Paylaş
Özellikle Hyde Park çok büyük bir yeşil alana sahip. Kuğular, ördekler, köpekler bebeğinizin ilgi alanına girebilir. Çok kalabalık bir şehir olmasına rağmen sokaklar, caddeler oldukça düzenli ve temiz. Araba sürücüleri çok kibar. Her zaman yayalara öncelik tanıyorlar.
Londra’da en sevdiğim bir diğer özellikse adım attığımız her kafe ve restoranda bebek mama sandalyesi ve bebek bakım odası bulunması oldu. Bu iki unsurun biz anneler için ne kadar önemli olduğunu tahmin edemezsiniz. Onca ülke gezdim ama bu kadarını hiçbir yerde görmedim.
Aynı zamanda yemek yediğimiz birçok restoranda ‘kids menu’, yani çocuk menüsü mevcuttu. Bu durum da hayat kurtarıcı olabiliyor. Şehirde taksiler çok pahalı. Uber kullanımı oldukça yaygın olduğu için daha uygun fiyatlara seyahat etmek isterseniz bu uygulamayı tercih edebilirsiniz. Bazen uzun yürüyüşler yorucu olunca toplu taşımaları kullanmak gerekebiliyor.
Şehirde gezerken bebek arabanızın da sizinle birlikte geldiği varsayarsak oldukça şanslısınız. Çünkü yollar dümdüz. Kırık çıkık yok. Yaya yoluna park etmiş arabalar veya kaldırımda motosiklet kullananlar yok…
Gezilecek ve fotoğraf çekilebilecek önemli yapılar birbirine yakın. Yürüyüş yapmayı seviyorsanız eğer bebek arabanızla birlikte kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Uzak kalan yerlere meşhur kırmızı otobüsleri veya da metroları kullanarak varabilirsiniz. Otelinizi mutlaka şehir merkezinden ayırtın. Böylelikle ulaşmak istediğiniz yerlere gitmek için Londra’nın meşhur trafiğinden kurtulmuş olup zamandan kazanabilirsiniz.
Hava çok geç kararıyor
Gün batımı akşam 21.30 sularını buluyor. Böylelikle günden kazanmış olup zamanınızı güzelce değerlendirebilmiş oluyorsunuz. Bebekle tatil, tek başınıza yaptığınız tatilin belki üç katı yavaş olunca günün bu kadar geç bitmesi yanınıza kâr kalıyor diyebilirim…
Fotoğraflar: Alkan ZOR
Paylaş