Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti

Klasik Yunan döneminde İyonya'nın on iki şehrinden biri olan İzmir'in Selçuk ilçesindeki Efes Antik Kenti, yerli ve yabancı turistin yıllarca ziyaret ettiği en popüler adres… Tarihi Millattan Önce 9 binli yıllara kadar uzanan ve UNESCO Dünya Miras Listesi’ne bulunan antik kentteki görkemli mimari yapıları görmek için yola çıkmanın şimdi tam zamanı…

Haberin Devamı

Helenistik ve Roma döneminin üstün kentleşme, mimarlık ve dini tarihine ışık tutan simgelerini barındıran Efes Antik Kenti'nde, farklı dönemlere ait en önemli mimari ve kent planlama örnekleri bulunuyor. Hristiyanlar tarafından hac mekânı olarak kabul edilen Meryem Ana Evi ve Beylikler döneminde inşa edilen İslami yapılarla Efes, aynı zamanda dini tarih açısından önemli birikime sahip. Türkiye'nin en güzel antik şehirleri arasında yer alan Efes'te dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nın bulunması, bölgenin cazibesini de arttırıyor.

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti

Pandemi öncesinde kente gitseydiniz, sizi hediyelik eşya satan satıcılar mıknatıs gibi çekecekti. Otoparkta park için münakaşa eden kişilerin yarattığı kargaşa ortamı ve bir taraftan gişe önünde yüzlerce kişinin kuyrukta beklediğini görmek sizi oldukça şaşırtacak ve daha gezmeden yorulacaktınız. Bu nedenle hazır normalleşmeyle birlikte yeni yeni seyahat ediliyorken ve şu sıralar çok da kalabalık değilken Efes’i ziyaret etmenin tam zamanı…

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti


Efes’in dünya harikası: Artemis Tapınağı

Artemis Tapınağı antik kentin 1,5 kilometre kuzeydoğusunda, Selçuk ilçe merkezinin ise batı çıkışında yer alıyor. Tapınak 1869 yılında, İzmir-Aydın demiryolu yapımında görevli İngiliz mühendis J. T. Wood tarafından, British Museum adına yapılan ve yedi yıl süren kazılar sonucunda ortaya çıkartılmış.

Haberin Devamı


Antik dünyanın yedi harikasından biri olan tapınak, ana Tanrıça’nın tapım merkezi olarak düşünülüyor. Bugün ise tapınağın yerinde, kolonlardan oluşmuş sütun ve mermer blok haricinde pek bir şey bulunmuyor. Roma yıllarından önce İskender'in Pers hegemonyasından burayı kurtarmasından sonra Perslere ödenen verginin tapınağa ödenmesi emredilir ve kısa sürede sermayesini çoğaltan tapınak, bankerlik faaliyetlerinin ana üssü olur. Bu arada şuna da değineyim kazılar sırasında sütunların ve üstlerinde frizler bulunan mimari blokların bir kısmı British Museum’a götürüldü.

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti


Efes'in en görkemli yapılarından biri: Celsus Kütüphanesi

Limandan başlayıp Arkadiane caddesine doğru ilerlediğinizde tiyatronun önüne çıkarsınız. Cadde 11 metre genişliğinde, Anadolu'da bulunan antik kentlerin en ferah yoludur diyebilirim. Tiyatronun önünde bir tarafına agorayı almış mermer cadde Celsus Kütüphanesi ve hamam kompleksinden oluşan ‘Aşk Evi’ bulunur. Celcius ( Selsiyus) Kütüphanesi Efes'in en görkemli yapılarından. 1978 yılında restorasyonu yapılıp yeniden kurulan anıtın 9 şiddetinde depreme dayanması için altına kurşun plakalar yerleştirilmiş. Efes'e ilk defa gelen ziyaretçilerin odak yeri olan kütüphane, geçmiş çağlardaki insanların evrensel dünyayla kurduğu bir bağ görevini üstlenmiş. Yeri gelmişken 3 bin yıl önce yazılmış bir Likya şiiri geçmişle gelecek arasındaki bağı ne güzel özetlemiş…

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti

Haberin Devamı

Beni bulamazsan üzülme,
Eşyalarımı bulacaksın.
Kestiğim taşları, açtığım yolları,
İşlediğim heykelleri bulacaksın
Ve göreceksin ki binlerce yıl öteden,
Parmak izlerimiz değecek birbirine...

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti

Kütüphanenin karşısında Kuretler Caddesi'nin yokuşu, hemen caddenin başında sağda teras evler bulunuyor. Caddenin devamında üst sınıfların kullanımına ayrılmış özel bir agora, Efes'e gelen en özel en seçkin ziyaretçilerin kabul edildiği Prytaneion, meclis binası ve müzik dinletilerinin yapıldığı Odeion karşılayacak sizi…

Uygarlıkların beşiği: Efes Antik Kenti

‘Keçi Kalesi’ne uğramadan dönmeyin

Yakınlarda Belevi köyü var. Köyün olduğu bölgedeki dağda Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait ‘Keçi Kalesi’ bulunyor. 300 metre yükseklikte, Menderes Ovası’nın tamamını görebileceğiniz bu özel yerin eskiden ticaret yollarını kontrol edebilmesi ve dışarıdan gelecek herhangi bir tehlikeye, tehdide karşı halkı haberdar etmesi açısından çok önemli bir yeri varmış, Rivayete göre fethedilmesi güç olan kaleyi ve şehri ele geçirmek isteyen bir komutan keçilerin boynuzlarına fenerler bağlayarak, kalenin yolunu tutmuş. Kalede bulunan nöbetçi askerler keçileri askeri ordu sanarak kaleyi terk etmişler ve böylelikle hiçbir kan dökülmeden kale ve şehir ele geçirilmiş. Bundan dolayı buraya ‘Keçi Kalesi’ deniyor. Harika bir panoramik manzara…

Yazarın Tüm Yazıları