Paylaş
Sevgili İsa, öncelikle 30 eylülde yayınladığın Unuttun Mu Beni coverınla ilgili başlayayım sorularıma. Sezen Aksu’nun 2011 çıkışlı Öptüm albümünü o kadar çok dinledim ki o sene. Bu şarkı da o albümden en sevdiğim ve o dönemki haleti ruhiyemi en iyi anlatan şarkıydı. Şarkı ve albüm benim için ne ifade ediyor yazsam iki sayfa yazarım. Senin için bu şarkı ne anlama geliyor onu öğrenebilir miyiz? Çünkü bu şarkı dur bir cover yapayım bakayım neler varmış denilecek şarkılardan değil. O ada o sahil o kırlangıç hepsi merak ediyor bu şarkının senin için ne ifade ettiğini o yüzden Unuttun mu Beni’yi seçip söylemendeki süreci anlatır mısın?
Herkesin bir Sezen Aksu şarkısı vardır. Benim şarkım da Unuttun Mu Beni'ydi her zaman için.
Yıllardır çalarım söylerim kendi kendime. Şarkı melodik olarak yakalardı beni, fakat seneler geçtikçe sözleriyle birlikte yakalamaya başlayınca iş değişti tabi. Şarkıdaki çift yönlü duygu hali, beni en etkileyen kısım. Unutulmuş olmayı bir yandan kabullenirken, bir yandan bu duruma isyan eden bir duygu var. Ben de söylerken onu hissettirmeye çalıştım. İlk olarak ''hiç gelmedim mi aklına'' diye sorarken biraz gönül koymuş bir tavırla söylerken, ikinci ''hiç gelmedim mi aklına'' diye sorarken bu sefer hafif isyan eden, hesap sorar gibi bir tavırla söyledim. Bu şarkıyı gerçekten şu an unutamadığım için söylemek istedim. Gerçekten hiç mi aklına gelmediğimi kafamda sorup durduğum için bu şarkıyı söyledim. Herkesin bir hikayesi ve bu hikayeye tanık olan adaları, kırlangıçları, defterleri, masaları vs illaki vardır. Ben kendi hikayemi unutamadım ve bu yüzden de bu şarkıyı nefeslendirmek istedim.
2018’de yayınladığın Beni Sen Yaratmadın çok severek dinlenen şarkılarındandı. Şarkının hikayesini, yazarından birinci ağızdan öğrenebilir miyiz? Şarkı bir sevgiliye yazılmış gibi duyulmuyor ama senin vokalin dinlerken kafa karışıklığı da yaratıyor şöyle ki aslında ortada çok aşk meşk durumları yok ama senin sesine kapılıp daha romantik bir havada dinliyoruz şarkıyı. O yüzden anlat bize şarkının çıkış öyküsünü de öğrenelim işin aslını.
Öncelikle bu güzel analiz için çok teşekkür ediyorum. Şöyle ki, şarkı kesinlikle bir aşk şarkısı değil. Yaşam haklarından bahsettiğim, genel dünya ve insanlık düzeniyle alakalı eleştirilerde bulunduğum protest bir yapıya sahip sözleri. Bu bir ağaç olabilir, bir hayvan veya masum bir insan. Yaşam hakkına sahip her canlı için geçerli, Beni Sen Yaratmadın serzenişi. Hatta ilginizi çekebilecek bir bilgi vereyim, köprü kısmında ''unutturma gönlüm, yakışmaz kalbine'' derken, kendime söylüyorum bunu. Ne kadar şöhretli olursan ol, ne kadar çok dinlenilsen de hiç bir zaman, bu konuları anlatmayı bırakma, bu senin kalbine yakışmaz. O zaman şarkıyı bestelerken bile, ileriye yönelik kendime bir söz vermişim. Fakat duygusal olarak ikilemde kaldığınız noktayı çok iyi anlıyorum. Bunu bilinçli yaptığıma emin olabilirsiniz. Çünkü açık konuşmak gerekirse %100 protest algılanmak istemedim. Genel olarak çoğu şarkımda bunu yapıyorum. Boş bir kulakla dinleyen bir kişinin bunu aşk şarkısı sanması ve bunu ayrıldığı kız/erkek arkadaşıyla ilişkilendiriyor olması, gayet tatlı bir durum. Fakat derin bakanlar için, gayet derin sulardayız.
Beni Sen Yaratmadın en sevilen en çok dinlenen şarkılarından biri oldu onun çıktığı günden bugünlere yaptığın diğer çalışmalardan da bahseder misin?
Beni Sen Yaratmadın gerçekten kariyerim adına çok önemli bir yere sahip. Özellikle adımın sektör içerisinde duyulmasını sağladı. Bu çok önemli bir durum. Sonrasında yeni tekliler yayınlamaya devam ettik fakat ben asla Beni Sen Yaratmadın tuttu diye, onun gibi şarkılar yapmaya devam etmedim. Ben bir fırın değilim, Tabiki de benzer sound ve tempoda şarkı yapabilirim, fakat her şarkımın kendi karakterinin olmasına özen gösteriyorum. Bu yüzden özgürce, bambaşka soundlarda üretimler yaptım. Deneysel şarkılar denedim. Fakat şu an geldiğim noktada, sound olarak, İndie'den, tekrardan Alternatif Rock sounduna (yani özüme) geri döndüğümü çok rahatlıkla söyleyebilirim. Unuttun Mu Beni projesiyle bunu belli ediyorum zaten.
