Fenerbahçe'nin hayati puan kaybı sonrası Mourinho'ya eleştiri: Herkes gördü bir tek Mourinho göremedi! Modası çoktan geçti
Güncelleme Tarihi:
Fenerbahçe, dün akşam Süper Lig’in 32’nci haftasında sahasında ağırladığı Kayserispor 3-3 berabere kalarak şampiyonluk yarışında yara aldı. Hürriyet yazarları Uğur Meleke ve Fırat Aydınus, Sarı-Lacivertlilerin Kadıköy'deki kritik puan kaybını köşe yazılarında değerlendirdi.
Süper Lig’in 32’nci haftasında Fenerbahçe, evinde Kayserispor’u ağırladı. Ülker Stadyumu’nda saat 19.00’da başlayan karşılaşmada Oğuzhan Çakır düdük çaldı.
İLK YARI BERABERE TAMAMLANDI
7’nci dakikada Kayserispor öne geçti. Orta alanda topu kazanan Gökhan Sazdağı, pasını savunma arkasına koşu yapan Ramazan Civelek’e gönderdi. Topla birlikte ceza sahasına giren Ramazan’ın sağ çaprazdan Livakovic ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda meşin yuvarlak ağlarla buluştu: 1-0. Mücadelenin 36’nci dakikasında Maximin’in sol taraftan ceza sahasına girdikten sonra kale önüne çevirdiği top kaleci Bilal’den sekerek Talisca’da kaldı. Talisca’nın vuruşu beraberlik golünü getirdi: 1-1. Karşılaşmanın ilk yarısı 1-1 berabere bitti.
FENERBAHÇE'YE 90+3 ŞOKU
49’uncu dakikada sağ taraftan gelen Gökhan Sazdağı’nın ortasında Nazon’un vuruşu takımını öne geçiren golün gelmesi ile sonuçlandı: 2-1. 64'üncü dakikada Maximin attığı golle durumu berabere getirdi. Kostic’in ortasında kaleci Bilal topu yumrukladı. Dönen topu kontrol altına alan Maximin topu ağlara gönderdi: 2-2. 76’ncı dakikada ceza sahasının içerisinde Skriniar’ın dokunduğu top Gökhan Sazdağı’nın eline çarptı. Oyunu devam ettiren Oğuzhan Çakır VAR’dan gelen uyarının ardından pozisyonu izleyerek penaltı kararı verdi. Penaltı noktasında Talisca’nın vurduğu top 79’uncu dakikada ağlarla buluştu: 3-2. 90+3’te Gökhan Sazdağı’nın ortasında Talha Sarıaslan golünü atarak skoru eşitledi: 3-3. Fenerbahçe evinde konuk ettiği Kayserispor ile 3-3 berabere kaldı.
HÜRRİYET YAZARLARINDAN FENERBAHÇE YORUMU
Fenerbahçe'nin Kayserispor'la evinde berabere kalıp lider Galatasaray'ın kazandığı hafta puan kaybetmesini Hürriyet yazarları Uğur Meleke ve Fırat Aydınus bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında değerlendirdi.
FIRAT AYDINUS: HERKES GÖRDÜ BİR TEK MOURİNHO GÖREMEDİ!
Kayserispor'un üçüncü golü adeta bağıra bağıra geldi. Kayserispor, kapalı savunma bloğu ile alan daraltıp savunmayı ileri çıkartarak Fenerbahçe’yi önde karşıladı. Kaptığı toplarla hücuma çıkmayı hedefleyen sarı kırmızılıların bu planı, Ramazan’ın 7. dakikada attığı golle tuttu. Bu golde topu rakibe kaptıran Szymanski’nin büyük hatası vardı. Fenerbahçe bu defansa karşı önce uzun toplarla oynamaya çalıştı, araya sızmaları denedi. Fakat Talisca ve En-Nesyri ile bunu başaramadı. Akabinde Saint-Maximin’in kanadından gole ulaşmayı denedi. 30. dakikadan sonra tam olmasa da kısmen baskı kurmaya çalıştı ve Saint-Maximin’in soldan bindirmelerinin karşılığında golü buldu. Bu golde de önce Karimi sonra kaleci Bilal’ın hatası öne çıktı.
JAKiROViC’iN PLANI TUTTU
Kayserispor Teknik Direktörü Jakirovic’in elindeki malzemeyle hazırladığı plan ilk yarı itibariyle tamamen tuttu diyebiliriz. Bu bölümde Fenerbahçe adına Saint-Maximin etkili gözüktü. Biri Türkiye Kupası olmak üzere son 4 resmi maçta 3 kez yenik duruma düşen Fenerbahçe, Kayseri karşısında ilk yarıyı 1-1 tamamlayabildi. Uzun top ve ortalara ihtiyaç duyulan böyle bir 45 dakikada son zamanların en formda oyuncusu Kostic’in çok arandığını da söylemek lazım.
50. DAKiKAYA KADAR KÖTÜYDÜ
Trabzonspor ve Sivasspor maçlarını baz alarak, ikinci yarıya hızlı başlar diye düşündüğümüz Fenerbahçe, 48. dakikada Gökhan Sazdağı’nın Mert Müldür ve Fred’in yanından adeta elini kolunu sallayarak ceza sahasındaki Nazon ile buluşturduğu topla 2-1 geriye düştü. Ardından Mourinho’dan Dzeko hamlesi geldi. 50. dakikaya kadar kötü bir Fenerbahçe vardı ama yediği 2. golden sonra rakip kaleyi ablukaya alan sarı lacivertli takım, skoru 3-2’ye getirene kadar bireysel özelliklerin ön plana çıktığı bir takım görüntüsü sergiledi.
3-3’LÜK SKORU KABULLENDiLER
Talisca'nın penaltıdan attığı 3. golden sonra Kayserispor’un golü neredeyse bağıra bağıra geldi. Stattaki ve ekran başındaki herkes gördü, bir tek Mourinho görmedi. İlk golün asistini yapan Gökhan Sazdağı, bu kez Talha’ya harika bir orta yapıp skoru belirleyen golü attırdı. Bu maçın en ilginç yönü, 90+4’te gelen Kayseri golünden sonra uzatmaların bitmesine 3 dakika kalmasına rağmen Fenerbahçeli hiçbir oyuncunun, “Topu alalım hemen oyuna başlayalım” reaksiyonu yoktu. Tüm futbolcular skoru kabul etmişti. Sonuçta mağlubiyetten farksız olan bu beraberlikle Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında ağır darbe aldı.
UĞUR MELEKE: THE OUTDATED ONE (MODASI ÇOKTAN GEÇMİŞ BİRİ)
Fenerbahçe için bu sezonu kabaca üç perdeye ayrılabiliriz: Ligin ilk devresi, Mourinho’nun takımını tanıma süreci gibiydi. İnişli çıkışlı bir grafik. Kadro ve oyun istikrarı sağlanamayan bir dört ay. Bunun neticesi olarak da 2024’ü lider Galatasaray’ın 8 puan gerisinde kapattı sarı lacivertliler.
Sezonun ikinci perdesi yeni yılla birlikte start aldı. Ocak’ta Mourinho 3-4-1-2 formasyonuna geçti. Savunma liderliğini yeni transfer Skriniar’a verdi, Yusuf Akçiçek’i sol stoper olarak kullanmaya başladı. Yeni kanat bekler Oğuz ve Kostic müthiş çıkış yakaladılar. Çift santrforlardan Dzeko besleyici, Nersyri bitirici olarak konumlandılar. Bu 3-4-1-2 ile 25 resmi maçlık bir oyun istikrarı yakalamıştı Fenerbahçe. Bu sayede ligdeki 8 puanlık farkı da üçe indirmişti.
FENERBAHÇE’NiN STABiL SÜRÜMÜNÜ YOK ETTi
Ancak Mourinho bence kendi eliyle bulduğu doğrulardan yine kendi kendine uzaklaştı. Ne olduysa kupada Galatasaray’a kaybedince oldu. Ligde sıradaki Trabzon maçına hem 7 oyuncu, hem de formasyon değişikliğiyle çıktı. 4-2-3-1’e geri döndü, kanat bekler Oğuz-Kostic’i çok iyi oynarlarken kesmeye başladı. Bu formasyonla ve oyuncularla Trabzon’la Sivas’ı yendi. Ancak Trabzon ve Sivas ilk yarılarında yine ortada iyi bir futbol yoktu. Oyun istikrarsızlaştı. Fenerbahçe’nin stabil sürümünü kendi eliyle yok etti Mourinho. Ve skorlara aldanarak yaptığı hamlelerin işe yaradığını düşündü. Oysa oyun gerilemişti.
Fenerbahçe’nin dünkü Kayserispor ilk 11’i ve taktiği ise sadece bir orta-kafa-gol oyunuydu. Dzeko sahada bağlantı oyuncusu olarak yer almadığında oyun kilitleniyor: Fenerbahçeliler topu Maximin’e veriyor, Fransız oyuncu bir çalım atıp başarabilirse bir orta kesiyor, Nesyri ile Talisca da vurmaya çalışıyorlar. Bu, bir büyük takımın son 15-20 dakikalık stratejisi olabilir. Ancak ana taktiği olmamalı. Bu kadar çok yıldız oyuncusu olan bir takımın ana planı orta-kafa-gol ise sorun hocadadır. Demeçlerinde hâlâ “özel biri” olduğunu iddia eden, sahaya yansıttıklarıysa son derece demode kalan bir hoca. Modası çoktan geçmiş bir hoca.