Güncelleme Tarihi:
Hürriyet yazarları Uğur Melek, Güntekin Onay, Mehmet Arslan ve Fırat Aydınus Futbol Konseyi'nde Galatasaray'ın son dönemdeki düşüşü, Fenerbahçe'nin puan farkını 4'e indirmesini ve Beşiktaş'ın olumlu yönde değişimini analiz etti.
1) Galatasaray, üst üste 4. resmi maçtan berabere ayrılırken, eleştiriler Buruk’un oyuncu değişikliklerinde yoğunlaştı. Sizce haklılar mı?
UĞUR MELEKE: 261 MAÇIN SADECE 1'İNDE SOL BEK OYNADI
G.Saray iyi oynamadığı bir günde, Osimhen’in insan üstü performansıyla Kasımpaşa Stadı’nda 80’inci dakikaya 3-2 önde girdi. Özellikle Muslera, Davinson ve Osimhen iyi performanslarıyla maçta tuttular G.Saray’ı. Ancak 80’de Buruk (ya da Saraloğlu) öyle iki değişiklik yaptı ki, çektiler takımlarının fişini. Kariyerindeki 261 maçın sadece birinde sol bek oynayan Cuesta’yı sol beke koyup maçı hediye ettiler kendi elleriyle.
MEHMET ARSLAN: OKAN BURUK G.SARAY'DA YALNIZ ADAM
Yalnız adam Okan Buruk. Hata yapıyor mu, evet. Herkesin hata yapma hakkı vardır. Ama Okan Buruk, üstelik 2 sezon şampiyon olmasına rağmen, Mourinho desteğine sahip değil. Yönetim kamuoyunun karşısına çıkıp o desteği göstermekten çekiniyor. Bakın Acun Ilıcalı’ya... Canıyla, dişiyle tırnağıyla, hocayı, futbolcuları savunuyor. Hem de kendi kariyerini, kamuoyu desteğini riske ederek. O adanmışlık G.Saray yönetiminde yok. Erden Timur'u arıyorlar.
GÜNTEKİN ONAY: SADECE DURAN TOP GOLÜ
G.Saray’ın oyununda son haftalarda büyük bir düşüş olduğu ortada. Akan oyunda pozisyon üretemeyen, sadece duran toplarla ve penaltılarla gol bulabilen bir G.Saray var. Okan Buruk bir türlü aradığı kanat beklerini bulamadı. Israrla oynattığı Sallai son derece vasat bir oyuncu. Sara duran top kullanmaktan başka katkı yapmıyor. Sadece Osimhen, Davinson ve Torreira’nın performansları yetmiyor.
FIRAT AYDINUS: ÜÇ MAÇ BELİRLEYİCİ OLACAK
BAY geçeceği haftaya kadar Galatasaray’ın oynayacağı Alanya, Antalya ve Beşiktaş maçları yarışta belirleyici virajlar olacak. Kasımpaşa maçı bu sezon en çok pozisyon verdiği karşılaşma oldu. Bununla birlikte son 2 hafta oyuna başladığı Lemina-Sara-Torreira orta saha üçlüsünün pozisyon üretkenliği ile Mertens’li orta sahanın bu konudaki istatistiği arasında doğal olarak fark var.
2) Fenerbahçe, Antalya karşısında fişi erken çekerek zirveyle farkı 4 puana düşürdü. Sarı lacivertlilerin çizgisini nasıl buluyorsunuz?
UĞUR MELEKE: 2025’iN BAŞLANGICIYLA BiRLiKTE F.BAHÇE’DE YENi BiR OYUN iNŞA ETTi
Jose Mourinho’nun Fenerbahçe hikayesi tam ortadan iki parçaya bölündü adeta. 2024 takvim yılında bir kadro ve oyun istikrarı yakalayamadı, aşırı emniyetli futbol anlayışı Fenerbahçe’nin genlerine uymamıştı. Ancak 2025’in başlangıcıyla beraber adeta reset attı takımına. Formasyonu 3-4-1-2’ye çevirdi, Dzeko-Nesyri ikilisi üzerinden yeni bir oyun inşa etti. Yeni yılda 16 resmi maç namağlup. Ligde puan farkını 4’e indirdi ve Avrupa’da da son 16’da. Mourinho’nun 2024 tutumunu çok eleştirdim ama 2025’te Mourinho tam bir elit teknik adam formunda.
