"Ahmet Başkan da üzülmüş ben de çok üzüldüm"

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ‘şu hakemi istemiyoruz’ diye bana gelmeyin derken kastettiği ismin Çebi olmadığını açıkladı.

Haberin Devamı

“Açıklamalarımın muhatabı ne Beşiktaş Kulübü, ne bir başka kulüp, ne de Ahmet Nur Çebi’ydi. Ahmet Başkan’ı bu meselenin böyle yanlış yerlere gittiğini görünce hemen aradım, o cümlelerin asla kendisine karşı bir şey olmadığını söyledim. Uzun uzun konuştuk ve aramızda hiçbir yanlış anlaşılma kalmadı.”

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi ile konuştum. Önceki gün yaptığı, “Şu hakemi istemiyoruz diye bana gelmeyin” ifadeleri ile Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’yi işaret edip etmediğini sordum.

“Kesinlikle HAYIR” dedi. Böyle algılanmasından duyduğu rahatsızlığı da dile getirdi. Mehmet Büyükekşi ve Ahmet Nur Çebi gibi spor adamlarını seviyorum.

İletişime ve öz eleştiriye açıklar. Dolayısıyla kavgayla değil, uzlaşarak çözümden yanalar.

Haberin Devamı

Mehmet Büyükekşi, yayın saatleri başta olmak üzere, Ahmet Nur Çebi konusunda kısa bir sohbet gerçekleştirdik.

Sayın Başkan’ın ifadelerini satırına bile dokunmadan aktarıyorum.

KiŞiSEL MÜDAHALE MÜMKÜN DEĞiL HAKEM ATAMALARINI KiŞiSEL iNiSiYATiFiN DIŞINA ÇIKARDIK

Açıklamalarımın muhatabı ne Beşiktaş Kulübü, ne bir başka kulüp, ne de Ahmet Nur Çebi değildi. O açıklamadan hemen bir iki dakika sonra bir spor muhabiri aynı bu soruyu sordu bana. Ona da aynısını söyledim. O genel bir mesajdı.

Size de tekrarlamak isterim; Hakem atamalarını biz artık kişisel inisiyatiflerin dışına çıkardık. Dijital bir sisteme geçirdik. Sayısal gözlemci raporlarını alıyoruz, dijital ortama taşıyoruz, kişisel müdahalelere izin vermeyen bir değerlendirme neticesinde gerçekleştiriyoruz. Yani hakem atamaları, federasyonumuzda ya da Merkez Hakem Kurulu’nda bulunan kişilerin inisiyatifleri ile gerçekleşmiyor.

BÜYÜKEKŞi YANLIŞ ANLAMAYI ÖNLEMEK iÇiN ÇEBi’Yi ARADIĞINI SÖYLEDi HEPiMiZ BiR AiLEYiZ BiZiM ARAMIZDA KIRGINLIK OLMAZ

Fakat maalesef, dünkü programın açılışına birkaç dakika kalana kadar dahi, hala o eski algı üzerine ithamlara maruz kaldığımızı görünce, ifadem de vücut lisanım da biraz sert çıkmış. Kendimi ekranda seyredince ben de farkına vardım ve buna ait eleştirileri de samimiyetle kabul ediyorum. Ahmet Başkan’ı ise bu meselenin böyle yanlış yerlere gittiğini görünce hemen aradım ve uzun uzun konuştum. O cümlelerin asla kendisine karşı bir şey olmadığını söyledim. O da dedikodulara bakınca üzülmüş, onu öyle görünce doğrusu ben de üzüldüm. Ama uzun uzun konuştuk ve aramızda hiçbir yanlış anlaşılma kalmadı. Zaten biz hepimiz bir aileyiz. Bizim aramızda kırgınlıklar filan olamaz.