Şarkılarını yaparken mesela sözlerini yazarken seni en çok ne tetikler. Kalemi en çok hangi zamanlarda eline alırsın ya da yazmaya gerek duymadan aklına gelenleri kayıt mı yaparsın?
Açıkçası önce melodiler üzerinde çalışıyorum. Bir şair gibi davrandığımı söyleyemem.
Yarattığım melodilerin duygusal inşaatına, temposuna uygun, verseler nakaratlar yazıyorum. Tabi tüm bunları yaparken kaynak bir duygudan, bir dertten veya içimdeki bir davadan beslenerek, belli bir temaya sadık kalarak sözleri yazıyorum. Yani söz yazımı değil de, direk beste yapımı olarak beni ne tetikliyor derseniz eğer hiçbir şey...Bu benim var oluşum. Doğamı yaşıyorum sadece. Fakat en güzel haliyle yaşamak ve bunun için kendimi her an yeniden gerçekleştirmeye çalışıyorum.
Şarkı sözlerindeki derinlik dikkat çekiyor hemen, bir şarkı sözünden daha fazlasını vaad ediyor dinleyiciye. Sözlerde özel bir özen var. Sen neler söylemek istersin?
Bu benim karakterimle alakalı olabilir. Dolaylı anlatmayı çok seviyorum. Şifreler gizlemeyi çok seviyorum. İlk dinleyişte öyleymiş gibi tınlarken, hmmm aslında böyleymiş dedirtmeyi seviyorum. Detayları çok severim kısaca. Bu yüzdendir ki, karakterimin, şarkı sözlerime direkt olarak yansıyor olduğunu görüyoruz. Aşk şarkıları yaparken de, genelde kişiyi hedef alan sözler yazmıyorum. En sevilen şarkılarımdan biri olan Sevmeden de Yaşanmaz üzerinden örnek verecek olursam eğer, evet bir aşk şarkısı fakat ben aşık olduğum kişiden (kişilerden) bahsetmiyorum direkt olarak. Aşk filozofluğu yapıyorum aslında. Aşk neydi? Aşık olunca ne oluyor? Aşık olan biri ne kafa yaşar? Bu gibi genel söylemlerle, tecrübelerimi şarkılarımda yaşatmaya çalışıyorum. Bir kitaptan ya da bir filmden etkilenip şarkı yapamıyorum. Yapsam bile karaktere sokamıyorum. Tüm şarkılarım, kendi deneyim ve tecrübelerim. Hayatı algılama ve algıladıklarıma isyan etme/şükran duyma şeklim.
Yeni coverlar yeni çalışmalar gelecek mi yakınlarda?
Yıllardır konserlerimizde çaldığımız bir takım coverlar var. Onları dijitale hazırlar mıyız bilemiyorum. Cover konusunu stratejik düşünemiyorum hiç bir zaman. Şarkının benimle birlikte yıllarca demlenmesi gerekiyor. Yeni çalışmalar konusunda ise, kesinlikle birçok yeni çalışma gelecek. Çok fazla sayıda demolarım, bitmiş şarkılarım, akustik projelerim, live projelerim var. Çok daha çalışkan ve çok daha üretken olacağımız bir süreç bizi bekliyor. Ben ve ekibim tüm kolaylığı ile başarılı bir şekilde devam ediyoruz.
Sen şu sıra kimleri dinliyorsun?
Açıkçası dijital bir çağda yaşadığımız için hepimiz gün içinde birçok şey dinliyoruz. Fakat son zamanlarda en çok hoşuma giden iki isim var. Biri Dennis Lloyd diğeri Noga Erez. Dennis Lloyd'u özellikle senelerdir çok fazla dinliyor ve kariyerini çok başarılı buluyorum.
Nasıl geçti yazın konser izleyebildin mi yoksa sadece çalıştın mı?
Genel olarak devamlı projeler üzerinde çalıştım. En son izlediğim konserde Mor ve Ötesi stadyum konseri oldu. Enerjisel anlamda son derece etkileyici bir ambiyanstı. Ki zaten Türkiye'de müzikal ve şarkı sözleri olarak en beğendiğim müzisyenlerden biri Harun Tekin.
İsa Özkocaman’ın müzikle tanışma ve müzikle devam etme serüvenini anlatır mısın?
Ailemde, sülalemde müzikle ilgilenen hatta sanat ile ilgilenen kimse yok. Fakat küçüklüğümden beri müziğe karşı yatkınlığım vardı. Lisede izlediğim bir amatör rock konseri sonrasında hikaye başladı. Müzik bana geldi ve asla bir daha geri gitmedi. Büyüyerek devam etti. Yeni değilim aslında, bu işin gerçekten en diplerinden geliyorum. 2009-2013 yılları arasında yıllarca Taksim’de rock barlarda çalardım. Cover grubu olarak çalıyorduk fakat o yıllardan beri inanın bırakmadım gitarı elimden. Derdim hep aynıydı. 2016 itibariyle Sofar İstanbul'da ilk solo konserimi yaptım. İsa Özkocaman adını ilk orda kullandım. O günden beri İsa Özkocaman olarak kendi projelerimi üretiyorum. Yapacağım ve yapmak istediğim çok proje var. İçimde titreşen tüm yaratım dolu enerjilerin, yaşama ve gerçekliğe kavuştuğu tüm an'ları gerçekleştirmek için yaşıyorum.
Paylaş