Paylaş
Athletic Bilbao, La Liga’da rakip olması en zor takımlardan biri. Sürekli baskı yapan, pozisyon üreten bir takım değil belki; ancak düşük temposuyla oyunu soğutmasını bilen ve kolay kolay maça hâkim olduğunuzu hissettirmeyen bir takım aynı zamanda.
Bu şartlar altında kontrollü, sakin ve sabırlı oynanması gereken bir 90 dakikada maçın başında geriye düştü Fenerbahçe. Samet’in hatası maçı ne kadar zora soktuysa; taraftarların gol sonrası tepkisi de sahadaki oyunu bir o kadar sıkıntıya soktu.
MAÇA AĞIRLIĞINI KOYAMADI
Birebir baskı yapan ve oyunu kenarlara yönlendiren rakibi karşısında maça ağırlığını koyamayan Mourinho’nun öğrencileri, topa %60’ın üzerinde sahip olduğu ilk yarıyı rakip kaleyi sadece iki kez yoklayarak tamamladı. 8 ve 42. dakikalar arasında Athletic kalecisi Agirrezabala’yı zorlayacak tek bir deneme bile yapmadan. Devrenin son dakikalarında yavaş paslaşmalarla gelişen ve İnaki Williams’ın golüyle biten hücum, umutları bir hayli azalttı.
TARAFTARI MEMNUN ETMESi ŞART
Mourinho'nun şapkayı önüne koyup düşünmesi gereken bir konu var: Takımının hücumda rakip savunma bölgesinde kazandığı toplarla rakip kaleye hızlı bir şekilde gitme becerisi. Fenerbahçe, sezon başından beri oyunu merkezde karşılamaya çalışıyor. Bu konu, öndeki oyuncuların savunma disiplinini de göz önünde bulundurunca ciddi bir kırılganlığa neden oluyor.
Mert’in kırmızı kartıyla iyice İspanyolların kontrolüne geçen oyun, maçın hiçbir dakikasında içine giremeden, taraftar tepkileriyle sona erdi. Asıl sorun, skordan çok sahadaki futbola duyulan güvensizlik. Sarı lacivertliler, skoru alamasa bile oyunuyla taraftarını memnun edecek performansa gelemediği sürece Kadıköy’de maçlar zor geçecek.
Paylaş