Haberin Devamı

DAHA ÖNCE YAPILMIŞ OLABiLiR AMA BiZ SiSTEMi DEĞiŞTiRDiK

Bizden önceki dönemlerde bazı kişisel takdir hakları kullanılmış olabilir. Bu yüzden herkes hala aynı şekilde atama yapıldığını sanıyor olabilir. Ama bu, bu sene itibarıyla kesinlikle doğru değil. Biz bu sistemi lig başlamadan değiştirdik. Ben birkaç haftadır yüze yakın basın mensubu ile, görüştüm. Kulüp başkanlarımız ile zaten her gün görüşüyorum. “Lütfen çevrenizde kim varsa, hakem atamaları konusunda eskiye dair yanlış algıların düzeltilmesi için bize yardım edin, bu hepimizin boynunun borcu” diyorum.

21.45'i ’i iSTEYEN YAYINCI DEĞiL TFF

TFF Başkanı Büyükekşi geçtiğimiz günlerde bir yönetim toplantısında konuyu gündeme getirirken maç saatleri konusunda yayıncının bir baskısı ya da isteği olmadığı tespit edildi.

Haberin Devamı

· Maç saatleri konusunda 2 gün boyunca baş döndürücü bir trafik yaşandı. Biliyorsunuz sıkıntı büyük. Saat 21.45’te başlayan maçlar ne yazık ki hem ekran başından, hem de tribünden seyircinin kaçmasına yol açıyor.

Gerekçe, “Sıcak hava, futbolcu sağlığı.” Ama aynı gün ve aynı ligde maçların başlama saatini pekala saat 19.15’e alabiliyorlar.

Neyse..

Bu konunun bu yanını geçelim. Bu yöndeki gelişmeleri anlatalım.

FUTBOL FEDERASYONU’NA SAAT iÇiN BiR BASKI YOK

GELiŞME 1:

TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi geçtiğimiz günlerde bir yönetim kurulu toplantısında konuyu gündeme getirdi. 

Maç saatlerini biz mi belirledik, yayıncı kuruluş mu bu konuda ısrar etti?

Gelen yanıt en azından benim için şaşırtıcı. Yayıncının bu konuda bir baskısı ya da isteği olmamış. En azından bana aktarılan bu. Maçların saat 21.45’te başlamasını TFF istemiş ve bu konuda yayıncıyı bilgilendirmiş.

Haberin Devamı

BU HAFTA MAÇLAR SON KEZ SAAT 21.45’TE OYNANACAKTI

GELiŞME 2:

Bunun üzerine yayıncı kuruluş ile Başkan Mehmet Büyükekşi bir araya geldi. Başkan maçların bu haftadan itibaren saat 21.00’de başlamak istediklerini söyledi. Yayıncı reklam kuşağı anlaşması vs gibi nedenlerle bir hafta izin istedi.

Yani maçlar bu hafta sonu son kez 21.45’te oynanacaktı.

Daha sonra 19.00 ve 21.00’de başlayacaktı.

3 BÜYÜK’TEN 21.00’E ‘HAYIR’

GELiŞME 3:

Başlayacaktı diyorum çünkü bu kez kulüpler, özellikle 3 büyük kulüp bu karara itiraz etti. Önceki gün yapılan Kulüpler Birliği toplantısında TFF’nin maçların önümüzdeki haftadan itibaren 21.00’de başlama önerisine ‘hayır’ dediler. Onların gerekçeleri de aynı, “Havalar çok sıcak, futbolcu sağlığı için maçlar 21.45’te oynanmalı.”

Haberin Devamı

Ne diyelim.. Bindikleri dalı kesmeye devam ediyorlar...

EN iDEAL MAÇ SAATi 17.00

GELiŞME 4:

Maç saatleri konusunda yazdığım, “Futbolu karanlığa gömdünüz” yazımdan sonra TFF’den 2-3 yönetici ile görüşmem oldu. Maçların başlama saati için özellikle bir yöneticinin düşüncesi benim ilgimi çekti.

Saat 17.00 Türkiye için en ideal saattir. Özellikle derbiler için. Yayıncı, tribüne gelen futbolsever, ekran başından izleyen taraftar, aile, çocuk ve kadın için en zaman dilimidir.

