Paylaş
İçinizdeki bu seyahat tutkusu birden nasıl oluştu?
- Uzun süredir kendi işimi yapıyorum, bir ajansım var. İlk seneler işi oturtmak için, sonra da işlerin yoğunluğundan doğru düzgün tatil yapamadım. Pasaport aldım, öylece duruyordu. Bayram ve resmi tatiller dahil bir yılda 6-7 gün tatil yapabildiğimi hesapladığım sene (2010) birden delirdim, “Hayat kaçıp gitmiş, haberim yok” diye!.. Kıbrıs’ı saymazsak hiç yurtdışına çıkmamıştım; sonra bir gece Küba turlarına baktım, ertesi sabah firmalardan birini aradım, ‘barter’ teklif ettim. Tesadüfen onların da tanıtıma ihtiyacı ve bir kişilik de yerleri varmış. Hiç düşünmedim, beş gün sonra uçağa bindim, Havana’ya indim! Sonra devamı geldi, son 7 yıldır sanki kanıma bir virüs girdi ve gezmeden duramıyorum...
Danimarka
Seyahatlerinizi nasıl planlıyorsunuz?
- Özel bir planım yok. Her şey gezme vesilesi olabilir. Her yılın son günü kendime 2-3 seyahat hediye ediyorum. Örneğin bu yıl gezmelere doyamadığım Londra’ya, İskandinav ülkelerinde henüz görmediğim Norveç’e ve Marc Chagall’ın en geniş koleksiyonunu görmek için Tel Aviv’e (İsrail) bilet aldım 31 Aralık gecesi. Bunlardan sonraki durağım Chagall’ın kendi adını taşıyan vitray müzesini görmek için Nice (Fransa) olacak, sonra da İsrail ziyaretim bir sorun yaratmazsa İran...
İngiltere
Bütçeyi nasıl ayarlıyorsunuz?
- Gündelik hayatta lükse pek yer vermiyorum, uçak ve otelleri olabildiğince hesaplı halletmeye çalışıyorum. Banyo ve tuvaletin odamda olması dışında hiçbir konfor beklentim yok. Mesela sadece iki defa taksiye bindim yurtdışında, hep toplu taşım kullanıyorum. Keyif harcamalarımın tamamını, giyim-kuşam, kozmetik alışverişimin çoğunu yurtdışında yapıyorum. Daha uygun fiyatlara özgün parçalar alabiliyorum ve muhteşem yemekler yiyorum. Her yolculuktan, günde en az beş saat yürümeme rağmen kilo alıp dönüyorum.
Tayland
Bugüne kadar kaç ülke ve şehir gezdiniz?
- 27 ülke ve sanırım 75 şehir gezmişimdir. Turla çok az seyahat ettim. Kendim planlıyorum her şeyimi.
Gezmek size neler kazandırdı?
- Gözünle görmek gibisi yok. Yeni bir şey öğrenmek ya da deneyimlemek seyahatlerin beni en mutlu eden yönü. En büyük kazanımım ise kendi fikrimi genelgeçer doğruymuş gibi algılamak ve önyargılarımdan vazgeçmek oldu çünkü kıyas yapıyorsun, ‘en’ ve ‘hiç’li cümlelerin saçmalığını keşfediyorsun. “Bu işi yapmanın başka bir yolu olabilir” ya da “Belki benim düşüncem yanlıştır” diyebilmek insanı her anlamda geliştiriyor ve hasbelkader yaptığı bir yanlışın yükünü taşımaktan kurtarıyor.
İsveç
Seyahatlerinizden aklınızda kalan en ilginç anınız nedir?
- Hindistan Jaipur’daki otele gireceğimiz yola araba park etmiş, otobüs geçemiyordu. Araba sahibi ortalıkta yoktu. “Eyvah kaldık burda bir saat!” derken yollarda oturan, yatan 10-15 kişi arabayı tuttuğu gibi karşı sokağa taşıdı. Tüm otobüs alkışladık. Yardım ettikleri için onlar bizden daha mutlu oldu.
Çin
Seyahat etmenin sizin için önemi nedir?
- Seyahat benim en büyük havucum ve ilham kaynağım. Gider gitmez ilk hoşuma giden yerin fotoğrafını çekerim ve telefonuma, bilgisayarıma zemin yaparım. Bir sonraki seyahate kadar bu fotolar kalır. Tarihi turistik mekânların dışında mutlaka o şehrin ikinci el giysi satan dükkânlarını, antikacılarını, çiçek pazarlarını, sebze, balık pazarlarını ve süpermarketlerini gezerim. Bavulum peynirler, çaylar, baharat, soslarla dolar. Bunlarla hazırladığım sofralar bana o ülkede geçirdiğim güzel zamanları hatırlatıyor.
Küba
Elinizde sınırsız imkânlar olsaydı nerelere gitmeyi isterdiniz?
- Aylarca süren Latin Amerika gezilerine, dünya turlarına çıkacak insanlardan değilim. Evimi, kedilerimi özlerim. Sınırsız imkânım olmasını da istemem yoksa Papua Yeni Gine’ye yolculuk; Nişantaşı’ndan Kadıköy’e gitmek gibi gelirdi ve bir heyecanı kalmazdı benim için. Ama yine de Galapagos Adaları’nı görmek fena olmazdı. Bali’yi ve Arjantin’i de merak ediyorum. Bunlar çok da hayal sayılmaz, çalıştığım ve sağlığım elverdiği sürece, kriz filan da çıkmazsa 3-5 yıl içinde giderim...
Paylaş