MEHMET ARSLAN: SEZONUN iLK 15 HAFTASINDA DAĞINIK BiR GÖRÜNTÜSÜ VARDI
Sezonun ilk 15 haftası itibariyle dağınık bir görüntü çizen takım, dengeli, planlı ve bir futbol felsefesine sahip takıma dönüştü. Özellikle Skriniar transferi ile birlikte mükemmel savunma anlayışına büründü. “Hücum size maç kazandırır, ama savunma, gol yememek şampiyon yapar” anlayışının vücut bulmuş haline dönüştü takım. Bu arada sezonun ilk yarısında eleştirdiğimiz Mourinho
GÜNTEKİN ONAY: YANLIŞLARINDA ISRAR ETMEDi, FORMAYI iSME DEĞiL PERFORMANSA VERDi
Fenerbahçe’de Mourinho işleri rayına oturttu çünkü kötü giden maçlardan sonra (önce Samsun, ardından Beşiktaş) radikal değişiklikler yaptı. Yanlışlarında ısrar etmedi. Formayı isme değil performansa verdi, Oğuz Aydın’da olduğu gibi. Özellikle 3-4-1-2’ye döndükten sonra, Youssef En-Nesyri’nin üstün performansı ve Edin Dzeko ile uyumu sayesinde takımın hücum gücünü katladı. Savunmadaki sakatlıklara rağmen Fenerbahçe rakiplere az pozisyon veriyor. Rangers karşısında da sarı lacivertlilerin net favori olduğunu düşünüyorum.
FIRAT AYDINUS: EN ZORLU MAÇLARI DÜŞME TEHLiKESi YAŞAYAN TAKIMLARLA OYNAYACAK
Şampiyonluk yarışındaki rakibi Galatasaray’ın puan kaybı sonrası ekstra motivasyonla çıktığı Antalyaspor maçında ilk 30 dakikalık dilim Fenerbahçe’ye 3 puan için yeterli oldu. Belirli bir ivme yakalayan sarı lacivertli takım için kalan haftalarda en zorlu müsabakalar, düşme potası içinde veya yakınında olan takımlarla oynayacağı karşılaşmalar olacak. Avrupa Ligi’nde çeyrek final bileti ise Glasgow Rangers ile İstanbul’da oynayacağı ilk maçta alacağı avantajlı skordan geçiyor.
3) Beşiktaş, Kayseri’yi yenerek tüm cephelerde üst üste 6. galibiyetini aldı. Siyah beyazlılardaki bu değişimin sebebi nedir?
GÜNTEKİN ONAY: SOLSKJAER DAHA ÖNCE GELSEYDi BEŞiKTAŞ BU KADAR GERiDE OLMAZDI
Solskjaer ve ekibi oyuncu grubuna öz güven ve moral aşıladı. Başta Masuaku ve Joao Mario olmak üzere tüm futbolcuların performansı yukarıya çıktı. Rafa Silva, Solskjaer’in gelişiyle tekrar sezon başındaki müthiş performansına döndü. Belli ki Beşiktaş iyi çalışıyor ve oynadığı futboldan keyif alıyor. Orta alanda Oxlade-Chamberlain, Rafa Silva, Joao Mario ve Gedson Fernandes’le teknik kapasitesi yüksek ve kaliteli bir oyun ortaya çıkıyor. Beşiktaş maçlarını izlerken ‘kaybedecek’ hissiyatı asla oluşmuyor. Keşke Solskjaer daha önce gelseydi, Beşiktaş bu kadar geride kalmazdı.
UĞUR MELEKE: PROBLEMLERi DOĞRU TEŞHiS EDiP UYGUN TEDAViLER ORTAYA KOYDU
Solskjaer’in Beşiktaş’ın problemlerini iyi teşhis edip, uygun tedaviler ortaya koyduğunu düşünüyorum. Norveçli hoca öncesi Beşiktaş bir uzun top hastalığına yakalanmıştı. Geride birkaç tembel ve yalancı pas sonucu topu Mert’e veriyorlardı, milli kaleci de sürekli uzun vuruyordu hedefsiz. Artık neredeyse tamamen bıraktılar bu huyu. Kayseri maçında Oxlade-Chamberlain neredeyse tüm oyun kurulumlarının kalbindeydi. Ve Beşiktaş artık manasız uzun toplarla değil örerek gidiyor hücuma. Doktor Solskjaer’in doğru teşhisi ve tedavisi diyorum ben bu değişime özetle.
FIRAT AYDINUS: MÜCADELE EDEN VE GERiYE DÜŞMEYi KABULLENMEYEN BiR TAKIM OLDU
Oyun olarak belki beklenen seviyede gözükmese de, mücadele gösteren ve o anki durumu kabullenmeyen bir çehreye evrildi Beşiktaş. Yakın zamana kadar geriye düştüğü maçlarda dahi bir reaksiyon göstermeyen futbolcu topluluğundan şu anki havaya gelindi. Solskjaer’in, takımın bütünü göz önüne alındığında tabii ki daha zamana ihtiyacı var. Ama bu kısa dönemde bireysel olarak dokunuşlarının farkı Joao Mario ve Arthur Masuaku gibi oyuncular başta olmak üzere tüm takımda açık bir şekilde hissediliyor.