TFF bunu düşünür mü uygulamaya sokar mı bilmiyorum.

Ama Yayın Yönetmenimiz Ahmet Hakan’ın aksine ben bu konuda radikalliğimi sürdüreceğim. Futbolun kurtuluşu gündüz maçlarıdır. Ama kulüplerin duruşunu görünce ben bir hayal alemindeyim.

HULL CiTY’Yi iZLEMEK iÇiN BiR FORMÜL BULUNMALI

Sizi bilmem ama benim İngiltere’de Liverpool’dan sonra ikinci bir takımım daha oldu. Hull City. Acun Ilıcalı bu takımı aldıktan sonra her maçını merakla beklemeye başladım.

Şota teknik direktör olarak orada. Ozan Tufan takımda ve çok iyi başlangıç yaptı. Bana göre dünyanın en zor liginde (24 takımlı) Championship’te mücadele ediyorlar ve yenilgisiz ikinci durumdalar.

Ama ne yazık ki Hull City maçlarını izlemek mümkün değil. Championship maçlarını beIN yayınlıyor ama Hull City maçı hiç ekrana gelmedi. Acaba diyorum, Acun Ilıcalı hiç olmazsa iç saha maçları için bir formül bulabilir mi?

FENERBAHÇE SÜPER LiG’iN BAYERN MÜNiH’i OLUR MU?

Bal gibi olur. Bunu söylediğim için az eleştiri almadım. Abarttığımı düşünüyorsunuz biliyorum.

Ama bana söyler misiniz, bu kadro, kadro derinliği ve hoca kalitesi şu anda hangi takımda var?

Eğer Ali Koç ve yönetimi, geçtiğimiz yıllarda yaptığı yanlışları yapmazsa. O yanlışları da özetleyeyim. Ben yazmadım, iletişim Profesörü Nuran Yıldız hocamın yazısından aldım.

BU YANLIŞLAR YAPILMAMALI

Bir: Daha ilk haftadan hakemlere kafayı takarsan, takımına güvensizliğinin altını çizersin. Takımı iyi kurarsan sistemi de yenersin.

İki: Olabildiğince az ve öz konuş ki sözünün kıymeti artsın.

Üç: Saha dışı ilişkilerden çok sahanın içindeki ilişkilere odaklan.

Dört: Unutma Fenerbahçe’nin düşmanı çok olabilir ama dostu daha çok.

Beş: Taraftarın seni yönetmesine izin veriyorsun halbuki senin taraftarı yönetmen gerekiyor.

Altı: Tarihteki şampiyonluklarını yenildiğin ortamda dile getirme, gücünü azaltır.

‘FUTBOLUN ARKA BAHÇESi’Ni MUTLAKA OKUMALISINIZ

ATİLLA Türker, birlikte çalıştığım, sırt sırta verdiğim, güven duyduğum bir dostum. Ama hepsinden öte müthiş bir gazeteci.

Gözünü budaktan esirgemez. Atilla dostum dedim ama aynı zamanda komşum. Geçtiğimiz gün kapımı çaldı. Baktım, gözleri ışıl ışıl, elinde bir kitap. Benim için imzalanmış.

Kitabın adı da tam Atilla’ya yakışır cinsten.

“FUTBOLUN ARKA BAHÇESi” 

Profesyonel liglerde neler yaşanmış, neler dönmüş, hepsi bu kitabın içinde. Bir solukta okudum. Sonra da yazmaya karar verdim:

Eğer:

Ömer Bayram yılda 400 bin Euro alırken, menajerinin nasıl 600 bin Euro aldığını...

Didier Zokora’nın sevgilisine nasıl 1 milyon Euro menajerlik ücreti ödendiğini.

Baba ünlü bir menajer olunca, oğlunun her sene nasıl 2 takım değiştirdiğini... 

Fenerbahçe’de nasıl torpil işlediğini.

Ve Beşiktaş’ta neler yaşandığını... Merak ediyorsanız bu kitabı hemen okuyun.

Yazarın Tüm Yazıları