Paylaş
GÜNDE BİR ELMA YİYİN
Hepimiz meyve, sebze yemenin vitamin ve mineral içerdikleri için sağlıklı beslenmenin önemli bir parçası olduğunu biliyoruz. Ancak içerdikleri lifleri almak, kolorektal kanseri önlemek için yapabileceğiniz en önemli şeydir.
Cancer Research UK verilerine göre, her üç kolorektal kanserden biri çok az lif tüketmekle ilişkilendiriliyor. Beslenmenizdeki lif, daha sık tuvalete çıkmanıza yardımcı olur. Bu da zararlı kimyasalların bağırsakta daha az zaman geçirmesi anlamına gelir.
Günlük önerilen 30 gram lifi beş porsiyon meyve ve sebzeyle alabilirsiniz, ancak bir kase yulaf lapası, iki dilim tam buğday ekmeği ve yarım kase nohut da hedefe ulaşmanıza yardımcı olacaktır.
Bazı meyve ve sebzelerin lif oranı diğerlerine göre daha yüksektir; elma, muz, ıspanak ve brokoliyi tercih edin. Mümkünse, karbonhidratların esmer makarna, pirinç ve ekmek gibi kepekli versiyonlarını tercih edin.
Bu tür yüksek lifli gıdalardan oluşan beslenme şekilleri uzun zamandır hastalığa yakalanma riskinin ortalamanın altında olmasıyla ilişkilendiriliyor.
SALAMDAN VE SOSİSTEN UZAK DURUN
Sosis, pastırma, salam, jambon ve sosisli sandviç kolorektal kanser riskini artırdığı bilinen işlenmiş etlere örnektir. İşlenmiş et, raf ömrünü uzatmak veya daha iyi tat vermek için işlem görmüş herhangi bir üründür. Bu işlem genellikle nitrat gibi kimyasal koruyucular eklenerek yapılır. Bu kimyasallar bağırsakta reaksiyona girerek bağırsak zarına zarar veren ve tümör oluşumunu teşvik eden N-nitrozos adı verilen başka bileşikler üretir.
2019 yılında Oxford Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan bir çalışmaya göre, günde 70 gramdan fazla kırmızı et yemek bağırsak kanseri riskini yüzde beş oranında artırmaktadır. 70 gram, iki dilim pastırma ya da yarım hamburgere eşdeğerdir.
Ulusal Sağlık Sistemi (NHS), haftada iki porsiyondan fazla işlenmiş kırmızı et tüketilmemesini öneriyor. Öte yandan etinizi nasıl pişirdiğinize de dikkat etmelisiniz. Eti ızgarada pişirmek yemeği daha da riskli hale getirebilir.
Etin ızgara veya mangal gibi yüksek ısıda pişirilmesi, bağırsaklara da zarar veren kimyasallar olan heterosiklik aminler ve polisiklik aminler oluşturabilir.
AKTİF KALIN
Haftada birkaç kez egzersiz yapan kişilerde kolorektal kanser riskinin yüzde 20 azaldığı bilinmektedir. Bunun birkaç nedeni vardır.
Öncelikle, tıpkı lifli gıdalar tüketmek gibi, egzersiz de kimyasalların bağırsaklarımızdan daha hızlı geçmesine yardımcı olur. Bu da yediğimiz zararlı şeylerin bağırsakta daha az zaman geçirmesi anlamına gelir.
Aktif olmak, kolorektal kanser riskini azaltan sağlıklı bir kiloyu korumanıza yardımcı olur. Obezite vücuttaki büyüme hormonlarının seviyesinin yükselmesine neden olur ve bu da hücrelerin daha sık bölünmesine yol açar.
Bu ek bölünmelerin her biri, kanser hücrelerinin ortaya çıkması için başka bir potansiyel şansı temsil eder ve hastalığa yakalanma olasılığını artırır. 30'un üzerinde bir vücut kitle indeksine sahip olmak, sağlıklı bir kiloya kıyasla kolorektal kanser riskinizi yüzde 11 oranında artırır.
BİR ŞİŞE ŞARAP, 10 SİGARA KADAR KANSERE NEDEN OLUYOR; BU YÜZDEN İKİSİNİ DE BIRAKIN
Herhangi bir şekilde bira, şarap veya alkollü içki içmek ağız, üst boğaz, gırtlak, yemek borusu, meme, karaciğer ve bağırsak kanseri riskinizi artırır.
