Güncelleme Tarihi:
Türkiye'de Beşiktaş ve Fenerbahçe formaları giyen, şu sıralarda ise kariyerine İtalya Ligi ekiplerinden Udinese'de devam eden Tolgay Arslan, Sporx'e konuştu.
İşte Tolgay Arslan'ın açıklamaları:
Tolgay, Almanya'da çok köklü kulüplerde oynadın. Sonrasında bir dönem Trabzonspor ile anıldın, ardından Beşiktaş formasıyla başarılı işler yaptın. Şampiyonluklar yaşadığın Beşiktaş dönemin senin açından nasıl geçti?
Beşiktaş dönemim gerçekten de çok güzel ve özel geçti. Şampiyonluklar yaşadım. Şampiyonlar Ligi'nde oynadım. Beşiktaş benim için çok şey yaptı. Güzel anılarım var. Beşiktaş'ın ekmeğini yedim ve elimden gelen mücadeleyi verdim. Beşiktaş camiasına bana bu fırsatı verdiği için teşekkür ederim.
- Beşiktaş'ta birlikte çalıştığın hangi teknik direktörle daha iyi iletişim kurduğunu düşünüyorsun? Her teknik direktörün bakış açısı ve futbol anlayışı farklı. Bilic mi Şenol Güneş mi hangisi? Hangi teknik adam senin futboluna ve gelişimine katkı sağladı?
Açıkçası her iki teknik adamın da çok üst düzey olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Tabii ki her teknik adamın futbol bakış açısı farklı. Şenol Güneş ile birlikte Beşiktaş'ta daha başarılı seneler geçirdik. Ben iki teknik adamdan da çok şey öğrendiğimi ve birlikte çalışmanın katkısı olduğunu düşünüyorum.
- Beşiktaş'ta unutamadığın maç hangisi sevgili Tolgay? Özellikle Avrupa maçlarındaki performansların halen hafızalarda...
Avrupa maçlarının konsantrasyonu ve heyecanı çok başkaydı. Liverpool ile oynadığımız maçı halen unutamıyorum. Benim açılış maçımdı diyebilirim. Ben Beşiktaş'ta özellikle Avrupa maçlarında çok iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum. Mutlaka bir maç seçmem gerekiyorsa Liverpool maçını seçerim.
- Beşiktaş'ta en iyi takım arkadaşın kimdi? Nedeniyle birlikte söylemeni rica etsem?
Takımda çok iyi bir hava ve aile ortamı vardı. Ben herkesle iletişimi iyi olan bir futbolcuydum. Herkesten bir şeyler öğrendim. Örneğin; Atiba Hutchinson ile halen konuşuyorum. Kendisine çok iyi bakıyor. Çok iyi bir profesyonel olduğu için de 39 yaşında olmasına rağmen aynı kaliteyle devam ediyor.
- Beşiktaş'ın başında Valerien Ismael bulunuyor. Almanya'dan çok şeyi beraberinde getiren Ismael hocanın başarılı olacağını düşünüyor musun?
Valerien Ismael ile tanışmadım ama kariyerini biliyorum. Almanya'da futbol oynadı, hocalık yaptı. Yurt dışında çok ciddi bir futbol disiplini gördü. Üst seviyede maçlar oynadı. Bunu Beşiktaş'a yansıtmak isteyecektir. Ben Valerien Ismael'in Beşiktaş'ta başarılı olacağına inanıyorum.
- Fenerbahçe'de ilk kez armayı öptün. Beşiktaş'ta bunu yapmadın. Hangi kulüpte daha fazla sıcaklık hissettin? Kendini Fenerbahçe'de daha mutlu hissettin diyebilir miyiz?
Beşiktaş'ta son dönemimde yönetimle fikir ayrılıkları yaşamıştım ve sonra Fenerbahçe'ye transfer oldum. Fenerbahçe taraftarları beni çok samimi ve sıcak karşıladı. Fenerbahçe'de beklediğim gibi bir dönem geçiremedim. Sakatlıklar ve kadro dışı kararları da bunda etkili oldu. İki büyük camianın formasını taşıdığım için çok gururlu ve şanslıyım. Fenerbahçe taraftarlarıyla da aram iyiydi. Fenerbahçe'de bana sahip çıktılar, bağırlarına bastılar.
