Paylaş
Dünyanın kendi kendini temizleyebilme özelliğine sahip olan ender yerlerden birisi olan Saros körfezi, 60 km’lik bir sahille çevrili, su altı akıntılarının fazla olması, kent ve sanayileşmenin olmaması sebebi ile Ege denizinde yer alan en temiz bölgelerden birisi. Bu sularda 144 cins balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür sünger yetişiyor. Dolayısyla su altı fotoğrafçılığı ve dalış sporu için de vazgeçilmez yerlerden. Dalış sporu ile uğraşanlar arasında oldukça popüler olmasına rağmen, Kaş, Kalkan, Antalya veya Bodrum ile karşılaştırıldığında değerinin çok altında bir bilinirliği olduğunu düşündüğümüz Saros körfezinde, ilk dalış deneyimimizi yaşamak için biz de İbrice koyunu tercih ettik.
1970'li yıllarda burada dalış yapan Kaptan Cousteau’nun “Kızıldeniz'in kuzey versiyonu” tanımını yaptığı Saros körfezinde yer alan İbrice, Keşan Belediyesine bağlı Mecidiye köyünde yer alıyor. İstanbul’a sadece 250 km uzaklıkta olan bu koya İstanbul’dan Tekirdağ- Malkara istikametine devam edip, Mecidiye yolunu takip ederek kolaylıkla ulaşabiliyorsunuz. Ayrıca, İstanbul'dan otobüs ile gelecek olanlar, Keşan Otogarında indikten sonra, İbrice'ye minibüs ile rahatça ulaşabiliyor.
İbrice Limanı, biri balıkçı teknelerin park alanı ve dalış teknelerinin hareket noktası, diğeri ise dalgıçların deniz ile buluştuğu iki küçük koydan oluşuyor. Tarihi liman, dalgalara kapalı bir haliç çevresinde kurulmuş. Edindiğimiz bilgiye göre, zamanında, İzmir’den Gökçeada’ya gelen gemiler, yüklerini bu limana boşaltırlar, develerle Uzunköprü’ye taşınan ticaret malları buradan da trenle İstanbul’ a gönderilirmiş. Zamanında bu limanda gümrük binası, hamam, ticaret mağazası gibi üniteler bulunurmuş. Şimdi, yalnızca kalıntıları görülen binalar, bölgenin ikinci derece SİT alanı olması nedeniyle maalesef yıkılmış durumda. Limanda artık sadece bir adet kafe, birçok dalış merkezinin ofisi ve çadırlar bulunuyor.Yani İbrice artık adeta bir dalgıç koyu..
Derinliğin 45 metreye kadar gitmesinden dolayı İbrice koyunda derin dalış olanağı bulunuyor. Savaştan kalma batık gemiler için yuva görevi yaptığından, bölgenin en iyi balık çıkan yeri de burası. Bu sebeple, daha denize adımınızı atar atmaz yanınızdan geçen irili ufaklı bir çok balık ve birbirinden farklı deniz canlılarını görebiliyorsunuz. Durum böyle olunca da neredeyse tüm dalış okulları, teorik eğitimlerinden sonra 1 yıldız pratik dalış eğitimlerini vermek için Saros'a geziler düzenliyor.
İbrice’de Konaklama:
İbrice'ye hafta sonu eğitim için gelen kulüpler genellikle çadır konaklama yapıyorlar. Limanda çadırınızı kurabileceğiniz bir çok alan mevcut. Dalışların yapıldığı küçük koyda yer bulabilirseniz ne ala, ama bulamazsanız da limanın etrafında kısa bir yürüyüş ile en sakin ve güneş almayan noktaya konabilirsiniz.
İbrice limanına uzanan yol boyunca ve geçtiğiniz Mecidiye köyü içinde birçok pansiyon, kamping alanı, motel göreceksiniz. Ayrıca İbrice'ye yaklaşık 20 dakika mesafede yer alan Erikli, Patara ve Side’den sonra, Türkiye’deki en büyük sahil kumsalı olma özelliğine sahip. Erikli kumsalında tercihinize göre denize nazır çadırınızı kurabilir, karavanınızı park edebilir ya da bir pansiyona yerleşebilirsiniz zira özellikle yaz döneminde her iki evden birisi kiralık. Muhteşem bir kumsalı ve eşsiz bir denizi olan Erikli, restoranlar, süpermarketler, açık halk pazarı bulabileceğiniz, oldukça gelişmiş bir sayfiye yeri.
İbrice’de Dalış:
Öncelikle internetten biraz araştırma yaparak, YDM, İbrice Dalış Merkezi ve Mavi Ege başta olmak üzere birkaç alternatif arasından tercih ettiğimiz İbrice Dalış Merkezini arayarak rezervasyon yaptırdık. Limana iner inmez tüm dalış merkezleri inci gibi dizili durumda olduğundan ofisi bulmamız hiç de zor olmadı.
Daha önce dalış yapmamış olanlar için, yarım saat veya 15 dakikalık iki keşif dalışı seçeneği mevcut. Biz tabii ki yarım saat olanı tercih ettik. Ofiste verilen teorik eğitim sonrası, üzerimizde 20 kilo yük, yanımızda da bize bu dalışta eşlik edecek hocalarımız ile birlikte ürkek adımlarla diğer dalgıçların arasına karıştık. Yavaş yavaş suda ilerlerken, üzerimizdeki yükler hafiflemeye başladı ve kendimizi bu akvaryumun içine salıverdik. İlk hissettiğimiz tabii ki yükselen adrenalin seviyesi ile birlikte gelen büyük bir korku, nefesimizin kesildiğini hissettiğimiz anda beliren bir panik duygusu.
Dalıştan belki iki dakika, ama bize iki saat gibi gelen bir süre sonra, baş parmak yukarı komutu ile hemen suyun üzerine çıkmak istedik. Uğradığımız şoku atlatmamız için hocalarımızın verdiği kısa telkin seansı sonrası bir deneme daha yapmaya razı olduk. İkinci deneme tabii ki daha başarılı. Artık suyun içinde olmanın, yerçekimsiz bir ortamda, belgesellerde görebildiğimiz bir manzaranın parçası olmanın verdiği hazzı almaya başladık. Balıkları besledik, batıkların arasına yüzdük ve tabii bolca fotoğraf çektirdik. Rüya gibi bir ortamda neredeyse kim olduğumuzu unuttuğumuz bu yarım saat boyunca, hem korku hem zevk, hem mutluluk hem de “Allahım ne işim var burada” gerginliğini aynı anda yaşamanın garip hoşnutluğunu hissettik. Tarifi olmayan, çok ama çok değişik bir duygu gerçekten. Ve dalış artık bizim için kesinlikle tekrarlanacak yepyeni bir deneyim.
Bu yaz yapılması gereken aktiviteler arasına “İbrice’de Dalış”ı eklemeyi unutmayın. Özellikle bir hafta sonu için kesinlikle keşfe değer bir koy olan İbrice’ye kadar gelmişken de Uzunkum ve İtalyan Koyu’nu mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yarım saatlik bir uzaklıkta yer alan Gökçetepe Tabiat Parkı ya da 1 saatlik mesafede, Yunanistan sınırında yer alan Enez ise gezebileceğiniz diğer yerlerden.
Paylaş