Novak sadece tenisin değil, insan olmanın sınırlarını zorluyor

Avustralya Açık, tenis dünyasının en değişken şartlarına sahip turnuvası, bu yüzden diğer büyük turnuvalar arasında farklı bir yeri var.

Haberin Devamı

Eurosport yorumcusu Mats Wilander, “Avustralya Açık’ta her yarışma bir finaldir, anbean her şey değişir. Buna en iyi uyum sağlayan, anda olan kazanacak” dedi. Daha önce bu turnuvayı 3 kez kazanmış İsveçli yorumcuyla hem Avustralya Açık’tan hem oyunculardan ama özellikle Novak Djokovic’ten konuştuk...

- Sanırım herkesin aklındaki ilk soru, Djokovic’in bu yıl Avusturya Açık’ta ne yapacağı. Şampiyonluk için en büyük rakibi olarak kimi görüyorsunuz?

Yani, belli ki Jannik Sinner ve Carlos Alcaraz. Neden? Çünkü gençler, çünkü geçen yıl 2 grand slam kazandılar ve Jannik Sinner Avustralya Açık’ı da kazandı. Yani bu demek oluyor ki ikisi de Novak’ı büyük maçlarda yendi. Madalyonun diğer yüzünde ise daha önce 10 kez Avustralya Açık kazanmış Novak var tabii. Bence kimin kazanacağı yarı finalde kimin kimi yeneceğine bağlı. Bu da, ilk 5 maçta ne yapacaklarına bağlı. Kimin kazanacağını önceden söylemek çok zor ama bence bu üç favoriden biri kazanacak.

Haberin Devamı

SINNER, DJOKOVIC'E BENZİYOR, ALCARAZ İSE DAHA DUYGUSAL

· Genç nesilde sizi en çok etkileyen şey ne? Bu yükselen yıldızlar, tenisi ‘Üç Büyükler’in yaptığı gibi domine edebilir mi?

Jannik Sinner ve Carlos Alcaraz’da bu potansiyel var. Sinner pek çok açıdan Novak’a benziyor. Alcaraz daha duygusal, biraz daha inişli çıkışlı, biraz daha tutarsız ama iyi oynadığında Roger Federer gibi, iyi oynadığında onu yenme şansınız yok. Yine de unutmayalım ki Novak hâlâ sahnede. En az bir grand slam daha kazanacağına bahse girerim. Onun hakkında asıl şaşırtıcı olan, 38 yaşında hâlâ bunu yapabiliyor olması. Sanki 28 yaşındaymış gibi görünüyor ve insan vücudunun sınırlarını zorluyor. O bir efsane, bir tenis oyuncusundan çok daha fazlası. Sadece teniste değil, tüm profesyonel sporlar için sınırları zorlayan ve çıtayı gittikçe daha da yükselten bir isim.

KENDİNE İNANCINI ASLA KAYBETMEZ

· Paris Olimpiyatları’nda Djokovic’i Nadal’a karşı oynarken izledim ve bunun gördüğüm en duygusal şey olduğunu düşündüm. Ama sonra finalde daha duygusalı geldi...

Novak her şeyi kaybedebilir ama kendine olan inancını asla. Pek çok insanda eksik olan şey budur. O sadece tenis oynamıyor, oynarken hepimize, “Kendinize inanmalısınız. Bunu yapabilirsiniz” diyor.

Haberin Devamı

AVUSTRALYA AÇIK'TA HER MAÇ KENDİ BAŞINA BİR YARIŞMADIR

· Siz tam bir Avustralya Açık uzmanısınız, tam üç kez, hem de farklı zeminlerde kazandınız. Burası değişken ve ekstrem koşullarıyla bilinir, sizce oyuncular tüm bu zorluklarla başa çıkabilmek için nasıl hazırlanmalı?

Evet, burası koşulların en çok değiştiği turnuva, Melbourne’da hava 40 derece de olabiliyor, 40 derece olduğunda tenis topları havada o kadar hızlı uçuyor ki inanamazsınız. Sonra aniden turnuva yetkilileri çatıyı kapatmaya karar veriyor. Bir anda içerde hava 20 derece oluyor, toplar ağırlaşıyor. 10 dakika önce ne olduğunu unutmanız ve her şeyi yeniden analiz etmeniz gerekiyor. Avustralya Açık’ta her maç kendi başına bir yarışmadır. Sabah uyanırsın. Yağmur yağıyor olabilir. Melbourne’da havanın 15 derece olduğu günler olur, iki gün sonra 45 derece olur ve dışarı bile çıkamazsın. Her gün yeni bir gündür. Buna en iyi Novak uyum sağlıyor.

Haberin Devamı

KARŞINIZDAKİNDEN DAHA İYİ OLMALISINIZ

· Şu anda bir oyuncuya koçluk yapabilecek olsaydınız bu kim olurdu ve ona ne tavsiye ederdiniz?

Bence Andy Murray, Novak’a tam bu konuda yardımcı olacak. Ona, ‘Hey, Novak? Evet, biliyorum, kendine olan inancın gerçekten çok önemli. Ama şu an, filenin diğer tarafındaki adam senden daha önemli çünkü seni mahvetmeye çalışıyor. Şu anda sahip olduğun tek sorun filenin karşısındaki adam. O yüzden bugün kendinin en iyisi olmaya değil, o adamdan nasıl daha iyi olacağını bulmaya çalışalım’ diyecek. Evet, tenis normalde her hareketinizi daha iyi yapmakla ilgilidir ama maçta yapmamız gereken tek şey kendimizden değil, karşımızdakinden daha iyi olmaktır.

Yazarın Tüm Yazıları