- Fenerbahçe'de senin de oynadığın 2019-20 sezonunda futbolun bir takım oyunu olduğunu yeniden gördük. Fenerbahçe beklentilerin altında kaldı. Neler söylersin o dönem için?
Futbol bir takım oyunudur. Beşiktaş'taki biraz önce bahsettiğim takım havasını Fenerbahçe'de tam yakalayamadık. Kadro kaliteliydi ama takım havası bambaşkadır. Büyük başarılar da takım oyunuyla gelir. Bence bu sene Fenerbahçe çok güçlü. Bana göre Süper Lig'de favoriler. Çok büyük kulüpler var. Önceden şampiyon olacak takımı kestirmek zor. Ama şu anki tablo bunu anlatıyor.
- Mesut Özil, Fenerbahçe'ye büyük bir tutku ile geldi. Sence Fenerbahçe'de işler neden yolunda gitmedi?
Mesut Özil'in inanılmaz bir kariyeri var. Türk oyuncular arasından öyle bir kariyer kimseye nasip olmadı. Arsenal'de çok sıkıntılı bir süreç yaşadı ve kadro dışı kalmıştı. Fenerbahçe'ye geldiği dönemde zamana ihtiyacı vardı. Belki hazır değildi kabul ediyorum ama sahada kalitesini görebiliyordunuz. Kulüp içinde yaşananları detaylıca bilmiyorum. Mesut Özil çok büyük bir futbolcu. Keşke daha farklı olsaydı. Umarım onu yeniden sahalarda görme imkanı yakalar futbolseverler.
- Gelelim İtalya günlerine... Udinese'de 2 sezondur forma giyiyorsun. Pozisyonun itibarıyla Türkiye'de olduğu gibi kimse senden İtalya'da gol atmanı beklemiyor değil mi? Gol atmak elbette güzel ama böyle bir bakış açısı yoktur sanıyorum...
İtalya günlerimin bu kadar iyi gideceğini tahmin etmemiştim. Çok kaliteli ve zor bir lig. İdman metotları bile çok farklı. 2 sezonda hemen hemen her maçta oynadım. Benim için inanılmaz geçti. En önemlisi çok şey öğrendim. İtalyan futbolu taktiğe çok önem veriyor. Bu açıdan kendimi geliştirdim. Burada çok mutluyum. Çok kaliteli bir lig ve kaliteli oyuncular var. Üst düzey maçlar oynuyoruz. Dili de öğrendim. Ailece mutluyuz. Kendime her gün yeni bir şeyler katıyorum.
- Kulübün Udinese ile yola devam ediyorsunuz bildiğim kadarıyla. Herhangi bir ayrılık söz konusu değil, değil mi Tolgay?
Udinese de opsiyonu kullandı, yola devam ediyoruz. 1 sene daha burada devam edeceğim. Burada kendimi ispatladım. Ben İtalya'da futbola geri döndüm. İtalya'da medya ve taraftar baskısı çok yüksek oranda değil. İyi olan formayı kapıyor ve oynuyor. Ben de oynuyorum. Türkiye'de yeni transferler oynar, kredisi olur. Burada kim daha iyiyse o oynar. Bakış açıları farklı.
- İtalya Ligi'nde ligin ilk haftasında Milan ile karşılaşacaksınız. Udinese'yi nasıl bir sezon bekliyor? Daha yukarılara oynayan bir Udinese görecek miyiz?
Udinese'de 2 yıldır oynuyorum. Son dönemlerde oyuncus satışlarından 100 milyon Euro'dan fazla gelir elde ettiler. Birçok mevkiden transferler oldu. Udinese'nin bu sene aldığı oyuncuların toplamı belki 10 milyon Euro yapar. Bu sene de birkaç oyuncu daha büyük paralara gidebilir. Tabi böyle bir durumda takıma da tecrübeli oyuncular lazım. Genç bir takımız. Kulübün bir sistemi ve anlayışı var. Oyuncuları geliştiriyorlar ve satış yapıyorlar. Tabii ki Serie A'da bu başarılı bir sene geçirmek istiyoruz. Kulübün de örnek bir modeli var.
