Paylaş
Seyahate olan tutku nasıl başladı?
Murat: Ortaokulda İngiltere’ye gittiğimde başladı. Daha sonra üniversitede sırt çantasıyla ya da bisikletiyle dünyayı gezen gezginler olduğunu fark edip bazılarını evimde ağırlayınca tutkuya dönüştü.
Gülen: Ben de Boğaziçi Üniversitesi’nde okurken çıktığım İsviçre gezisiyle ilk seyahatime başladım. Sonra İsveç’e gittim. 2006’da ise Kiruna adlı, dünyanın en kuzeyindeki şehri gezdim. En sonunda da kuzey ışıklarını görünce her şey tutkuya dönüştü. Öyle ki işimizden ayrılıp Güney Amerika’yı baştan sona turladık. Seyahat vazgeçilmezimiz.
Arjantin, Perito Moreno Buzulu
Güney Amerika seyahatine nasıl karar verdiniz?
Murat: 2010 yılında işlerimizi bırakarak böyle bir karar aldık. Karar aşaması zordu. Ciddi bir birikimimiz de yoktu. Hazırlanmak zor olmadı, istifamızı verdik, kirada oturduğumuz evden çıktık, eşyaları ailemizin evine istifledik, birer çanta hazırladık ve gittik.
Gülen: Yanımıza çok az eşya aldık. Tüm eşyaların toplamı 16 kg’dı. Kıyafetlerimiz, fotoğraf makinesi, netbook, terlik, birkaç tane de kitap...
Bangkong, Chiang Mai Treni
Rotanızdan bahseder misiniz? Nereleri gezdiniz?
Gülen: Yola çıkarken ilk durağımızın Sao Paulo olduğu belliydi, bir de kıtayı saat yönünde döneceğimizi biliyorduk. Onun dışında yolda şekillendi. Buzullar, dağlar, ulusal parklar, Machu Picchu, Amazon Ormanları’nı gezdik. Penguenler, deniz aslanları, lamalarla arkadaş olduk.
Murat: Couchsurfing ile yerli insanların evlerinde kaldık. Rehber kitaplarda yazanları değil ev sahiplerimizin önerdiği yerleri gezdik. Çok yavaş hareket ettik.
Tayland, Çin Köyü
Güney Amerika’da sizi en çok büyüleyen ülke neresiydi?
Gülen: Arjantin... Hatta hayalimizde bir gün Arjantin’de yaşamak var. Çok hoş insanlarla tanışıp dostlar edindik. İnsanları mutlu ve eğlenceli. Şarapları ve doğası da mükemmel.
Murat: Bolivya ve Peru da çok ilginç yerler. Bu ülkelerde yerli nüfus hâlâ çok fazla ve kültürleri çok iyi korunmuş. Döndükten sonra tekrar işe başladık ama gezdiğimiz tüm ülkeler farklı yönleriyle bizi etkiledi. Dünyada keşfetmek istediğimiz daha çok yer olduğunu fark ettik ve tekrar yola koyulduk.
Şili, Valparaiso
Dünyayı eviniz mi yapmak istiyorsunuz?
Murat: Evet... Güney Amerika’dan sonra yine yıllarca çalıştık. Ama biz şartlarımız iyi olsa da yerleşik hayatı bir türlü kendimize ait göremedik. İnsana kendini çok iyi hissettiren yerler var. Biz buraları tatmak istiyoruz. Alışılan senaryoyu oynamak istemiyoruz. Bu bir dünya turu değil, mobil bir hayata sahip olma isteği. Yani dünyayı turlayıp geri döneceğiz demiyoruz, sevdiğimiz yerlerde zaman geçirmeyi ve yaşamayı hedefliyoruz. Şimdi de Myanmar’dayız.
Malezya, Kuala Lumpur
Böyle bir macerayı aileniz nasıl karşıladı?
Gülen: Vazgeçirmeye çalışmadılar. Annemin “Sağlığınız yerindeyken istediğiniz her şeyi yapın, başınız sıkışırsa biz hep yanınızdayız” demesi her zaman güven verdi. Çevremizde ise olumsuz enerjilerini yansıtan da oldu, “Hayallerinin peşinde koştuğunda çok mutlu olacaksın, ne olursa olsun vazgeçme” diyen de.
Tayland, Koh Phangan
Myanmar’da hayat nasıl?
Murat: Altı aydır yoldayız. Tayland, Malezya, Singapur, Laos rotasını izledik. Myanmar, yabancı turizme çok yeni açılmış bir ülke. Hâlâ sokaklarda Batılı görünce etrafı saran çocuklar var. Haliyle orijinal kültürleri bozulmamış. Yemek konusunda sıkıntı yaşamıyoruz, hatta çok fazla sebzeli yemekleri var. Rahat rahat yerlilerin oturduğu lokantalara oturup onların yediklerinden sipariş ediyoruz.
Myanmar, Shwedagon Pagoda
Bütçeniz nedir?
Murat: Hedef bir bütçemiz yok ve fazla lüksten kaçınıyoruz. Minimum bir konfor seviyemiz var, onun altına da inmiyoruz. Kısıtlı bir birikimimiz var. Online işler veya sponsorluk gibi yeni gelir kaynakları yaratana kadar dikkatli olmamız gerekiyor. Günde 140-150 lira harcarken bazı yerlerde iki katına çıktığımız oluyor. Konaklama için Couchsurfing kullanıp yerlilerle kalmak istiyoruz ama bu bazı ülkelerde mümkün olmuyor. Şartlara göre hostelden yıldızlı otellere kadar değişik bir yelpazede konakladığımız oluyor.
Paylaş