırı bir davranış. Biz saha içinde hakem, rakip, takım arkadaşı ayrımı yapamayız.
***
Benim gibi sizin de aklınıza Gökhan Töre olayının geldiğine adım gibi eminim.
Ben de bunu dile getirdim hemen. Öyle ya, “Hans mantığım” hemen devreye girdi burada:
“Bir kelimenin Türkçesi suç değilse, İngilizcesi de suç değildir.”
SORU: Gökhan Töre niye “F... you” sözcüğünden dolayı 3 maç ceza aldı.
YANIT: O sinkafa giriyor çünkü.
SORU: Ama ikisi de hemen hemen aynı anlama gelmiyor mu?
YANIT: Mehmet Bey, bu benim düşüncem değil. Tüm kurulla birlikte paylaştığımız bir düşünce. Türkçe ifade ettiğinizde bunun anlamı daha öce de söylediğim gibi, “Hadi canım sen de” gibi değerlendirilmiş. Bu da bir temayül haline gelmiş.
***
Muhatabım, konuşmamız bitmeden önce bir kez daha kendince durumu özetledi:
“Bakın hakem raporunda medyada abartıldığı gibi vahim bir durum yok. Hatta raporda futbolcunun “Sitem” ettiğine dair ifade de var. Bu kararlar 4 yılı aşkın bir süreden beri böyle alınıyor. Ve tekrar ediyorum, biz kararımızı görüntülere, medyada çıkan haberlere göre almayız. Hakem, temsilci (Gözlemci) raporu ve savunmaya bakarak alırız.”
Emre olayının perde arkası bunlar.
Size de garip geldiğinin farkındayım.
Ama kelimesi kelimesine anlatılanlar bunlar.
Benim anlatacaklarım da bu kadar...
Paylaş