Paylaş
Bu röportajda Mecnunlar ve Leylaların ne olacağını da konuştuk yani aşkı. Çünkü kendisinin ‘Mecnun’ şarkısı beni de yeniden bir türlü cevabını bulamadığımız soruyla baş başa bıraktı. Mecnunlar ve Leylalar kavuşabilecek mi? Hem doktor hem müzisyen olan Buğra’nın bu soruya cevabı düşündürücü.
2000'li yılların ortasından bu yana üzerinde çalıştığı farklı tarzlardaki bestelerini bir araya getirip albümleştiren Buğra Kertmen'e stüdyo kayıtlarında Cengiz Baysal (davul), Metin Türkcan (elektro gitar), Poyraz Kılıç (Bas Gitar), Gülşah Erol (çello), Seda Eylül Tansık (viyola), Sezgin Alkan (piyano), Tolga Bozkurt (piyano) gibi tanınmış isimlerin eşlik ettiğini görüyoruz. Albüm kapak fotoğrafı ise fotoğraf sanatçısı Mehmet Turgut'un imzasını taşıyor.
Sevgili Buğra neden seninle bu kadar geç tanışmış olduk. ‘Olmasın Böyle’ çok iyi müzisyenlerle çalışıp ortaya koyduğun ‘zamansız’ bir albüm. Ben bu albümün dinleyiciyle yeterince buluştuğunu düşünmüyorum. Aynı zamanda doktorsun acaba önlüğü çıkarıp albümünü yapıp tekrar önlüğü giyip hastalarına döndüğün için mi? Sonuçta doktorluk da müzisyenlik de insanın bütün vaktini alır diye düşünüyorum. Sen ne dersin?
Merhaba, biraz geç olduğunun farkındayım ve bu konuda suçluluk duymadığımı söyleyemem. Ama yoğunluğumun ve pandemi sürecinin de dinleyicilerle buluşmamı erteleyen durumlardan olduğunu söyleyebilirim. Tabi planladığımız konser takvimini ileri tarihe almak durumunda kaldık. Umarım önümüzdeki süreçte albümü insanlarla daha çok buluşturabiliriz. Hekimlik kutsal bir meslek ve özellikle de işin içindeyseniz bu daha yoğun hissediliyor, özverili olmak zaman alan bir zorunluluktur. Bazen gömleği çıkarmaya bile zaman olmayabiliyor ama bu beyaz gömleği çıkardığımda gönlümü yakan siyah bir gömlek giyiyorum, bedenime yapışıyor çıkarmak istemiyorum.
Seni biraz tanımak isteriz müzikle olan bağının nasıl başladığını doktorluk gibi oldukça yoğun ve stresli bir meslek yaparken bu kadar iyi müzisyenle biraya gelip koskoca bir albüm yapacak sürece nasıl geldin?
Müziğe olan ilgimin çok küçük yaşlarda başladığını söyleyebilirim. Bir şeyi sevdiğinde anlıyorsun illa ki, müzik sevgisi daha çok içten gelen bir şey. Aynı zamanda müzisyen olan babamın desteklerinin de etkisi olmuştur müziği sevmemde ve enstrümanlarla tanışmamda. Uzun süredir elektro gitar ve piyano kullanıyorum. Üniversitedeyken de piyano, elektro gitar ve vokal olarak bir çok etkinlikte bulundum.
Tıp fakültesinden her şey çıkar, arada bir doktor da çıkar derler; müzik, edebiyat, resim veya diğerleri… Sanırım biz doktorlar biraz deliyiz, tabi bu arayış gerçeklerden saklanmak için değil, gerçeği arayış çabasıdır bana göre. Sanat şimdilik en büyük gerçek, ölüm ve yaşam arasına açılmış koca bir parantez. Ve ben bu gerçeği hiç bir otopside dahi göremedim. İnsan sevdiği bir şeye her zaman vakit bulur, 5 dakikada güzel bir şiir bile yazılır.
Kendini hiç seçim yapma aşamasında buldun mu sadece müzik ya da sadece doktorluk gibi?
Doktorluğu da müziği de severek yapıyorum. Şimdilik ikisini de birlikte yürütmeye çalışıyorum mümkün olduğunca, ama kendimi en çok müziğin içerisinde mutlu hissettiğimi söyleyebilirim. (gülücük)
Yeni şarkılar üzerinde çalışıyor musun yine bir albüm fikri var mı yoksa single olarak mı ilerlersin? Bu naif tarz devam eder mi bizi şaşırtabilir misin yeni şarkılarında?
Yeni şarkılar üzerinde çalışıyorum evet, ikinci albüm çalışmalarının büyük ölçüde bittiğini söyleyebilirim. 7-8 şarkılık bir albüm bekliyor bizi. Söz ve beste yazarlığı zevk aldığım bir konu, ayrıca single her ne kadar günümüz müzik dünyası pazarlama stratejilerinden birisi olsa da, müzikseverleri yeterince mutlu edebildiğini düşünmüyorum. Ayrıca insanlara daha geniş duygular sunabilmeliyiz, dinleyici her şarkıda kendini bulamayabilir. 2. albümde farklı bir doku var, farklı bir atmosfer. Şarkılar beni çok heyecanlandırıyor açıkçası, dinleyicilerle buluşturmak için sabırsızlanıyorum.
‘Mecnun’ albümde en sevdiğim şarkılarından oldu şarkıda ‘Mecnunsun deli gönlüm ara ki bulasın nerede Leyla’ diyorsun. Gerçekten de nerede bu Mecnunlar ve Leylalar. Mecnun çöllerde kayboldu da Leyla beklemekten vaz mı geçti? Ya da Mecnun o çöllere hiç düşmedi mi? Bu şarkıyı yapmış bir müzisyen olarak Leylalar ve Mecnunlar kavuşabilecekler mi?
(Gülücük) Mecnun Leyla’ya kavuşursa içindeki aşkın biteceğinden korktuğu için Leyla’yı bulmak istemiyor. Mecnun’un içindeki aşk Leyla’dan daha önemli. Bence Mecnun halen çöllerde, bir kum tanesi olarak aşk içinde gezmeye devam ediyor. Leyla’yı küstürmediyse, mutlaka karşılaşırlar bu tanecikler. Belki bu sefer de Leyla tanıyamaz onu, belli olmaz.
Masumiyetimizi yitirdik çoktan, artık böyle aşkların hikayelerini bile unutur olduk. Leylalar ve Mecnunlar birbirlerine olan aşklarını kaybetmeyeceklerine inanıyorlarsa, kavuşmalı hepsi. Şimdi kavuşamazlarsa, bir gün mutlaka karşılaşacaklar ve halen seviyorlarsa birbirlerini tanıyacaklar. Seveceksen benim gibi, ben de seni seveceğim.
Son olarak aslında başka işler yapıp ama aynı zamanda müzisyenlik yapan çok isim var ama biz en çok doktor olanları konuşuyoruz sence neden?
Doktorluk da müzisyenlik gibi oldukça emek isteyen bir meslek. İki mesleği birlikte yürütmek merak uyandırıyor. Ülkemin güzel insanlarının da doktorlara karşı ayrı bir sevgisi var, bizim doktorlarımızın da karşılıksız derman olma arzusu. Kısacası aramızda görünmeyen kocaman bir bağ var, bir dostlarından şarkı dinlemek ilgilerini daha çok çekiyor.
Paylaş