Paylaş
Bir yere seyahat etmeden önce mutlaka gideceğim şehirle ilgili notlar alır, okur, o yere aşina olurum, bilinçli gezerim. Kışın gitmemin nedeni de tahmin edeceğiniz gibi donan ve karlar altında kalan Çıldır Gölü’nde kızak yapmak... Kars’a gittiğimde hava açık ve sıfırın altında 5 dereceydi… ‘Bebek mavisi’ derler ya mavinin en açık tonuna bürünmüştü gökyüzü… Aşağıda karlı dağlar, sanki gökyüzüyle birlikte tablo oluşturmuştu. Her yer bembeyazdı...
Otele giderken Rus döneminden kalma Rus mimarisini yansıtan harika evler gördüm ama maalesef kendi hallerine bırakılmıştı. Otele girişte müthiş bir sürpriz karşılama beni bekliyordu. Akordeon ve nara eşliğinde Kars yöresine özgü peynir çeşitleri ikramıyla otelimize giriş yaptık. Hemen eşyalarımızı bırakıp vadi boyunca nehir kenarında yürüyüşe gittik. Nehir sanki geçmişten dersler almış gelecekten haber verir gibi bize çağlıyordu.
Biraz edebiyat biraz tarih
Ben Kars'a edebiyat şehri diyorum. Çünkü George Gurdjieff’in çocukluğu Kars'ta geçmiş. Gurdjieff, 20. yüzyılın ruhani gurusu… 4. Yol öğretisi ile Avrupa ve dünyada geniş kitlelere ulaşan bir filozof… Sadece Gurdjieff değil, Ermenilerin ulusal şairi Yeğişe Garentz'in çocukluğu Kars'ta geçmiş. Rusların Ulusal şairi Puşkin Kafkasya'ya sürgüne gönderildiğinde Kars Taş Köprü yanında bulunan Cuma Hamamı’na gelirmiş. Bunların dışında Kars demek Kâzım Karabekir de demektir. Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Cephesi komutanlığı yapan Kazım Karabekir Paşa, Ermenilerin eline geçen Sarıkamış, Kars ve Gümrü kalelerini geri alarak Kars'ın kurtarıcısı haline gelmiş… Tabii ünlü vatan şairimiz Namık Kemal'i de unutmamak lazım… Onun da çocukluğu Kars'ta geçiyor. Ayrıca güzel şehir Kars, buram buram Mustafa Kemal Paşa kokar. Ermeni, Rus, Malakan izleri hüküm sürdüğü için harika bir etnik grup mozaiği oluşmuştur. Hatta size beni derinden etkileyen bir film önerisinde bulunacağım, izlerseniz Malakanlıların buradan neden göç ettiklerini anlamış olacaksınız. Tarık Akan'ın ‘Deli Deli Olma’ filmi Kars'ta geçiyor ve filmi seyrettikten sonra gözyaşlarınıza engel olamayacaksınız. Tarihi bu filmde yaşayacaksınız.
Her yer bembeyaz
Şehirde kar öylesine donmuş ki buzlu yollarda yürümeniz için sağlam, kaymayan botlar giymeniz ve dikkatli yürümeniz gerekiyor. Doğunun soğuğu hiçbir yere benzemez, güneşe aldanmayın sıkı giyinin…
Şehirde gezmenizi istediğim Kafkas Cephesi Harp Tarihi Müzesi’nde Sarıkamış'ta hayatını kaybeden şehitlerimizin anısına silikondan yapılmış çarıklar ve üzerine yerleştirilmiş mumlar görünce gözyaşlarıma hâkim olamadım. Hele Mübadele sırasında görev yapan doktorlarımızın hastane yataklarında hastalarla ilgilenirken silikondan yapılmış bir canlandırma sahnesi vardı ki, mutlaka tanık olmalısınız…
Çıldır Gölü sen ne güzelsin…
Kars’ın en özel yerlerinden Kümbet Camii… Kral Abbas tarafından 930'lu yıllarda yapılmış Ermeni kiliselerinden aslında… Kars'ta yapılan kazılarda bulunan tarihi eserler 1981 yılına kadar burada muhafaza edilmiş. Yani müze olarak da kullanılmış. 1993 yılından bu yana da tekrar camii olarak ibadete açılmış. Kars’a gelmişken şehir merkezine bir saat uzaklıktaki Çıldır Gölü’ne de gitmelisiniz. Dünyada suyunu içebileceğiniz nadir göllerden Çıldır Gölü… Karların üzerine yatmalısınız, donan gölde mutlaka atlı kızaklarda gölün üzerinde bembeyaz karlı dağlara doğru süzülmeli, o sonsuzluk hissini tatmalısınız…
Kars’ın eşsiz lezzetleri
Kars gravyeri, Malakan peyniri, karakovan balı ve enfes kaymakların tadılacak lezzetlerin başında geliyor. Ayrıca şehir merkezinde ev şarabı, salep servisi verecek taştan yapılma harika bir kafe var Bahane Kafe… Mutlaka uğrayın, Instagram için çok güzel fotoğraflar çekeceğiniz garanti… Kafenin tam karşısındaysa hediyelik eşya satan aynı yere ait dükkân var. Geleneksel şapka ve berelerden mutlaka almalısınız…
Paylaş