Ancak sigara içmek daha da kötüdür. Sigara, dünya genelinde kanserin en büyük nedenidir ve 16 farklı kanser türü riskini artırmaktadır. Sigara, kolorektal kanserin yüzde 7'siyle, alkol ise yüzde 6'sıyla bağlantılıdır.
Bu alışkanlıkların her ikisi de sadece pahalı değil, aynı zamanda sağlığınız için çok önemli başka şekillerde de kötüdür.
Cancer Research UK, alkolün vücut tarafından emildiğinde hücrelerinizin hasarı onarmasını engellediğini söylüyor. Ayrıca hücrelerin bölünme olasılığını artıran kimyasal sinyalleri de etkileyebiliyor ve sonuç olarak tümörlerin ilk gelişme olasılığını artırıyor.
BMC Public Health'de yayınlanan 2019 istatistiksel analizi, haftada bir şişe şarap içmenin kanser riski açısından aynı dönemde 10 sigara içmeye eşdeğer olduğunu ortaya koydu.
Sigaralar 5.000'den fazla kimyasal madde içeriyor ve bunlardan en az 70'inin kansere neden olduğu düşünülüyor.Bu kimyasallar, bizi kansere karşı koruyan parçalar da dahil olmak üzere DNA'mıza zarar veriyor.
Sigarayı bırakmanın sağlık açısından faydalarından yararlanmak için hiçbir zaman geç değildir ve aile hekiminizden veya eczacınızdan yardım alırsanız başarılı bir şekilde bırakma olasılığınız daha yüksektir.
TUVALETE Mİ KOŞUYORSUNUZ? EN KISA SÜREDE AİLE HEKİMİNİZE GİDİN
Makattan kan gelmesi, şişkinlik, çaba harcamadan kilo kaybı, karın ağrısı ve bağırsak hareketlerinizde değişiklikler gibi semptomları erken fark etmek hayat kurtarıcı olabilir.
Eğer dışkınız olması gerekenden daha suluysa veya kendinizi sık sık tuvalete koşarken buluyorsanız zaman kaybetmeden doktora gitmelisiniz.
Rektal kanama mutlaka kontrole gitmeniz gerektiğini gösteren bir uyarı işaretidir. Belirtileriniz olmasa bile, NHS bağırsak kanseri tarama programının bir parçası olarak 50'li yaşlarınıza geldiğinizde dışkı testi verilmesini öneriyor.
KOLON KANSERİNİN UYARI İŞARETLERİ NELERDİR?
Bağırsak veya kolorektal kanser, kolon ve rektumdan oluşan kalın bağırsağı etkiler. Bu tür tümörler genellikle polip adı verilen kanser öncesi büyümelerden gelişir.
--Belirtiler ise şunlardır:
Makattan kanama
Dışkıda kan
Bağırsak alışkanlıklarında en az üç hafta süren bir değişiklik
Açıklanamayan kilo kaybı
Aşırı, açıklanamayan yorgunluk
Karın ağrısı
--Çoğu vakanın net bir nedeni yoktur, ancak insanlar aşağıdaki durumlarda daha fazla risk altındadır:
50 yaşın üzerindeyseniz
Ailenizde bu durumla ilgili bir geçmişiniz varsa
Bağırsaklarında kişisel polip öyküsü olanlar
Crohn hastalığı gibi iltihaplı bağırsak hastalığından muzdarip olanlar
Sağlıksız bir yaşam tarzı sürdürmek
--Tedavi genellikle ameliyat, kemoterapi ve radyoterapiyi içerir.
Evre 1 bağırsak kanseri olan her on kişiden dokuzundan fazlası tanı konulduktan sonra beş yıl veya daha uzun süre hayatta kalmaktadır.
Ne yazık ki tüm kolorektal kanserlerin sadece üçte biri bu erken evrede teşhis edilmektedir.
İnsanların çoğu, hastalık kolon veya rektum duvarının ötesine veya vücudun uzak bölgelerine yayıldığında doktora gidiyor ve bu da kolon kanserinin başarılı bir şekilde tedavi edilme şansını azaltıyor.
Paylaş