Paylaş
1- Bazı yerler hayal kırıklığı olabilir
Viyana’da gezilmesi gereken yerlerden biri olarak Prater mutlaka karşınıza çıkacaktır. Hatta souvenir dükkanlarında Prater’deki büyük dönme dolabı o kadar çok görüyorsunuz ki, şehrin en önemli sembolü sanabilirsiniz. Bizim de defalarca Prater’i duymamız ve görmemiz sonucunda tatil planımıza tabii ki bu yer de eklendi. Prater, aslında bir eğlence parkı. Hız trenlerinden, korku tüneline adrenalini seven her insanı tatmin edebilecek bir yer. Ancak şehrin mutlaka görülmesi gereken yerleri listesine girmesi gerçekten beni şaşırttı. Özellikle Viyana’da birbirinden güzel bu kadar çok yapı varken, Prater’i mutlaka görülmesi gerekenler listenize eklemeseniz de olur.
2- Üşümemek için dikkat
Ağustosta hava gayet sıcak ve güzel. Ancak geceleri üstüme kot ceket almadan dışarı çıkamadım. Viyana’da yaşayan kişilerin söylediğine göre gündüzleri de pek sıcak olmazmış biz iyi zamanda gelmişiz. Bu yüzden siz siz olun yazın dahi gidiyor olsanız bavulunuzu yaparken gece üstünüze alacağınız birkaç şey atın. Zaten kışın kesici bir soğuğu oluyormuş Viyana’nın. Ben yaşamadım ama kışın gidecek kişiler temkinli olmalı.
3- Şnitzel yemeden dönmeyin
Gelelim yeme içme konusuna. Viyana ve şnitzel zihinlerde artık insanlar için muhteşem bir ikili. Benim de en sevdiğim yiyeceklerden biri olduğu için seyahatim boyunca defalarca tattım. Tabi ki ilk başta en ünlü Figlmüller’e gittik. Çok sıra olur dediler bu sebeple tam açılış saati 11’de kapının önündeydik ve daha restoran açılmadan önünde yine de sıra vardı. Bu arada gerçekten tadı efsane diyecek bir şeyim yok. Ancak küçük bir uyarı, porsiyon inanılmaz derecede büyük. Ben önümdekini “Ay yeter çok doydum” diyerek bıraktığımda İstanbul’da yediğim normal bir porsiyona eşit et vardı. Giderseniz mutlaka şnitzeli paylaşın, gitmeden rezervasyon yaptırın ya da tam açılış saatinde (Belki birazcık daha öncesinde) orada olun. Ayrıca Figlmüller’den sonra diğer restoranlarda yediğim şnitzelin tadı da çok farksız değildi. Lezzeti Viyana’daki her şnitzel restoranında üç aşağı beş yukarı aynı. Figlmüller sadece turistik ve biraz isim yapmış. Yani orada değil de başka yerde yerseniz de üzülmeyin…
4- Pazar günleri Viyana
Pazar günleri Viyana’da in cin top oynuyor. Ne açık bir dükkân, ne market bulamadık. Pazar günü resmen tüm şehir tatil. Hatta restoranların çoğu ve kafeler bile kapalı. Neyse ki çeşme suyu Viyana’da içiliyor yoksa gerçekten susuz kalırdık.
5 – Şehri yürüyerek ya da metroyla gezmek
Şehrin içinde ulaşım oldukça kolay. Şehir merkezini Aziz Stefan Katedrali’nin bulunduğu meydan olarak düşünebilirsiniz. Otel ya da AirBnb rezervasyonu için bu bölgeye yakın yerleri değerlendirebilirsiniz. Tatilde metroya binmek yerine yürüyerek keşfetmeyi sevdiğim için bu bölgeden neredeyse her yere rahatlıkla yürüyebildim. Ancak 24, 48, 72 saatlik metro biletleri de yürümeyi sevmeyenler için ideal. Zaten metro hattı da oldukça kolay.
Başka neler yapmalı?
Doğayla iç içe olmayı sevenler için muhteşem bir yer Viyana. Adım başı karşılaştığınız yemyeşil parklarda günün yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Peki at arabasıyla şehirde küçük bir tura ne dersiniz? Müze düşkünleri, Museum Quartier’de mutlaka ilginizi çekecek bir sergi vardır. Müze gezmeyi sevmeyenler de müzeci arkadaşlarını kafelerle çevrili Museum Quartier’de keyifle bekleyebilir. Kahve ve tatlı molalarında meşhur Viyana kahvesini tadabilirsiniz. Viyana kahvesinin hikâyesi ve krallıkla ilgili sırları öğrenerek zamanda küçük bir yolculuk yapmak için ‘Time Travel Tour Vienna’ isimli turistik geziyi şiddetle tavsiye ederim. Şehrin içinde keyifle gezebileceğiniz saraylar da var tabi. Schönbrunn Palace o kadar ihtişamlıydı ki aklımdan hâlâ çıkmıyor. Özellikle bahçesinde biraz yürüyüş yapmak gerçekten çok huzur verici. Ancak tüm sarayı gezmek isterseniz bütün gününüzü ayırmanız gerekir şimdiden uyarayım. Bir de birkaç güne sıkıştırılabilecek güzel turistik bir aktivite Sigmund Freud Müze’sini gezmek olabilir. Biz gittiğimizde bir kısmı tadilattaydı ancak 2020’de tamamlanacakmış.
Paylaş