MEHMET ARSLAN: iKi TAKIMA DA ŞU MESAJI VERDi: BEŞiKTAŞ’I YENEMEZSENiZ ŞAMPiYON OLAMAZSINIZ
İddiasız, saha dışından çok saha içine odaklanan, sakin ve gerçekten çok saygın profil çizdi geldiği günden beri Ole Gunnar Solskjaer. Futbolcuyla örülen görünmez duvarı bu yapısıyla yıktı. Kaliteli ama şans bulamayan oyuncuları geri kazandı. Şimdi Türkiye Kupası ve Avrupa kupalarına katılma hedefine yürüyor. Bir üçüncü hedefi daha var; şampiyonu belirlemek. Beşiktaş’ı yenemezseniz şampiyon olamazsınız. İki takıma da bu mesajı verdi. Ve bu bir gerçek. Süper Lig’in şampiyonunu Beşiktaş belirler.
4) İfab, 6 saniye kuralını 8 saniye ve korner olarak değiştirdi, hakemlerin kaptanlarla diyaloğuna izin verdi. Değişiklikleri nasıl buldunuz?
FIRAT AYDINUS: BU iŞ KALELERiN ÜSTÜNE SANiYE SAYACI KOYMAYA KADAR GiDER
Bazısı denenecek, bazısı uygulanacak olan bu yeni kurallarda kafa karıştırıp polemik yaratacak olanlar da var, olumlu sonuç verecekler de... Örneğin 6 saniye kuralının yeni modelinde ilk 3 saniye sonrası 5 saniyeyi hakem gösterecek sayarken... Bu durumda şunları yaşamamız muhtemel olacak: 1-) Hakem hızlı saydı, yavaş saydı. 2-) Tam 5 dediğinde NBA’deki potaya basket atışında olduğu gibi kaleci topu elden çıkardı, çıkarmadı, degaj yapmak için topu havaya doğru hafif attığında hâlâ kontrolünde mi, değil mi? Biraz egzajere edersek; sonraki seneler bunun geri sayımını VAR’a bırakma veya basketboldaki gibi kalelerin üstüne zamanı gösteren, geriye doğru saniyeleri sayan sayaç koymaya kadar gider bu durum.
GÜNTEKİN ONAY: YENi JENERASYON 90 DAKiKA MAÇ iZLEMiYOR, ÖZETLERiNi iZLiYOR
Futbolun temel problemlerinden birincisi oyunun çok fazla durması. Özellikle bizim ligimizde. Yeni uygulanması düşünülen kurallar futbola çok fazla şey katacak değişiklikler değil. Yapılması gereken; oyunu çirkinleştirmenin ve yavaşlatmanın önüne geçilmesi. Buna yönelik tedbirler alınması ve oyunun hızlanmasının sağlanması bence daha doğru olur. Özellikle yeni jenerasyon günümüzde 90 dakika maç izlemiyor. Ben oğlumdan biliyorum, futbolu seviyor ama maç özetlerini izliyor.
MEHMET ARSLAN: HAKEMLER KALECiLERiN 8 SANiYEYi GEÇiRMELERiNE iZiN VERMEMELi
Bu değişiklikleri Barcelona efsanesi Gerard Pique’nin “0-0’lık beraberliklere 0 puan verilsin” önerisiyle birlikte okumamız gerekir. Gol, futbolun vazgeçilmezi. İFAB da bu değişikliklerde golü amaçlıyor. Daha çok atak, daha çok gol. Ama 8 saniyede itirazım var. Keşke 6 saniye olarak kalsaydı. 6 saniyede kaleci topu oyuna sokmazsa, rakip takım korner kazansaydı daha iyi olurdu. Bu kuralın uygulanması sırasında hakemlere çok iş düşecek. Kalecilerin o 8 saniyeyi geçirmelerine asla izin vermemeliler.
UĞUR MELEKE: 6 SANiYE KURALI KAĞIT ÜZERiNDE KALMIŞTI 8 SANiYE DAHA GERÇEKÇi BiR SÜRE
Altı saniye kuralıyla ilgili değişiklik çok olumlu. Çünkü artık kağıt üzerinde var olan ama uygulamada ölmüş bir kaideydi o. Hem sekiz saniye daha gerçekçi bir süre. Hem de korner daha âdil bir ceza. Spesifik durumlarda hakemlerin sadece kaptanlarla diyalogu da zaten bir süredir test ediliyor, çeşitli turnuvalarda uygulanıyordu. Özellikle VAR incelemelerinde kaos oluyor bazen sahanın içi. Hakem sahayı dolaşıp 20 kişiye anlatıyor aynı şeyi. Burada da yapılan değişiklik olumlu.