Paylaş
Klasik anlamda aydınlanma kelimesi metafizik bir kavramdır. O zaman metafizik ne demek bir de ona bakalım. Metafizik Yunanca, sonra, öte, üst anlamına gelen meta ve doğa veya fizik, Aristotales tanımıyla duyularla kavranan bilgi anlamına da gelen phusika sözcüklerinden meydana gelmiştir. Kelime anlamı olarak doğaötesi anlamına gelse de bunu doğaüstü terimiyle karşılaştırmamak gerektiğine vurgu yapılır. Metafizik deyimini ilk olarak Rodos’lu Androkinos kullanmış olmasına rağmen Aristotales ders kitapları arasında da bu konuya yer vermiştir. Metafizik kavramı zamanla İdealizm (düşüncecilik) ve Spiritüalizm (ruhçuluk) kavramları arasında dar bir alanda sıkışıp kalmıştır. İslam felsefesinde de İbni Rüşt metafizik kavramından bahsetmiştir.
Aydınlanmaya dönecek olursak bu kavram Alman düşünürü İmmanuel Kant’ın Aydınlanma nedir? kitabında tanımlanmıştır. Kant, aydınlanmayı kısaca, kişinin inanmadan bilmeye yönelmesi olarak açıklıyor ve aklın sınırları dışında asla bilinemeyecek olan metafizik gerçekler alemi bulunduğunu ifade ediyor.
İnsanın kendi gördüğünden öte bir şeyi araması evren ve tanrı üzerine bir bilgiye ulaşması M.Ö.2000’lere dayanıyor. İlk din kitabı M.Ö. 2000’lerde Hindistan’da düzenleniyor. Tarihte bilinen bu ilk kutsal kitap Rig -Veda’dır. Tek tanrılı dinlerin temel niteliği olan yaradan ve onun kitabı düşüncesi ilk olarak Hint düşüncesinde ortaya çıkmıştır.
Aydınlanmaya giden yolun bütün bu tarihsel sürecinden geçtiysek o zaman yoganın kişiyi içsel aydınlanmaya nasıl bir yolla götürdüğünden bahsedebiliriz.
Yoganın sistematik olarak yazılışını ise M.Ö.400’lerde Patanjali tarafından olmuştur. Daha önce sözlü aktarımla insanlara ulaşan yoga bilgisi Yoga Sutraları olarak bir kitapta toplanmış ve dört ana bölümden ve yüz doksan altı sutra’dan oluşturularak yazılmıştır.
B.K.S iyengar’ın tarifiyle Yoga pratiği doğa ile değişmez olan (içimizde idrak ettiğimizde gerçekliğini kavrayacağımız) ruh arasındaki ilişkiyi keşfetmekle ilgilidir. Patanjali’nin sistemleştirdiği sekiz basamaklı yol ise bu keşif süreci için bir rehber, bir kolaylaştırıcı aynı zamanda disiplindir. Yani yoganın yolundaki aydınlanma, kişinin kendisi ile yola çıkmaya cesaret edip kendisini disipline etmeye gönüllü olması ile ilgilidir.
C.G. Jung’un o sıkça duyduğumuz sözü burada da kendine yer bulabilir. ‘’Dışarı bakan hayal görür, içeri bakan uyanır’’
Yoga Yolunda kişi nasıl uyanır ve bu uyanışla nasıl özgürleşir derseniz sekiz basamaktan oluşan şu merdivenleri çıkarak diyebiliriz.
İlk basamak yamalardır. Bu basamakta kişiye beş şeyi yapmaktan geri dur denir. Bunlar : Hertürlü ve herşeye karşı şiddetten uzak dur, dürüst ol, başkasının malına göz koyma, kişisel enerjiyi fazla yemek, konuşma ve cinsel ilişki ile tüketme. (Tek eşli olmaya önem verilir aynı zamanda), ve aç gözlü ve doyumsuz olma. Böylece kişi dış dünyadaki eylemleri üzerinde irade geliştirmeye başlar.
İkinci asama niyamalardır. Bu basamakta kişiye beş tavrı benimsemesi önerilir
Bunlar; düşünce ve eylemlerinde saf ol, elinde olanlarla memnun ol ve merkezinde kal, hayat içinde enerjini yüksek tut, kendin üzerinde çalış ve ruhunu besleyen kaynakları araştır, oku. Böylece kişi iç dünyası üzerinde irade geliştirir, arınma yaşar. Bu iki basamakla bile kişi hayatına kararlılık, farkındalık, duyarlılık ve iç disiplini getirmiş olur.
Üçüncü basamak asanadır ki bu da hepimizin az -çok bildiği, yoga ile özdeş tuttuğu bedensel hareket duruşlarıdır. Kişi yalnızca asana pratiği yaptığında bile bedenini, ruhunu ve zihnini saran ilahi bir saadeti hissettiği anları yaşayabilir.
Yoganın dördüncü basamağı ise nefes tekniklerini içeren bölümdür. Buna pranayama denir. Prana -yaşam enerjisi, ayama uzamak, genişlemek kontrol etmek demektir. Bu bölümde nefes üzerinde kontrollü bir çaba vardır.
Beşinci basamak olan pratyaharada amaç dışarıya doğru açık olan duyuları içeriye doğru çevirmektir.
Bundan sonra gelen üç aşama ise dharana (konsantrasyon), dhyana(meditasyon) ve burdan sonra gelen samadhi (aydınlanma hali)dir.
Belki yoga yapmak için bu kadar bilgiye ihtiyacınız olmayabilir, gerekli de değildir. Lakin yoga ilmine dair bilgi vermek konu içinde derinleşmek isteyenlere basit temel bir kaynak oluşturacaktır.
Bu konu hakkında derinleşmeye ilerleyen yazılarda devam edeceğim.
Yoganın neresinden başlamak isterseniz başlayabileceğinizi, başlamak için herhangi bir bedensel, zihinsel, ruhsal hazırlığa ihtiyacınız olmadığını tekrar hatırlatmak isterim. İhtiyaç olduğunu düşündüğünüz her yargı, Jung’un bahsettiği dışarıya bakan zihnin kendisini yargılaması olacaktır. Buradaki tek gerçek başlamak ve devam etmektir.
Merak ettiğiniz her konuda mail ile iletişim kurabilir, sosyal medya hesabımdan paylaştığım yoga ve meditasyon çalışmalarıma katılabilirsiniz. Bu yazıya yetişirseniz bu Cumartesi 18 Nisan’da olan ‘iyileştiren nefes’ etkinliğim herkese açıktır. Sosyal medya hesabımı takip ederek gelecek olan güzel etkinliklerden de haberdar olabilirsiniz.
Yogalı, huzurlu, kalplerimizde sevgiyi hissettiğimiz günleri yaşamak dileğiyle.
Bu haftanın şiiri Yunus Emre’den olsun: İlim ilim bilmektir
Bu haftanın şarkısı: Parijat / Return to your body.
Aydınlanma üzerine güzel bir film: Lucy
Paylaş