- Bu sezonun 7. haftasında da Inter maçınız var. Hakan Çalhanoğlu ile aranız nasıl? Hakan'ın İtalya'daki performansı için neler söylersin?
Hakan Çalhanoğlu her şey önden çok kaliteli bir oyuncu. İnanılmaz seneler geçirdi. Geçen sene seviye olarak bir basamak daha atladı. Arada Hakan ile konuşuyoruz. Kendisini İtalya'da ispatladı. Çok büyük maçlarda iyi performans gösterdi. Onun adına gerçekten mutluyum.
- Türkiye Milli Takımı'na gelelim. Stefan Kuntz yönetimindeki Türkiye Milli Futbol Takımı için neler söylersin? Kuntz ile birlikte daha üst seviyedeki organizasyonlarda başarılı bir milli takım görür müyüz?
Türkiye Milli Takımı kaliteli oyunculara sahip. Özellikle yurt dışında oynayan oyuncular var. Bence Şenol Güneş ile de dönemler, yıllar geçti. Şenol Güneş'in milli takıma totalde katkısı da göz ardı edilemez. Uluslar Ligi'ndeki rakipler Türkiye kalitesinde değil. Bir üst seviyedeki rakiplere karşı da Türkiye'nin iyi olmasını, başarılı olmasını diliyorum.
- Tolgay, artık çok daha tecrübeli bir futbolcusun. Futbolu bırakma zamanın geldiğinde teknik direktör ya da sportif direktörlük yapma düşüncen var mı?
Bunu şu anda düşünmüş değilim. Şu anda futboluma odaklanmış durumdayım. Ayrıca ben birkaç sene daha oynamayı düşünüyorum (gülerek). İlerleyen dönemlerde belki bunu masaya yatırabilirim. Almanya'da emlak şirketim var, onunla da uğraşıyorum. Ne yapacağıma nasip olursa ilerleyen dönemlerde karar veririm.
- Kaan Ayhan ve Mert Müldür için neler söylersin? Türkiye'den Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor ile sık sık anılıyorlar...
Kaan Ayhan ile Almanya'dan beri tanışıyoruz. Geçen sene de kötü bir sezon geçirmedi. Kaliteli bir oyuncu. Türkiye'ye geleceği konuşuluyor, ben de takip ediyorum. Sassuolo iyi bir takım. Hocası da iyi futbol oynatıyor. Kararını bilemiyorum. Onu izlemek keyifli. Genç bir oyuncu olan Mert Müldür'ün de kendisini geliştirmesi gerekiyor. İtalya'da tanıştık. Fiziksel açıdan iyi bir oyuncu. İtalya'da kendisini geliştirdiğini düşünüyorum. Kariyer planlarını tabii ki kendileri yapacak.
- Tolgay, peki günün birinde Türkiye'ye dönerim diyor musun? Var mı aklının köşesinde böyle bir fikir?
Udinese'de ve İtalya'da ailece mutluyuz. Türkiye'ye dönmek gibi bir niyetim yok. İtalya Ligi'nde maçlar oynamaktan, kariyerime Avrupa'da devam etmekten memnunum. Serie A'da futbol oynamak çok güzel bir duygu. Dolayısıyla geri dönmeyi düşünmüyorum.
- Çok keyifli bir röportaj oldu, teşekkür ederim. Türk futbolseverlere bir mesajın var mı?
Türkiye'deki taraftarlar gerçekten çok farklı. Takıma olan tutkuları çok değişik. Dünyada Türk taraftarlar gibisi yok. Ben buradaki bazı futbolcu arkadaşlarıma da Türk taraftarları izlemelerini öneriyorum. Hatta ben size maç ayarlayayım, gidin izleyin bile diyorum. Türk taraftarları hissetmek için televizyonu değil, stadyumu tercih etmek gerek. Ben Türkiye Ligi'nde oynarken de çok keyif aldım. Taraftarları tek kelimeyle açıklamak zor. Bana destek olan, moral veren, başarı dileyen tüm taraftarlara da sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum.