Levent Eriş: "Futbolu Jesus keşfetmedi, yüreğiniz yetiyorsa Arda Güler'i oynatacaksınız"
Güncelleme Tarihi:
TFF 1.Lig ekiplerinden Manisa Futbol Kulübü Teknik Direktörü Levent Eriş, Spor Arena’ya özel açıklamalarda bulundu. Eriş, gündemle ilgili birçok konuda konuşurken Jorge Jesus ve Arda Güler hakkında çarpıcı ifadeler kullandı.
Teknik direktörlük kariyerinde İzmirspor, Manisaspor, Kayserispor, Adana Demirspor, Samsunspor gibi takımları çalıştıran 60 yaşındaki deneyimli teknik direktör, Manisa FK’nın Süper Lig mücadelesi, genç yıldız Ayberk Karapo’ya gelen transfer teklifleri ve gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Fenerbahçe'deki Arda Güler gündemiyle ilgili çok konuşulacak ifadeler kullanan Levent Eriş, Konyaspor'un yollarını ayırdığı İlhan Palut'un harcandığını iddia etti. Eriş ayrıca yeni nesil teknik adamlarla ilgili görüşlerini de aktardı.
“CİDDİ RAKAMLARA OYUNCU ALAN VE ÜRETMEYEN KULÜP OLMAK İSTEMİYORUZ”
Daha önce Manisaspor’ la Süper Lig’de görev yapmıştınız. Şimdi bir başka Manisa ekibiyle Süper Lig’e yükselme mücadelesi veriyorsunuz. Hedeflerinizle ilgili neler söylemek istersiniz?
2001-2002 yılında Manisaspor’u, 2.Lig’den 1.Lig’e çıkardık. Daha sonra 2005-2006 ve 2008-2009 yıllarında Süper Lig’e çıkardık. Manisaspor’un ilk defa Süper Lig oynayacağı 2005 yılında tarih yazılmıştı. O başarıyı müthiş bir ekip halinde yakalamıştık. Şimdi de Manisa FK kulübü gibi 7 senelik geçmişi olan ve profesyonel liglerde mücadele eden bir takımdan bahsediyoruz. 2.ve 3.Liglerde şampiyon olmak çok güzel bir duygu. Fakat 1.Lig’den Süper Lig’e çıkmak takım olarak başlı başına çok ciddi bir birikim gerektiren bir olay. Sezon başında hedeflediğimiz bir proje vardı. Birazda kendi yağımızda kavrulmayı ve ciddi rakamlarla oyuncu almak yerine kendi içimizden çıkardığımız, yetiştirdiğimiz gençlerimizi biraz daha oynatarak kulübümüzün geleceğini yapılandırmak istedik. Bunda kısmen başarılı olduk. Kısmen diyorum çünkü daha oynanmamış 17 maç var. Takım ve kulüp olarak bir devrim yaptığımızı düşünüyoruz. Manisa FK’nın bu anlamda hedefi hem yetiştirici hem de yarıştırıcı bir konumda olması. Biz ilk devreyi çok başarılı bitirdik. Bu anlamda daha fazla puan kazanabilirdik. Onu saha içindeki acemiliğe ve kişisel hatalara bağlıyorum. Bu konuda oyuncularımın suçlanmasından yana değilim. Çünkü birçoğu bu konuda yeni oyuncular. Manisa FK’nın geleceğini kurtarmak için savaşıyorum. Biz, dışarıdan her sene oyuncu alan, üretmeyen ve kulübün kasasına ekonomik anlamda gelir sağlamayan bir kulüp olmak istemiyoruz açıkçası. Bunu yaparken tabi ki zorlanıyoruz. Neden? Çünkü hep bir hedef tahtası halindesiniz. Bu değişimi yaparken herhangi bir kötü sonuçta ilk suçlanan siz oluyorsunuz. Takımın geçen seneki haliyle şimdiki durumu arasında fark var. Kulüp anlamında hiçbir fiziksel şartların kötü olmadığı Türkiye’nin en iyi kulübünde çalıştığımızı söyleyebilirim. Bu kadar kaliteli bir ortamda görev almak benim için de çok gurur verici. İstediklerimizi çok rahat oyuncularımıza enjekte edebilecek şartlara sahibiz. Bunları da ortaya koyabilmek için bize sadece çalışmak düşüyor. Gençlerimizin gelişmelerine tanık olmak beni çok mutlu ediyor.
Geçmişte Süper Lig’de oynayan Adem Büyük, Batuhan Kor, Junior Fernandes, Nizamettin Çalışkan, Anıl Koç gibi isimlere sahipsiniz. Hem kadro hem de potansiyel anlamında takımı değerlendirir misiniz?
Nizamettin Çalışkan, maalesef bizim için çok ciddi bir kayıp oldu. Eğer şu an sakatlanmamış olsaydı bizim puan durumumuz çok daha farklı olabilirdi. Bazı şeyler zaman zaman bir oyuncuya bağlı olabiliyor. Nizamettin, şu an hala ligde hücum bölgesine en iyi final paslarını atan 4 oyuncudan birisi. 35 yaşındaki Nizamettin, 20’li yaşlarına dönmüştü. Evet, onun yerini doldurmaya çalışan oyuncularımız olmadı değil. O bölgeye oyuncu tercihimiz olması için büyük mücadele veriyoruz. Adem Büyük, soyadı gibi gerçekten büyük bir futbol geçmişine sahip değerli bir oyuncu. Takımın en deneyimli oyuncularından birisi. Biz Nizamettin ve Adem’i buraya alırken rol model olarak aldık. Sezon başında 8-9 ay maç oynamamış bir Adem’i hazırlayarak istediğimiz seviyeye getirmeye çalıştık. Fernandes, Anıl gibi oyuncular henüz katkı vermedi. Batuhan Kor, daha yolun çok başında. Burası onun için en güzel fırsat. İkinci devrede çok daha farklı bir Batuhan izleyeceğimizi düşünüyorum. Biz onu Türk futboluna sunmak istiyoruz. Fernandes çalışmalara yeni başladı. Marka değeri çok yüksek bir oyuncu. Bu konuda çok sıcak davranarak geldi.
“3 BÜYÜKLER, BUNDESLİGA EKİPLERİ VE PORTO AYBERK’İ TAKİP EDİYOR”
Bu sezon 21 maçta forma şansı verdiğiniz genç futbolcu Ayberk Karapo’yu Süper Lig ve Avrupa kulüplerinin takibe aldığı söyleniyor. Hem oyuncunuzun potansiyeli hem de izleyen kulüplerle ilgili neler söylemek istersiniz?
Sadece Porto değil birçok Avrupa kulübü de var, 3 büyükleri saymıyorum bile. 3 büyüklerin bu anlamdaki taleplerini biliyorum. Ayrıca Bundesliga ekiplerinin çok ciddi şekilde takip ettiğini söyleyebilirim. Ayberk’in oynaması gereken liglere, biz kendi adımıza ve kulüp adına değerlendirme yapıp gitmesini isteyeceğiz. Yani oyuncumuzu oraya satmak veya vermek için hazırlamıyoruz. Onun gelişimine katkı koyabilecek hangi ülke veya takım varsa bu konuda kulübümüz, ince ayrıntılarla hesaplayarak onu en güzel yere sunacağımızı düşünüyoruz. Hedefimiz Ayberk ve Ayberk gibi birkaç oyuncumuza Avrupa tecrübesini yaşatmak. Avrupa’ya bu çocuklarımızın gönderilmesini ve bu konudaki çalışmalarımızı ince bir detay üzerinde yürüttüğümüzü kulüp adına söyleyebilirim. 18 yaşında olmasına rağmen bu şekilde iyi ilerleyen oyuncumuzun olması bizim için son derece mutluluk verici. En son içeride oynadığımız bir Tuzlaspor maçı vardı. Bu maçta Mehmet Uysal, Arda Çolak ve Ayberk Karapo olmak üzere 3 altyapı oyuncumuz oynamıştı. 3 oyuncumuzun bir anda ilk 11’de oynaması ne kadar güzel bir görüntü. Sonrasında yine bir Pendikspor maçı oynadık. Bu maçta da 7 oyuncumuz 18-21 yaş arasındaydı. Bu belki de birçok kulübün özeneceği bir durumdu. Bunu bugüne kadar rol model olarak görülen Altınordu bile yapamadı. Kimseden bir takdir beklemiyoruz, biz sadece doğru bildiğimiz yolda ilerliyoruz. Bu genç oyuncularımızı kazanmak için daha çok çaba sarf edip, daha çok forma şansı vereceğiz. Biz oyuncu yetiştiren bir kulüp olup, model olmak istiyoruz. Sadece al-oynat değil, al-sat da olmalı. Kulübe gelir getirecek oyuncular da olmalı. Kulüp sadece kendi yağıyla kavrulmayı da öğrenebilmeli. Bu anlamda üretici bir kulüp olmayı hedefliyoruz.
“ARDA GÜLER’İ OYNATMIYORSANIZ YILDIZ OYUNCU YETİŞTİRİYORUZ DEMEYİN”
Fenerbahçe’nin 17 yaşındaki genç yıldızı Arda Güler’e fazla forma şansı verilmemesi tartışma konusu olmuştu. Gençlere forma şansı veren birisi olarak Jorge Jesus’un bu yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Arda Güler konusunda neyi koruduklarını bilmiyorum. Bunu bir teknik adam olarak anlamıyorum. 25 sene teknik direktörlük yapmış, Türk futboluna birçok genç oyuncu kazandırmış ve binlerce oyuncuyla mücadele etmiş bir teknik adam olarak bunu söylüyorum. Genç oyuncuyu oynatmaktan hiç çekinmeyen bir teknik adamım. Arda Güler gibi bir yeteneğin yaşının ne olduğu çok önemli değil. Ben o yaşta bir oyuncuyu bulsam yine oynatırım, forma şansı veririm. Elbette ki Jorge Jesus’un futbol geçmişine ve teknik adamlığına saygı duyuyoruz. Şunu kimse yanlış anlamasın. Futbolu Jorge Jesus keşfetmedi. Bir de bu olay var. Biz bazı şeyleri fazla abartıyoruz. Fazla abarttığımız için sanki Türkiye’de daha önce bunlar yaşanmamış ve Tugay, Arda, Burak gibi isimler çıkmamış gibi davranıyoruz. Biz yıldızlar çıkaran bir ülkeydik. Sergen gibi müthiş oyuncular çıkardı bu ülke. Arda Güler bunlardan bir tanesi. Bana göre de oynamaya hazır. En son kendisini Gaziantep maçında seyrettik. Oyuna girdikten sonraki katkısını görmemezlikten gelemeyiz. Neyi koruyoruz? Bu oyuncular oynayarak yetişir. Benim hep sinir olduğum şey “oyuncu pişsin” tabiridir. Yemek mi ki bu pişecek? Bizim bu tip oyuncularımızı oynatarak ve eksikliklerini görerek geliştirmemiz lazım. O zaman yüreğiniz yetiyorsa Arda Güler gibi oyuncuları oynatacaksınız. Yüreğiniz yetmiyorsa eğer bana hiç yıldız oyuncu yetiştiriyoruz demeyeceksiniz. Messi 16 yaşında Barcelona’da oynadı. Arda Güler Fenerbahçe’de neden oynamasın? Madem bu kadar kaliteli ve fark yaratan bir oyuncu neyin korumasındayız?
Ben o korumayı anlamıyorum bir türlü. Koruduğunuz şey kırılmasını istemediğiniz bir vazo mu? Bu çocuk yaşayarak gelişecek, yaşamayarak bir şeyin gelişmesini bekleyemezsiniz ki. Oyunun başında çocuğu bir görelim ve değerlendirelim. Türk futbolunu yeniden yaratmaya çalışan Jesus hayranlığını da anlamış değilim. Türkiye futbol anlamında çok gerilerden gelen bir ülke değil. Bu ülkede futbolu çok iyi bilen Türk teknik adamlar da var. Jesus’un bugün söyledikleri sanki hiç bilinmeyen bir denklem gibi anlatılıyor. Jesus’un dediklerini ve yaptıklarını 15-20 sene önce yaptığımızı görünce ben açıkçası gülüyorum. Sanki futbol yeniden keşfedilmiş gibi bu konuda gerçekten üzüntü duyuyorum. Jesus’un bugün yaptıklarını sanki inanılmazmış gibi söylemek kabul ettiğim bir davranış değil.
“DÜN TÜRK FUTBOLUNA ZARAR VERENLER BUGÜN VAR’DA GÖREV YAPIYOR”
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “Şu anda bazı ülkelerle iletişim halindeyiz. Belki VAR için yabancı hakem getirebiliriz” şeklinde açıklamalarda bulunmuştu. Geçtiğimiz hafta açıklanan VAR kayıtlarındaki konuşmalar gündemde yer alırken, sizce bu formül sorunlara çözüm olacak mı?
Ben mutlaka bir değişimin olması tarafındayım. VAR neden var? Ayrıca VAR’ı kimler yönetiyor? VAR’daki görevlilerin geçtiğimiz haftalarda söylediği ifadelerin ve yaptıkları yorumların kurallara dayanmadığına şahit olduk. Bir futbol adamı olarak bunlardan rahatsızlık duyuyorum. Sahada yönetenler, bugün VAR’ın başında görev yapıyor. Sahada yönettikleri maçlardaki hataları VAR’da da aynı şekilde devam ettiriyorlar. Ekranın başında oturup, dakikalarca izleyip, karar vermek adına çok ciddi yanlışlıkları yaptıklarını hala görmek çok üzücü. Özgüç Türkalp’i görmekten ben de sıkıldım. Türk futboluna hakemlik adına zarar veren insanların VAR’da da olmasını istemiyorum. Gerçekten VAR’da bile hata yapabilen insanların bir daha denenmesinden hiç hoşnut değilim. Gerekirse yurt dışından getirilmeli. Bu konuda federasyon yetkililerini destekliyorum. Hata bile yapsalar genç hakemlerimizin arkasındayım. Ama VAR’ı yönetenlerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Dün Türk futboluna zarar verenler bugün VAR’da görev yapıyor. Yani Türk futbolunun gelişmesine engel olanlar bugün hala VAR’da devam ediyorlar. Ve ben VAR’ın bu anlamda değişmesini istiyorum. Çünkü hala kafalarında koruma içgüdüsüyle hareket ediyorlar. Yani kurallar bunu gerektiriyor dememize rağmen, o kuralların dışında takdir haklarını kullanarak orta hakeme baskı kurmaları beni son derece rahatsız ediyor. Bırakın orta hakemler, hata da yapsalar istedikleri kararları versinler. Onlar gencecik ve pırıl pırıl insanlar. Ama o VAR’daki hakemlerin, maçı yöneten çocukları yanlışlar içine sürmelerine çok karşıyım. Bu konuda üzüntüm inanılmaz.
“ANTRENÖR OLARAK GÖKTEN ZEMBİLLE İNENLER OLDU, BİR ANDA TÜREDİLER”
Teknik Direktör İlhan Palut, “Süper Lig’de oynayan, milli takımda 1-2 maç oynayan oyuncuları bile Pro Lisans kursuna alırken, çok korkunç iltimaslar var. Herkese eşit şans verilsin. Kimse, üst düzey futbol oynadı diye önden bu yarışa girmesin. Avrupa’da, antrenörlük kabiliyeti olan kişilere öncelik tanınıyor” şeklinde eleştirilerde bulunmuştu. Palut’un bu düşüncesiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
İlhan Palut’un söylediklerini ben 15 sene önce dile getirmiştim. O zaman sosyal medya filan bu kadar etkin ve yoğun değildi tabi ki. Bizler Süper Lig’de oynamamış futbolcu olarak tıpkı İlhan Palut’un söylediği gibi antrenörlüğe hep 2-0 mağlup başladık. İlhan’ın sözlerine gönülden katılıyorum. Daha dün futbolu bırakmışsın, bugün gelip Türk futbolunda damga vuracak kulüplerde görev yapıyorsun. Böyle bir şey yok. Dünyanın en büyük teknik adamları olmaya aday olan dünyanın en büyük futbolcuları bile belli eğitimlerden geçerek, gidip Real Madrid ve Chelsea’ de görev alıyorlar. Evet, onların o görevi almaları en doğal hakları. Çünkü futbol geçmişleri çok yüksek. Ben 25 senelik teknik adamım. Pro-lisans alasıya kadar biz müthiş bir mücadele içinden geçtik. 3 ayda size gelip Süper Lig’in en iyi takımlarını teslim ediyorlar. Yok böyle adaletsiz bir duruş. Ama futbol geçmişleri yüksek diye onlara bu hakkı 3 ayda veremezsiniz. Böyle bir şansınız yok. Böyle bir adaletsizliği kabul etmiyorum.
"İLHAN PALUT'UN SÖZLERİNİN ALTINA İMZA ATARIM"
İlhan Palut’u bu konuda inanılmaz destekliyorum. İlhan Palut gibi söyleyenlerin çok olduğunu biliyorum. Türkiye’nin yüzde 90’ı benim ve İlhan Palut’un sözlerinin altına imza atar. Ben asla onların harcanması tarafında değilim. Emre Belözoğlu, Arda Turan, Nuri Şahin gibi oyuncuların futbol geçmişlerini tartışmak mümkün mü? İlhan Palut’ta tartışmadı zaten. Sadece antrenörlükle ilgili bu kadar kolay olmaması gerektiğini söyledi. 3 günde size lisans verilip de 3 günde siz çıkıp Süper Lig takımı çalıştıramazsınız. Futbol oynadın diye futbolu biliyor musun yani? Her oynayan futbolu biliyor diye kural mı var? Futbolu yönetmek, analiz etmek ve organizasyonu sağlamak bu kadar kolay mı? Biz gökten zembille antrenör olarak mı indik? Ama maalesef bir anda antrenör olarak gökten zembille inenler oldu, bir anda türediler. Antalya ile kupa maçı oynadık. O gün televizyona çıkıp, “Biz bir model istiyorduk. Hani Avrupa modelini getirecekti bazı arkadaşlar?” dedim. Bunu Nuri Şahin için söylüyorum. Maç bitsin diye kenardan ıslık çalan teknik direktör olur mu? Nerede kaldı Avrupa modeli? Ne oldu? Hani üstlendiğiniz misyon, nerede? Onların kendilerini geliştirerek bu işe başlamaları gerekiyor. Onlara bu görevi verenlere suç buluyorum. Bu görevi veriyorsanız eğer neden verdiğinizi bir sorgulayın. Takımda yaşanabilecek kaosu yönetebilecekler mi acaba? Antalyaspor’un durumu ortada. Kaos yönetilemiyor şu anda. Antalyaspor, alınan o kaliteli oyunculara rağmen aşağıya doğru gittikçe gidiyor. Başakşehir, Türkiye’nin en büyük organizasyonu olan bir kulüp. Orada çalışmak sanırım bir teknik adam için çok ciddi bir hayal olsa gerek. Ama 3 günlük futbol antrenörlüğü geçmişi olan bir kardeşimiz, orada şu an görev yapıyor. Görev yapmasından dolayı asla rahatsızlık duymuyoruz. Ama bunu yapması için birtakım eğitimlerden geçmesi gerekiyorlar. Benim çalışmadığım şehir kalmadı. Elâzığ, Mardin, Diyarbakır’a gidin. Hiç gittiniz mi Mardin’in soyunma odasına? Oralardan başlayın demiyorum ama oraları da bir görün bakalım futbol nasıl gelişiyor. Oradaki insanların da yaşadıklarını bir görün.
Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, İlhan Palut, Volkan Demirel, Okan Buruk gibi antrenörler için “yeni nesil teknik direktörler” diye bahsediliyor. Yeni jenerasyon antrenörler için düşünceleriniz nelerdir?
Kapılarının herkese açık olması gerektiğine inanıyorum. Hak edenin hak ettiği yerlerde olmasını canı gönülden istiyorum. Türk antrenörlerinin yetişmesini ve bu konuda eğitim görmelerini istiyorum. Emre Belözoğlu’nu müthiş buluyorum. Ciddi bir liderlik vasfı olduğunu ve o beceriye sahip olduğunu düşünüyorum. Zaten teknik adamlık bir organizasyon işidir. Bunu yapan kişi bence iyi bir teknik adamdır. Diğer antrenörler hakkında henüz bir kanıya varmadım.
“KONYASPOR İÇİN CİDDİ KAYIP, İLHAN PALUT’UN HARCANMASINA ÇOK ÜZÜLDÜM”
Konyaspor, geçtiğimiz günlerde Teknik Direktör İlhan Palut’la yollarını ayırmıştı. Palut’un yerine Sırp teknik adam Aleksandar Stanojevic getirilse de Arda Turan’ın ismi gündemde yer almıştı. Arda Turan’ın teknik direktörlük için hazır olduğunu düşünüyor musunuz?
Aslında az önce söylediklerimin tam karşılığı olsa gerek diye düşünüyorum. Bu kadar kolay olmamalı derken işte Arda Turan’da bu konuda kolay olmaması gereken bir süreçten geçiyor. Emre Belözoğlu ve Arda Turan’ı eleştirmek anlamında söylemiyorum bunu. Ama Arda Turan’ın henüz bu konuma hazır olmasına daha var. Birazda bunu ben açıkçası çirkin buluyorum yani. İlhan Palut; Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Volkan Demirel gibi görülüyor. İlhan Palut, Konyaspor’a 2 sene harika futbol oynattı ve kulübü inanılmaz yerlere getirdi. Ayrıca çok başarılı buluyorum. Tırnaklarıyla kazıyarak geldiği için ayrıca kendisini çok takdir ediyorum. İlhan Palut’un o kulüpten gitmesinin arkasında neler yatıyor? İlhan Palut’un harcanmasına çok üzüldüm. Konyaspor için bence çok ciddi bir kayıp. İlhan Palut, her takıma gittiğinde kendi oyun tarzını yerleştirebilecek bir teknik adam. İlhan Palut’un bir organizasyonun içinde gittiğini düşünüyorum açıkçası.