Güncelleme Tarihi:
Beşiktaş, Süper Lig'in 32. haftasında Göztepe'ye konuk oldu.
Göztepe ve Beşiktaşlı taraftarların büyük ilgi gösterdiği maçta tribünlerde boşluk kalmadı.
Siyah-beyazlılar, ilk yarıyı Rafa Silva'nın attığı 10. dakikada attığı golle 1-0 önde tamamladı.
İkinci yarıya hızlı başlayan Göztepe, 46. dakikada İsmail Köybaşı'nın ceza sahası dışından attığı muhteşem golle skorda dengeyi sağladı.
Mücadelenin kalan bölümünde başka gol olmadı ve takımlar sahadan 1-1'lik beraberlikle ayrıldı.
Bu sonucun ardından Beşiktaş bir kez daha 3. sıraya yükselme fırsatını tepmiş oldu ve haftayı 49 puanla 5. sırada tamamladı.
Ligdeki galibiyet hasreti 11 maça çıkan Göztepe ise 40 puana yükseldi.
GÜNTEKİN ONAY VE UĞUR MELEKE'DEN BEŞİKTAŞ DEĞERLENDİRMESİ
Beşiktaş'ın Göztepe deplasmanında bıraktığı 2 puanı ve sergilediği oyunu Hürriyet yazarları Güntekin Onay ile Uğur Meleke, bugün kaleme aldıkları köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar;
GÜNTEKİN ONAY: BİRİLERİ BUNU SOLSKJAER VE BEŞİKTAŞ’I YÖNETENLERE HATIRLATMALI!
Beşiktaş'ın maçlarını yorumlamak ve analiz etmek gerçekten de çok zor. Takımın bir istikrarı yok. Saha içi organizasyonunda ciddi eksikler var. Akıcı ve devamlılık arz eden bir oyun yok. Rafa Silva dışında top ayağına gelince heyecanlandıran bir futbolcu yok. 3’üncülük yarışında Samsunspor son 7 maçta sadece Adana Demirspor’u yendi ancak Beşiktaş da galibiyeti unuttuğu için hâlâ Samsunspor’un gerisinde.
TOPA HAKİM OLDU FAKAT...
Dün Beşiktaş ilk yarıda hazırlanış bakımından attığı mükemmel gol dışında Göztepe kalesine şut dahi atmadı. Halbuki oyunu ele almış, topa sahip olan takım siyah beyazlılardı. Dün yorulana kadar Oxlade-Chamberlain’i beğendim. Beşiktaş’ın golünde Milot Rashica’ya attığı ara pası harikaydı. Baskı yediği bölümlerde de iki stoperin iyi oyunlarıyla ayakta kalan Beşiktaş, Arthur Masuaku, Gedson Fernandes ve Jonas Svensson’un mücadele güçleriyle maça tutunmaya çalıştı.
GOL SORUNU YAŞAMASI NORMAL
Beşiktaş, elinde İmmobile gibi bir santrfor varken neden Mustafa Hekimoğlu ve Semih Kılıçsoy ile oynuyor? Bunu yönetim mi istiyor? Yoksa Ole Gunnar Solskjaer’in tercihi mi?
İyi oynar, kötü oynar ama alternatifi yoksa Ciro İmmobile o tahtaya yazılır. Aksi takdirde çok doğal bir şekilde gol sorunu yaşarsınız. Beşiktaş’ın maaşını ödediği halde antrenmana çıktığı halde İmmobile’yi neden kulübeden oturttuğunu açıklaması gerekiyor.
Hatırlatmakta fayda var; bu sezon 32’nci hafta itibarı ile Mustafa Hekimoğlu’nun golü ve asisti yok. Semih Kılıçsoy’un da 1’i penaltıdan sadece 3 golü var.
Beşiktaş, formasının olduğu her yerde sahaya kazanmak için en güçlü kadrosuyla çıkar. Birileri bunu Solskjaer ve Beşiktaş’ı yönetenlere hatırlatmalı.
UĞUR MELEKE: GENERALSİZ SAVAŞILIR, ASKERSİZ SAVAŞILMAZ!
7 Nisan Pazartesi akşamı Kasımpaşa Stadı’ndaki ilk devrenin ardından bir karar verdi Ole Gunnar Solskjaer: Generalsiz savaşılır, askersiz savaşılmaz...
Beşiktaş o gün ilk 45 dakikada sahada “gamsız generaller ordusu” gibiydi. Immobile’nin adı var ama kendisi yok. Joao Mario sadece top ayağına gelirse oynamayı hatırlıyor. Muci de sanki gönüllü veteran gibi dolaşıyor sahada. O maçın ardından gelen Başakşehir yenilgisiyle Norveçli teknik adamın kararı kesinleşti, generalleri kulübeye yanına oturttu. Dün İzmir’de askerlerden oluşan bir 11 sürdü sahaya.
Beşiktaş’ın asker ağırlıklı dünkü 11’i kalite terazisinde belki biraz daha hafif. Ama mücadele tartısında ağır. Göztepe’nin tam 6 uzunla (Heliton, Bokele, Taha, Dennis, Romulo ve Emersonn’la) çıktığı maçta rakamsal olarak çok kısa kalmasına rağmen havada adeta vuruşarak savaştı siyah beyazlılar. İzmir temsilcisinin uzun toplarını çoğunlukla Emirhan-Paulista karşıladı, Göztepe’nin önde baskısına zaman zaman Beşiktaş da uzun metrajlı oynayarak yanıt verdi. O noktada da çalışkan öğrenci Mustafa devreye girdi. Dün sahada kaldığı süre boyunca iyi mücadele etti genç oyuncu.
GÜRSEL AKSEL’DE TÜYLER DİKEN DİKEN
Doğrusu bu sezon Gürsel Aksel’de oynanan her maçı izlemekten büyük keyif alıyorum. Tüm zamanların en iyi albümlerinden biri olan, beni de ortaokul yıllarıma götüren Medcezir’le başlıyor her maç. Tüyler diken diken oluyor. Sonra da sahada planı olan, ne yaptığını bilen, bazen yenen-bazen yenilen ama muhakkak yüzde yüzünü veren bir takım seyrediyoruz.
Dün de öyle oldu. Terlerinin son damlasına kadar yeşil çimlere bıraktılar. Sezon başından beri bazı oyunculara aşırı yük bindi. Bokele dün bu yükü kaldıramadı. Djalma ve Juan sakat. Solet sakatlandığından beri zaten orta sahada onun eksikliğini hissediyorlar. Bir de son haftalarda bir gol sıkıntısı çekiyorlar, dün de Romulo ve Emersonn birer ofsayta takıldılar, Kubilay’ı da Mert durdurdu. Ancak bitime 6 hafta kala 40 barajına ulaşmaları da gayet iyi bu genç kadroyla. Üstelik perşembe akşamı da kupada tarihi bir yarı final oynayacaklar.